Onun arabası var, güzel mi güzel

“Müthiş bir duygu ya. Çok havalı. Sanki uzaydan gelmişim gibi millet bana bakıyordu. Bir de Porş kullanan vardı. İstanbul’da camı indirdim, Porş kullanana döndüm. ‘Senin araban mı havalı benim arabam mı havalı?’ dedim. Şöyle döndü baktı; ‘Bakan Bey galiba sizin arabanız’ dedi.”

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Togg deneyiminin ardından oldukça neşeli görünüyordu. İşsizliğin, hayat pahalılığının ve halkın yaşadığı binbir türlü sıkıntının moralini bozmadığı belliydi. Soğanın bir yatırım aracı haline geldiği ülkede, 1 milyon liraya alıcılarını bekleyen “yerli ve milli” otomobilin şoför koltuğunda aldığı hazzın etkisindeydi. Bu etkiden kaynaklı olsa gerek, insanların kendisine uzaydan gelmiş gibi bakmasını ekonomi alanındaki tuhaf fikirlerine değil bindiği arabaya bağlamıştı. Üstelik yolda kendine “Porş”a binen zengin bir arkadaş bulmayı da başarmış, ne kadar havalı arabalarla gezdikleri konusunda kısa bir sohbet gerçekleştirmişti.

İktidar bir süredir Togg’la yatıp Togg’la kalkıyor. Başka hiçbir konunun da tartışılmasını, konuşulmasını istemiyor. Konuşana hakaret ediliyor, çarşı-pazardaki fiyatlardan lafı açanın “dar kafalı” olduğu, “Türkiye’nin şahlanışını anlamadığı” söyleniyor. Hatta profesörler bile Togg’u övmeyip patates-soğan fiyatlarına dikkat çektikleri için bir anda “müsvedde” ilan ediliyor.

Bakanlar ise bu süreçte Togg’un reklam yüzüne dönüştü. Kabine üyeleri caddelerde arabayla tur atıp kredi kartı ekstresinin asgari tutarını ödemekte zorlanan yurttaşlara devletin ne kadar “güçlü” olduğunu gösteriyor.

Bu arada henüz Togg’un Gemlik’teki kampüsüne giden birkaç içerik üreticisi dışında aracı test eden bir bilirkişi yok. Aracı gerçek yolda kantara çıkaran bir inceleme ne zaman yapılacak, Togg’un sınırları ve özellikleri gerçekten ne zaman objektif bir değerlendirmeye tabi tutulacak bilmiyoruz. Ayrıca işin ekonomik tarafı, yani elektrikli otomobil endüstrisinde Togg’un yer edinip edinemeyeceği de tam bir muamma. Bu yıl sonuna kadar vaat edildiği gibi 28 bin aracın üretilip üretilemeyeceğini de göreceğiz. Şu an iktidarın seçim planları gereği bol bol hamaset dinliyoruz.

Fakat bunlar işin detayı. İstenirse 28 bin değil 228 bin Togg üretilsin bu ülkenin gerçek sorunlarına çare olmayacak. Makro ve mikro ekonomik göstergeler ne yaşadığımızı net biçimde ortaya koyuyor.

Son açıklanan verilere göre şubatta cari açık 8,8 milyar dolar oldu. Ocak ayında 9 milyar dolar olarak açıklanan cari açık 10 milyar dolar olarak revize edildi. Böylece Türkiye tarihindeki en yüksek cari açığa ulaşıldı. 12 aylık cari açık da 10 yılın zirvesinde.

Merkez Bankası, resmi rezervlerde de şubat ayında 4 milyar 677 milyon dolar net azalış yaşandığını açıkladı. Kısa vadeli dış borç stoku, şubatta yüzde 3,1 artarak 153,1 milyar dolara yükseldi.

Yurttaşın bankalara borcu 2 trilyon liraya yaklaştı. Yaklaşık 3 milyon 865 bin kişi icraya düştü. İşsiz sayısı şubatta 569 bin kişi artarak 8 milyon 941 bin oldu, işsizlik oranı yüzde 23,4’e tırmandı.

Tüketici Hakları Derneği’ne göre son yüzyılın en yüksek gıda pahalılığını tecrübe ediyoruz. 40 temel gıdanın son bir yıllık ortalama fiyat artışı yüzde 190.

Asgari ücretin 8.500 lira olduğu ülkede, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 31 bin 240 lira. İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti ise 31 bin 788 lira düzeyinde. Rakam geçen aya göre 1225 lira artış gösterdi.

İşte Erdoğan seçimlere 1 aydan az bir süre kala bu tabloyu Togg’un, sondaj gemilerinin, tankların ve yolların gürültüsüyle görünmez kılmaya çalışıyor. Ama halk ne yaşadığını ve önceliklerinin ne olduğunu çok iyi biliyor. Yenilecek ekmek yoksa, binilecek araba neye yarar? Toplumun büyük çoğunluğunun satın alamayacağı bir arabayı “yerli ve milli” diye pazarlamak bir iktidara ne kazandırabilir?

Yiğit Özgür’ün “Millet aç aç!” sözünün yer aldığı meşhur karikatürünü bilirsiniz. Karikatürde “Yanındaki kadın kimdi?” sorusuyla karşılaşan adam, durumdan sıyrılmak için hiddetli bir şekilde “Millet aç aç!” diye bağırır. İktidarın Togg’a yüklediği işlev de bu karikatürdeki hikâyeye benziyor.

Erdoğan, “Geçinemiyoruz, yoksullaşıyoruz, açız” diyen halka, “Milletimizin 600 yıllık hayali olan Togg’un teslimatları başlıyor” şeklinde karşılık veriyor. Oysa memleketteki milyonların hayali, insan onuruna yaraşır bir düzende, yarınından kaygı duymadan, huzur ve güven içinde yaşamak. Bunu halka sunamayanları ne “yerli araba” ne de “yerli tank” lakırdıları kurtarır.