ÖMK ve müfredatta toplumsal cinsiyet eşitliği hedef tahtası
AKP’nin ülkenin dinselleştirilmesinde ve dinin eşitsizliğin, emeğin sömürüsünün rıza aygıtı haline getirilmesinde en etkili kullandığı araçlardan biri Diyanet’in fetva hatları oldu. Fetva hatlarının il il yaygınlaştırılması öyle bir noktaya ulaşmış durumda ki Diyanet Din İşleri Kurulu’nun Mart 2024’te verdiği sayı, günde 3-4 bin kişinin fetva hatlarını aradığını, bazı dönemler bu sayının 13-14 bine ulaştığını gösteriyor.
Diyanet fetva hatları başvurularında din, ataerki ve devlet üçlüsünün nasıl çalıştırıldığının onlarca örneği var. Örneğin bir adam babasının ölümünden sonra kız kardeşleri ile mirası paylaşmak istemiyor, hattı arıyor. Dini bütün bir adam olduğunu, miras paylaşımı konusunda İslami haklarının, şeri hükümlerin neler olduğunu soruyor. Sonrası hepimizin tahmin edeceği şekilde gelişiyor büyük olasılıkla. Sonuçta; bu sorunun nedeni mirası yalnızca kendine hak görmesidir.
Müfredat ve Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) başlığının devamında fetva hatlarının bağı ne sorusu gelebilir aklımıza? Bu hatların amacının; eşitsizliğe, sömürüye itaat, biat aracı haline getirilmesinin müfredat ve ÖMK yoluyla tüm okullara yaygınlaştırılması amaçlanıyor.
∗∗∗
Örneğin Türk Sosyal Hayatında Aile dersinin içeriğinde kadının çalışma hayatının içerisinde olması, doğum yaşının yükselmesi vb. aileye tehdit olarak yer alıyor. Düşünün, tüm kademelerde okutulması amaçlanan derslerden biri bu ders ve çocuklara erken yaşlardan itibaren bu gerici ideoloji enjekte edilecek. Tüm derslerin içeriklerine serpiştirilerek.
Yine kültürel hegemonyayı besleyen inanış ve pratikler, kavramlar tüm ders içeriklerine yerleştirilmiş. Örneğin fıtrat, kadınların fıtratları yüzünden eksik yeteneklere sahip olduğu ideolojisiyle büyüyen çocuklar.
Müfredatın temel omurgasında “huzurlu insan, huzurlu aile, huzurlu toplum” diyerek aile vurgusu yer alıyor. Aynı zamanda Erdoğan’ın 4+4+4 yasasının çıkarılması döneminde Necip Fazıl Kısakürek’ten yaptığı alıntıyı da hatırlayalım. Dininin, dilinin, beyninin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı gençlik yetiştirmek.
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile de amaç AKP’nin yeni ‘Türkiye Yüzyılı’na uygun öğretmeni, iktidarın istediği öğretmeni yaratmak. Haklardan değil, disiplin, sorumluluk ve Akademi hükümlerinden oluşan kanun başlı başına bir cezalandırma metni, baskı aygıtı.
Genelde tüm öğretmenler, yasanın ayrıntılarını incelediğimizde özelde kadın öğretmenler hedefte. Hayâsızca hareketler, öğrencilere olumsuz örnek teşkil edecek söz, davranış ve hareketlerde bulunmak gibi muğlak ifadelerin öğretmenlerin atanmasından, hizmet sınıfının değiştirilmesine, meslekten çıkarılmasına kadar uzanacak bu tehditler silsilesinin kadın öğretmenler için ayrıca bir baskı mekanizması olacağı çok açık.
Pervasızca kullandıkları ifadeleri de hatırlayalım. ‘‘Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer’’, ‘‘kahkaha atmak iffetsizliktir’’, ‘‘kadınsa iffetli olacak’’, ‘‘kadının kariyeri anneliktir’’, ‘‘kadın erkek eşitliği fıtrata terstir’’, ‘‘edepsiz kadın, öyle bir kıyafet giymiş ki çok aşırı’’…
Öyle bir baskı aygıtı ki bu kanun bir kadın öğretmenin giydiği eteğin uzunluğu, saç rengi iktidarın belirlediği isimler/kurullar tarafından öğrenciye yönelik olumsuz davranış ve hareketlerden biri olabilir. O öğretmen aylıktan kesme cezası ile cezalandırılabilir, yetersiz öğretmen ilan edilerek mesleği elinden alınıp, hizmet sınıfı değiştirilebilir. Yasadaki muğlak ifadeler bilinçli, politik bir tercih. Hayâsızca hareketler ifadesiyle AKP’nin “hayâ sınırları” üzerinden meslekten çıkarılabilir.
∗∗∗
Toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan bu saldırıların varacağı noktanın güncel örneklerini İran’dan, Afganistan’dan biliyoruz. Devletin tepeden inme devlet politikalarını reddeden bir toplum, karşısında muktedirlerin yalın şiddetini ve vahşetini buluyor.
Örneğin, Afganistan diyor ki, kadınlar yanında erkek olmadan dışarı çıkamaz. Kadın olduğun sana polis, devlet yoluyla bildiriliyor. Jandarma, polis, devlet marifetiyle kadınsın.
Müfredat, ÖMK aracılığıyla da siyasi iktidar, Cumhur ittifakı kadınların, kız çocuklarının karma eğitim hakkını, kadın kıyafetlerini rejimin bekası için bir tehlike olarak görüyor. Bu müfredatın, ÖMK’nin içeriği ise kıyafetlerimizin, saç renklerimizin, laik, kamusal eğitime dair kuracağımız cümlelerin rejimin bekası için tehdit olarak görülmesi ise ne kadar kırılgan bir rejim olduğunun, inanırlığını tamamen kaybetmiş olduğunun da kanıtı aynı zamanda.