Google Play Store
App Store

“Kızım senin için gittim ben Ankara’ya 

Barış denen beyaz kuşu göğe salmaya”

Bugün 10 Ekim. Ankara Gar Katliamı’nın üzerinden 10 yıl geçti. Türkiye’nin yakın tarihi katliamlar tarihi oldu. Bunların bazıları dönüm noktası özelliği taşıyor. 10 Ekim, bugünlere gelinmesinde 12 Eylül, 15 Temmuz tarihleri kadar önemli.

Hatırlayalım. 2015 yılında, 7 Haziran’da yapılan seçimlerde iktidar partisinin meclis çoğunluğunu kaybettiği, “istikşafi” hükümet görüşmeleri yapılırken Türkiye’nin her yerinde bombaların patladığı, başta Suruç olmak üzere katliamların yaşandığı bir dönemdi. Çözüm süreci bitmiş, masa devrilmiş, silahlar ateşlenmiş, Güneydoğu’da sokağa çıkma yasakları ve hendek operasyonları başlamıştı. Suriye’de ve Irak’ta IŞİD çok geniş bir alanı kontrol altında tutuyor, katliamlar yapıyor, kafa kesiyor, kadınlara cinsel saldırıda bulunuyordu, kaçırıyordu. Türkiye 1 Kasım’da ilan edilen “tekrar seçime” güvensiz bir ortamda gidiyordu.

Seçimlere 3 hafta kala DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi yapılacaktı. Türkiye’nin dört bir yanından on binlerce insan emeğin hakları, barışın sağlanması ve demokratik seçimlerin yapılabilmesi için Ankara’ya geldi. Mitingin yapılacağı Sıhhiye meydanı hazırdı. İnsanlar Ankara Garı önünde toplanıp yürüyerek meydana ulaşacaktı. Olmadı.

KATLİAM “GELİYORUM” DEMİŞ

Dava süreci bu gerçeği ortaya koydu. Örnek olsun, katliamdan sekiz gün önce Nizip Emniyeti, Gaziantep Emniyeti ve TEM’e yazıyla bilgi vererek iki ton gübre satın almaya çalışan şüphelilerin araştırılmasını istemiş. Katliamdan üç gün önce mahkeme bu şüphelilerden Yakup Şahin’in telefonları için dinleme kararı vermiş. Bu Yakup Şahin katliamdan önceki gece Gaziantep’ten Ankara’ya canlı bombaları taşıyan araca başka bir araçla eskortluk etmiş. Canlı bombaları taşıyan aracı kullanan da IŞİD’in Gaziantep emiri Yunus Durmaz’ın yardımcısı Halil İbrahim Durgun imiş. Canlı bombalardan Yunus Emre Alagöz, 2,5 ay önce Suruç’taki katliamın canlı bombacısı Abdurrahman Alagöz’ün kardeşiymiş ve aranmaktaymış. IŞİD, bu gibi çok sayıda istihbarat bulunmasına rağmen Ankara Garı önünde iki canlı bombayı işte böyle patlattı.

Polis koşarak gelip sahaya, ölenlere, yaralılara ve onlara yardım etmek isteyenlere biber gazı sıktı. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu “Şimdi Ankara’daki terör saldırısı sonrasında anket yaptık ve kamuoyunun nabzını tutuyoruz, oylarımızda bir yükseliş trendi var” açıklaması yaptı. Haklıydı, 1 Kasım’da yapılan seçimlerde tek başlarına iktidar olmayı başardılar.

10 Ekim katliamında 103 kişi hayatını kaybetti, 500’den fazla insan yaralandı. Yaralıların içinde organ kaybı, kolunu, bacağını kaybedenler var. Hâlen tedavisi devam eden hastalar var. Başta 10 Ekim aileleri, yaralılar, orada olanlar, duyarlı insanlar, acıları hiç dinmedi, pek çoğu psikiyatrik tedavi gördü, görüyor.

Katliamda yaşamlarını yitirenleri unutturmamak, hak arama mücadelesini büyütmek ve faillerden hesap sormak amacıyla 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği (10 Ekim-Der) kuruldu. Dernek yıllardır hem davaları takip ediyor hem de 10 Ekim aileleri ile dayanışmayı sağlıyor. Katliamın sanıklarının bir kısmı yakalanarak yargılandı, fakat “insanlığa karşı suç” kapsamında cezalandırılmadı. Hakkında dava açılan 36 sanıktan 16’sı hâlen firari durumda. Katliama yol veren kamu görevlileri hakkında herhangi bir soruşturma açılmadı. Katliam faillerinin bir kısmı hakkında ise henüz dava bile açılmadı.

10 Ekim Ankara Katliamı Avukat Komisyonu katliamın soruşturma ve yargılama süreçlerini başından beri kolektif biçimde takip ediyor. Yalnızca iddianamede adı geçen IŞİD’lilerin değil, tüm karanlık noktaların aydınlatılması ve kamu görevlileri dâhil tüm faillerin yargılanması için çalışıyor. Komisyon, 10 Ekim Ankara Katliamı ve yargılama süreciyle ilgili her türlü bilgi ve belgelerin, sadece dava dosyalarında kalmamasını, adalet ve demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak toplumsal hafıza çalışmalarında kullanılabilmesini sağlamak için 10 Ekim Davası web sayfasını açtı. Burada (https://10ekimdavasi.vercel.app) ve sosyal medya hesaplarında bilgi ve belgelere açık erişim mevcut. Sayfada ulaşabileceğiniz çok önemli bir çalışma var: “10 Ekim’in 10. Yılında 10 Kavram: Alternatif bir karar denemesi.” Belirlenen 10 kavram var: Dava, Barış, Katliam, Sorumluluk, Eylem, Politika, Emek, Yas, Mücadele, Zaman. Her kavram farklı bir yazar tarafından kaleme alındı, gönüllüler tarafından seslendirildi ve özgün çizimlerle tamamlandı. Sayfa şimdiden çok güçlü, zaman içinde eklemelerle daha da güçlenecek. Komisyon dün de basın toplantısıyla 10 yılın raporunu kamuoyuna sundu. Emeği geçen herkesin yüreğine sağlık.

ANKARA NUMUNE HASTANESİ

Katliamda yaralanan yurttaşların çoğunun ilk götürüldüğü yer, 300 metre ötedeki Ankara Numune Hastanesi idi. Bu köklü hastanemizde çalışan hekimler ve sağlık emekçileri acil müdahalelerle, zorlu ameliyatlarla, aylar süren tedavilerle çok can kurtardı. 10 Ekim Katliamı yaralılarının tedavi gördüğü sembol hastaneydi. Şimdi bu hastanemiz, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi gerekçe gösterilerek kapatıldı. Eksikliği büyüktür, telafisi yoktur.

10 Ekim Katliamı Türkiye’de hep etkili olmuş karanlık güçlerin halka verdiği kanlı bir mesajdır. Avukat komisyonu acı gerçeği vurguluyor. “10 Ekim Ankara katliamı ile birlikte 2015-2016 yıllarındaki katliamları planlayan ve düzenleyenlerin, güçlü bir adalet mücadelesiyle gerçek failleri ortaya çıkarılmadığı sürece yeni katliamlar planlamalarını engelleyecek hiçbir güç yoktur.”

Bu katliamları engelleyebilmek kötülüğe karşı iyiliğin mücadelesini yürütecek örgütlü bir halk ile mümkün.