Öğretmenler için rotasyon tehlikesi
Aralık 2023’te ve sonrasındaki çok sayıda yazıda müfredatın değişmesinin, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılmasının, mesleki eğitim adı altında Mesleki Eğitim Merkezleri’nin (MESEM) çocuk işçiliğinin yaygınlaştırılmasının ve tüm meslek okullarının MESEM’lileştirilmesinin hedeflendiğini, performans ve rotasyonun yeniden gündeme getirileceğini, sınav sisteminde değişikliğin, parasız, zorunlu eğitim hakkının çocukların elinden alınmasının amaçlandığını ve eğitim alanında daha çok sayıda hazırlık yapıldığını BirGün’de yazmıştım.
∗∗∗
Büyük çoğunluğu hayata geçti. Atılması planlanan adımlar Aralık 2023’te yayımlanan 12. Kalkınma Planı’nda yer alıyordu. Kalkınma Planı’nda yapılması planlanan her adım platform, vakıf, dernek, sendika adı altında siyasi iktidar sözcüsü yapıların raporlarında, açıklamalarında cümle cümle yer aldı. Yaşanılan süreç sıkça tekrar edilen “paydaşların katılımı, görüşü ve önerileri ile değişikliğe gidildi” gibi açıklamaların bir gerçekliği olmadığının da kanıtı oldu. O “paydaşlar” her zaman yukarıdan alınan kararların sözcüleri oldu. Eğitimin asıl öznelerinin ise sesi hiç duyulmadı.
YENİ GÜNDEM ROTASYON
Milli Eğitim Bakanı son günlerde katıldığı programlarda “Aynı okulda uzun süre çalışanlar nedeniyle diğer öğretmenler bu okulda görev yapamamaktalar. 30-35 yıl -oldukça istisnai bir durumdur- aynı okulda görev yapan öğretmenlerimiz var. Diğer arkadaşlarımız da bu okullarda görev yapmak istiyorlar.” minvalinde cümleler kurdu.
Bu cümleler kuruluyorsa geliyor gelmekte olan.
Öğretmenlerin bir okulda uzun veya kısa çalışmasının eğitimin niteliğine etkisi ile ilgili bilimsel bir çalışma, veri yok. Buna rağmen rotasyon iktidarın yıllardır temel gündemlerinden biri oldu. Nisan 2015’te yönetmelik değişikliği ile öğretmenlerin aynı okulda çalışma süresi 8 yılla sınırlandırıldı. Tepkiler üzerine değiştirildi ve Temmuz 2015’te bu süre 12 yıla çıkarıldı. 2016 yılı sonunda rotasyon yine gündeme geldi ancak uygulanması durumunda yaşanılacak sorunların büyük çapta olacağı ortaya çıktı, uygulanmadı. O tarihten itibaren de uygulanmıyor.
Rotasyon her gündeme geldiğinde öğretmenlere rotasyon uygulanacak olması ve alınması gereken tutum konusunda öğretmenler arasında kafa karışıklığı yaşandı. Bir öğretmenin çalışma süresinin olumlu ya da olumsuz etkileri tabii ki tartışılabilir, bilimsel çalışmalarla araştırılabilir. Öğretmenlerin hangi okulda ne kadar süre çalışacağına dair karar ise ancak onlarla eşit koşullarda yapılacak uzlaşı sonucunda ortaklaşarak verilebilir.
Ancak bu uygulama ile yapılmaya çalışılan eğitimin niteliğini artırmak mıdır? Yeni Türkiye adı verdikleri dönemde ideolojik ve politik hegemonyayı tesis etmek, zora dayalı rıza mekanizmasını yaygınlaştırmak mıdır? Öğretmeni emekçi, öğretmen kimliğinden arındırarak istediği yerde ve istediği süre çalıştırarak kendine memur etme çabası mıdır?
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda, Milli Eğitim Akademisi yönetmeliğinde, Şubat ve Temmuz 2025’ te yayımlanan merkezi sınavla öğrenci alan okul ve proje okulları yönetmeliğinde yer alan maddeler rotasyona ilişkin oldukça yol aldıklarını ve bu belgelerde yer alan maddelerin uygulanması durumunda rotasyonun tüm öğretmenler üzerinde süreklilik halinde bir baskı aygıtı haline getirilebileceğinin göstergesiydi.
∗∗∗
Proje okul uygulaması, resen atamalar, mülakat, ücretli, sözleşmeli güvencesiz çalışmanın olağan bir istihdam biçimi haline getirilmesi gibi çok sayıda adımda öğretmen hep kaybeden oldu. Öğretmenin kaybettiği her durumda çocuklar da nitelikli, bilimsel, kamusal eğitim hakkını kaybetti. Eğitimin süreklilik ilkesi ortadan kalktı. Rotasyonun öğretmenlere rağmen uygulanması durumunda ise kaybedenin yine öğretmenler ve öğrenciler olacağı bir hakikat.
Ülkemizin dört bir tarafında binlerce öğrenci “Öğretmenime Dokunma” diyerek proje okul uygulamasına karşı eğitim haklarına, öğretmenlerine sahip çıktı. Proje okul meselesi rotasyonun nasıl bir mağduriyet yaratacağının, baskı aygıtı haline getirilebileceğinin en somut ispatıydı. Öğrenciler yürünmesi gereken yolu öğretenler oldu.


