Özer Çiller’in ruhu Cumhur’da yaşıyor
Özer Uçuran Çiller 86 yaşında öldü. Arkasında sonuçlanmayan davalar, yüzdelikle anılan ihalelerle dolu koca bir karanlık bıraktı. Bugün yaşanan çürümenin en önemli hazırlayıcısı olduğunu rahatlıkla söylemek mümkün.
Özer Uçuran Çiller’in ülke gündemine girmesi Eşi Tansu Çiller’in 1991 yılında siyasete atılmasından öncesine dayanır. Bir anlamda bu karı-kocanın ABD’den döndüğü günden itibaren ülkenin başına bela oldu. Yönettiği, kurduğu, batırdığı şirketlerle her dönem skandallarla anıldı. Ama bunların en bilineni hiç kuşku yok ki İstanbul Bankası meselesidir.
Çiller ailesine ait şirketi MARSAN şirketi eliyle bankanın içinin nasıl boşaltıldığı bugün bile konuşulur. Bunun nedeni İstanbul Bankası ile halk üzerinden yapılan büyük vurgunun üzerine bugün bile çok az olay olmasıdır. Tüm bu büyüklüğe rağmen sadece bankayı soyan değil aynı zamanda murahhas üyeliğini de yapmış olan Özer Çiller’inde hiçbir ceza almadan mahkeme kapılardan elini kolunu sallayarak çıktığını söyleyelim.
Konu MARSAN’e gelince Çiller ailesinin mal varlığı ile ilgili de birkaç cümle kurmak gerekir. Tansu Çiller 1993 yılında başbakan olarak göreve başladığında mal beyanında bulunuş ama ne hikmetse ABD’de bulunanlar unutulmuştu. 1994 yılında ABD’de hiç de yabana atılmayacak bir rakam ve gayrimenkuller ortaya çıkınca Tansu Çiller bunların şirkte ait olduğunu o yüzden malvarlığında gösterilmediğini beyan etmişti. Yani yılların İstanbul Bankası’nın içi boşaltılırken aynı anda ABD’de Çiller imparatorluğu kuruluyordu. Bir başka “detay” ise mal varlığında büyük artışın Tansu Çiller’in 1991 yılında ekonomi bakanı olmasıyla başlaması.
Dün ölen Özer Çiller’in bir başka özelliği de Tansu Çiller’in başbakanlığı dönemine ait. Örtülü ödenekten, ihalelere kadar her akçeli işin altında mutlaka Özer Uçuran Çiller çıktı. O günlerde Özer beyin ihale komisyonu onlarca habere konu olmuştu.
Tüm bunlar bugün için ne kadar tanıdık değil mi? Özer uçuran Çiller, Turgut Özal’la başlayan, Tansu Çiller’le altın çağını yaşayan ve Saray rejimi ile neredeyse kurumsallaşan çürüme modelinin en müstesna isimlerinden biri olarak tarihteki yerini şimdiden aldı.
YAĞMA VE MAFYA DÜZENİ
Banka boşaltma, mala çökme, saldırı, adam kayırma, yağma, rüşvet neredeyse bugün en çok duyduğumuz başlıklar. Bundan 25 yıl önce bu başlıklar yine vardı. Üstelik devlet katında da bağlantıları da ayan beyan açıktı. Özellikle Ağar-Çiller ortaklığı dillere destan olmuştu. Tansu Çiller vatan savunmasını mafyaya teslim ederken aynı anda oluşan kayıt dışı ekonomiyle de çok yakından ilgilendi.
Tansu Çiller’in yaklaşık 3 yıllık başbakanlığı her düzeyde Türkiye’nin en karanlık yıları olarak tarihe geçmesi tesadüf değil ve bunda özel beyin de hatırı sayılır bir katkısı var. Sadece yağma, talan ya da ekonomik krizlerle anılmıyor aynı zamanda katliamlar, faili meçhuller ve yargısız infazlarla da tarihe geçiyordu. Özel Çiller dün itibarıyla yok. Ama dönemin diğer aktörleri Tansu Çiler ve Mehmet Ağar hala hayatımızda. Üstelik Cumhur İttifakı’nın hemen yanı başında her işlerine destek veriyor.
AKP’nin 21’inci yılında eleştiri olarak ortaya konan hangi başlık varsa bir ucu mutlaka Özal, Tansu Çiller, Ağar gibi isimlere uzanması asla tesadüf değil. Yozlaşma bu tarz bir sağcılığın olmazsa olmazı. Bugün Özer Çiller’in arkasında kaç kişi saf tutuyor bilmiyoruz. Ama memleketin çok büyük bölümünün “hakkımız helal etmiyoruz” dediğini duyar gibiyiz.
Bizim kuşağın gençliğini, memleketin geleceğini çalanların ölümlerinden zerre üzüntü duymuyoruz. Tek üzüntümüz yargılandıklarını görememek.
Evet Özer Uçuran Çiller de hak ettiği dört duvarı görmeden yargılanmadan gitti. Bunun son örnek olması için daha çok mücadele etmeliyiz.