Google Play Store
App Store

Eğitim, çocukların gelecek yaşantılarını değiştirmek için tek umuttu. Bu umut çocukların ellerinden adım adım alınıyor. Kamusal eğitimi kaybettiğimiz her gün geleceğimizi kaybediyoruz.

Özel öğretim kurumları yönetmeliğinde yapılan son değişiklikle eğitimin ticarileştirilmesi süreci hızlandırıldı. Dershaneleri kapatacağız söylemlerinden bugüne özel okulların kamu okullarına oranı ülke tarihinin en yüksek seviyesine yüzde 24’e ulaştı. Yarışa, rekabete, elemeye dayalı sınav sistemleri sonucu her ilde, ilçede sınavlara hazırlık için faaliyet yürüten yüzlerce özel öğretim kurumu var. Kamu okulları da çocuk kulüpleri, yabancı dil ağırlıklı eğitim uygulaması, proje sınıfları gibi uygulamalarla dersaneleştirildi.

Aralık ayının son günlerinde Milli Eğitim Bakanı özel okul ücretlerine kısıtlama getirileceğine ilişkin açıklamalar yapmıştı. 3 Ocak 2025’te yayımlanan özel öğretim kurumları yönetmeliği ile kısıtlamanın karşılığının eğitimin piyasalaştırılmasına hız verilmesi olduğunu gördük.

1- ÖĞRENCİ ETKİNLİK MERKEZLERİ

Yönetmelikle özel öğretim kurumlarına üç yeni kurum türü daha eklendi. İlki ilkokul çağındaki öğrencilere sosyal, kültürel, sanatsal, sportif alanlarda ve bireysel olarak ödev ve projelerinin yapılmasında “destek sunacağı” açıklanan öğrenci etkinlik merkezleri oldu. Dershanecilik, özel dersler ilkokul çağına kadar yaygınlaştırılıyor.

İlkokul öğrencileri öğrenci etkinlik merkezlerine, ortaokul öğrencileri sosyal etkinlik ve gelişim merkezlerine gidebilir ifadeleri ile okul öncesinin de kamu okullarında da ücretli olmasıyla birlikte okul öncesinden itibaren her kademe hızla piyasanın, sermayenin eline terk ediliyor.

Bu merkezler yabancı dil, kişisel gelişim, bilgisayar, müzik, gösteri sanatları, el sanatları, spor alanlarında faaliyet sürdürebilecek. Yönetmelik maarif müfredatına da uygun bir şekilde “ahlak ve değerler” gruplarında da programların uygulanacağını düzenliyor. Eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesi ayrılmaz iki temel hat olarak yaşama geçiriliyor.

2- ÖZEL MERKEZLER

İkinci kurum türü özel psikolojik ve danışma merkezleri olarak adlandırılmış. Eğitsel danışmanlık, akademik kaygı, çocuk eğitimi ve aile gibi başlıklar altında faaliyet sürdürecekler.

Bu kurumların eğitim vereceği başlıklar arasında “manevi iyi oluş, manevi başa çıkma, yaşamda anlam/anlamlı yaşam, şükran ve minnettarlığı geliştirme…” gibi adlandırmalarla Yeni Türkiye Yüzyılı Maarif müfredatına, yeni rejime uygun eğitimin paralı hale getirilmesi ile dinselleştirilmesi süreci kesintisiz sürdürülüyor.

3- ERGOTERAPİ MERKEZLERİ

Üçüncü kurum türü ise dil, konuşma ve ergoterapi merkezleri.

Eğitimde eşitsizliğin bu denli derinleştiği günlerde yeni tanımlanan özel öğretim kurumları eliyle eşitsizlik daha da ciddi bir boyuta ulaşacak. Eğitim hak olmaktan tamamen çıkarılarak ancak parayla satın alabilenlerin ulaşabileceği bir ayrıcalık haline getiriliyor.

Okulların anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise kademelerinin başlangıçları için belirledikleri öğrenim ücretlerinde fahiş artış yapamayacaklarına ilişkin madde geçmiş yönetmeliklerde de olduğu gibi bir kez daha özel okul sahiplerinin istediği şekilde düzenlenmiş. Kime göre fahiş? Ücretin fahiş olup olmadığına kim karar verecek?  Yönetmelikte ucu açık, soyut ifadelerin seçilmesi de politik bir tercih.

SERMAYEYE VERİLEN SÖZ

12. Kalkınma Planı’nda ve mesleki ve teknik eğitim politika belgesinde de özel meslek liselerinin sayısının arttırılacağı sözü sermayeye verilmişti.

Yönetmelik ve ekinde yayımlanan maddelerle özel mesleki ve teknik Anadolu liselerinin, organize sanayi bölgeleri içinde ve dışında açılacak özel mesleki ve teknik Anadolu liselerinin sayılarının artışına hız kazandırılacağı, şirketlerle imzalanacak protokoller eliyle çocuk işçiliğinin yaygınlaştırılmasının daha da hızlandırılacağı açıkça düzenlenmiş.

Eğitim, çocukların gelecek yaşantılarını değiştirmek için tek umuttu. Bu umut çocukların ellerinden adım adım alınıyor. Kamusal eğitimi kaybettiğimiz her gün geleceğimizi kaybediyoruz. Eğitimde yoksulluğun, eşitsizliğin yarattığı sonuçları en ağır boyutta yaşadığımız günlerde özel okullar, özel öğretim kurumları kamulaştırılmalı talebini, mücadelesini yükseltmek en acil, en güncel ve yaşamsal mücadele başlığıdır.