Google Play Store
App Store

Bu gece merakla beklenen 97. Oscar ödülleri açıklanacak. Film, Yönetmen, Özgün Senaryo, Erkek Oyuncu dallarının en güçlü adayı 'Brütalist.'

Oscar yarışında politik doğruculuk

Sinema dünyasında yılın en büyük tanıtım kampanyasında nihayet son aşamaya gelindi. Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nin düzenlediği 97. Oscar ödülleri töreni bu gece (Türkiye saatiyle sabah 02’de) gerçekleşecek. Yakın zamanda Los Angeles’da yaşanan yangın felaketi nedeniyle eğlence unsurunun geri planda olacağını, yangında yaşamlarını yitiren sinemacıların anılacağını tahmin etmek zor değil.  Yaklaşık on bin üye oy kullanacak. Akademi (Oscar) ödülleri iki turlu bir seçim sonucu ortaya çıkıyor. İlk turda sektörün farklı dallarında çalışan sanatçıların oylarıyla her dalda beşer aday belirlerken, tüm üyelerden gelen oylarla En İyi Film kategorisinde on aday belirleniyor. İkinci turda ise Akademi üyeleri bu aday listeleri üzerinden seçimlerini yapıyor. Son yıllarda, ödüllerde ABD ağırlığının azaldığını, Avrupa ve Asya ülkelerinden adaylara da şans tanındığını gördük. Bunda en büyük faktör, Akademi üyeleri arasında Amerikalı olmayanların sayısındaki artış olsa gerek.

TRUMP’LA İNATLAŞMA OLUR MU?

Üye kompozisyonundaki gelişmenin etkisiyle mi, yoksa Amerikan politikasındaki etkisiyle midir bilinmez, bu yıl En İyi Film dalındaki aday listesinde yer alan on filmden dokuzunun politik temalara eğildiğini ve toplumsal sorunlara politik doğruculuk ekseninde yaklaşıldığını görüyoruz. Bunlardan biri, 13 adaylıkla en fazla kategoride adaylığı olan 'Emilia Pérez'in toplumsal cinsiyet olgusuna yaklaşımının -LBGTQ hareketine şiddetle karşı çıkan Başkan Trump’a inat- En İyi Film ve En İyi Kadın Oyuncu dahil çeşitli kategorilerde ödül şansını artırdığı konuşuluyordu. Bir trans bireye kadın oyuncu ödülü verilmesi hiç kuşkusuz muhafazakar Amerikan toplumunu çileden çıkaracak bir karar olabilirdi. Ne var ki başroldeki Karla Sofia Gascon’un Brezilyalı aday Fernando Torres’e ilişkin kullandığı sözcükler ve sosyal medyadaki ırkçı paylaşımları tahminleri alt üst etti. Latin kamuoyunun, Meksika’nın en önemli sorunlarından uyuşturucu mafyasını eğlencelik bir malzemeye dönüştürülmesini ve bir mafya liderinden kahraman yaratılmasına tepkisi de filmin şansını azaltan bir gerçek.

Politik doğruculuk deyince, ilk akla gelen filmlerden biri 'Brütalist' (The Brutalist). On adaylıkla 'Emilia Pérez'in ardından gelen, Nazi dehşeti, göçmen sorunu, Amerika’daki yabancı düşmanlığı, ırkçılık, kapitalizmin sömürü mekanizması ve sanat-sermaye ilişkisi gibi temel meseleleri ustalıkla harmanlayan filmin Yahudi sempatizanlığını da göz önüne alarak,  En İyi Film ödülüne yakın duran iki adaydan biri (diğeri 'Anora') olduğunu söyleyebilirim.

BİR SİSTEM KURBANI VE BİR FAİLİ MEÇHUL

En İyi Yönetmen ödülünün de iki bağımsız sinemacıdan birine, Brady Corbet ya da Sean Baker’a gideceğini düşünüyorum. Tabi, Jacaqes Audiard 'Emilia Pérez'le bir sürpriz yapmazsa… Bu daldaki adaylar arasında 'Tam Bir Bilinmez' (A Complete Unknown) adlı biyografik filmle James Mangold da öne çıkanlardan biri… 68 ruhunu ve bir sanatçının varoluş sancılarını konu alan filmde Bob Dylan’ı canlandıran Timothée Chalamet  En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde şanslı olabilirdi ama 'Brütalist' filminde bir kez daha ustalığını sergileyen Adrien Brody’nin önüne geçmesi zor görünüyor. En İyi Film adayları arasında yer alan (bir iktidar mücadelesinin perde gerisine ışık tutan) 'Konsey'in (Conclave) başrolünde ustalığını konuşturan Ralph Fiennes’e de işaret ettikten sonra, gönlümden geçen ismin ABD hapishanelerinde çoğunluğu oluşturan siyahların hikayesini hapishanede sergilenen bir oyun çerçevesinde anlatan 'Sing Sing'in başrolünde müthiş bir performans sergileyen Colman Domingo olduğunu söyleyebilirim. İki dalda aday gösterilen Trump’ın yükseliş hikayesi 'Çırak'taki (The Apprentice) performansı ile bu dalda aday gösterilen Sebastian Stan’a pek şans tanınmıyor ama kim bilir, Trump’a inat neden olmasın?

En İyi Film kategorisinde bir Brezilya filminin yer alması başlı başına bir olay, Akademi hanesine yazılması gereken olumlu bir puan. Bana kalsa, En İyi Film Oscar’ını Walter Salles’in 'Hâlâ Buradayım'ına (I’m Still Here) verirdim. Brezilya’nın askeri diktatörlük altında yaşadığı yıllarda kaçırılan ve yıllar boyu akıbetinden haber alınamayan bir aydının karısının, kocasının devlet görevlilerince öldürüldüğü gerçeğinin açığa çıkması için verdiği mücadeleyi anlatan Salles’in duygu istismarına kalkışmadan oluşturduğu gerilimin seyirciye geçmesinde en büyük pay Fernando Torres’in oyunculuğu hiç kuşkusuz. Ama 'Cevher'deki (The Substance) rolüyle Demi Moore ve 'Anora'daki rolüyle genç oyuncu Mikey Madison dururken, En İyi Kadın Oyuncu dalında Amerikalı sinemacıların oylarının Torres’e yönelmesi sürpriz olur.  Bu daldaki oylama, Altın Küre’lerde ve Oscar öncesi yapılan sektörel değerlendirmelerde ödülü kimselere kaptırmayan Demi Moore’un lehine sonuçlanırsa, Cannes’da Altın Palmiye kazanan -Amerikan toplumunun cinsel sömürü düzeni ile görgüsüz Rus oligarklarını buluşturan- 'Anora' sekiz dalda aday gösterilmesine karşın Oscar’lardan eli boş dönebilir. Yardımcı oyunculara gelirsek, Zoe Saldana 'Emilia Rérez'deki rolüyle Yardımcı Kadın Oyuncu dalının, Kieran Culkin de 'Gerçek Acı' ile Yardımcı Erkek Oyuncu dalının favorisi.

GÜÇLÜ SENARYOLAR, ÇILGIN ANİMASYONLAR

97. Oscar’larda Uyarlama Senaryo dalında 'Konsey', 'Emilia Pérez', 'Tam Bir Bilinmez', 'Sing Sing' ve 'Nickel Boys' yarışıyor. 'Sing Sing' dışında diğerleri En İyi Film dalında da aday. Bu dalda tercihim, siyah çocuklara ayrılmış bir ıslahhanede yaşananları anlatan 'Nickel Boys' ya da 'Sing Sing'; ama ödülün 'Konsey'e gideceğini düşünüyorum (sekiz dalda adaylığı olan film ödülsüz dönecek değil ya!)… Özgün Senaryo dalındaki adaylar arasında 'Brütalist' ve 'Anora' öne çıkıyor. Tercihim 'Brütalist' olurdu. Kurgu dalında 'Emilia Pérez', 'Anora', 'Konsey', 'Brütalist' ve 'Wicked' yarışıyor. Kanımca bu ödül  'Brütalist'le 'Konsey' arasında...  Görüntü Yönetmeni dalındaki ödül ise 'Brütalist'e gider… Yapım Tasarımında 'Dune 2', 'Cevher' ve 'Wicked'ın da ödül alabileceğini düşünüyorum. Yapım Tasarımı ve Kostüm Tasarımı dallarındaki ödülün 'Wicked'a gitmesi sürpriz olmaz (On kategoride adaylığı olan bu müzikalin Müzik dalında da adaylığı var ama bu dallarda şansı daha fazla). Makyaj-Saç ödülü 'Cevher'in hakkıdır. Daniel Blumberg’in etkileyici müziği ile 'Brütalist' ve müziği anlatımın temel ögelerinden biri olarak değerlendiren 'Emilia Pérez' Film Müziği dalının iki önemli adayı. Film Şarkısı’nda ise 'Emilia Pérez' rakipsiz diyebilirim. Ses Tasarımı’nda en şanslı aday 'Tam Bir Bilinmez',  Görsel Efekt dalında ise 'Dune 2'den yana kullanırım oyumu.

Canlandırma (animasyon) sinemasının beş adayı da çok iyi. 'Flow', 'Inside Out 2', 'Bir Salyangozun Anıları', 'Wallace ve Grommit: İntikam', 'Vahşi Robot'. 'Bir Salyangozun Anıları'nı çok sevmeme karşın, iklim değişimi sorununu tek bir sözcük kullanmaksızın, bir gerilim filmi akıcılığında yorumlayan 'Flow'un cazibesine kapılmamak elde değil.  Uzun Metrajlı Belgeseller de birbirinden etkileyici. Önceki yazılarımdan birinde söz ettiğim filmler arasında tercihim 'Sountrack to a Coup d’Etat' (Bir Hükümet Darbesi için Müzik). Ama ödülün, Filistin sorununa odaklanan 'Başka Ülke Yok' belgeseline gitmesi büyük olasılık. Kısa belgesel ve Kısa Canlandırma filmlerini izleyemediğim için bir şey söyleyemem. En İyi Uluslararası Film dalının beş adayı, Fransa’nın adayı 'Emilia Pérez', Litvanya yapımı 'Flow', Danimarka yapımı 'İğneli Kız', Brezilya’dan 'I’m Still Here' ve İranlı yönetmen Rasoulof’a Cannes ‘da ödül kazandıran Alman yapımı 'Kutsal İncirin Tohumu' arasında tercihimin 'I’m Still Here' olduğunu zaten biliyorsunuz. (En İyi Film dalında da oyumu vereceğimi söylediğim için). Sonuçta, ödül listesinde En İyi Uluslararası Film olarak yer almasına da razıyım… Bakalım Akademi üyeleri oylarını hangi filmlerden yana kullanacak? Sonuçlar ne olursa olsun, bu filmlerin tümü de izlenmeye, tartışmaya değecek filmler. Ödül törenini izleyemeseniz de, bu filmlerden her hangi biri ile gecenizi değerlendirebilirsiniz.