Google Play Store
App Store

Yargıtay, Pınar Gültekin’i katleden Cemal Metin Avcı’nın “canavarca hisle öldürme” suçunu işlemediğine karar vererek cezayı bozdu. Muğla’da süreci takip eden kadın örgütleri, mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

Pınar Gültekin hepimizin davası
Fotoğraf: BirGün

İlayda SORKU

Erkek şiddeti can alırken, yargı yine failden yana karar verdi. Pınar Gültekin’i katleden Cemal Metin Avcı için Yargıtay 1. Ceza Dairesi, “canavarca hisle öldürme” suçunun oluşmadığını savundu. Sanığa verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası bozuldu, haksız tahrik indirimi için yol açıldı. Pınar Gültekin’in ailesi ve avukatları, hukuki sürecin peşini bırakmayacaklarını belirtirken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da bozma kararına itiraz etti. Başsavcılık, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının onanmasını talep etti.

Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi’nin kararına tepkiler büyürken, kadınların mücadelesi de sürüyor. Muğla Sol Feminist Hareket’ten Nuran Aldan, Karya Kadın Derneği Başkanı Dilek Bulut ve Muğla Kadın Dayanışma Derneği’nden Gülsüm Nazlıoğlu tepkileri BirGün’e aktardı.

2020’den bu yana davayı izlediklerini aktaran Aldan, “Bu cinayet, kamunun vicdanında hem tasarlayarak hem de canavarca hisle eziyet çektirerek işlenmiş bir cinayet. Dolayısıyla Yargıtay’ın son süreçte haksız tahrik indirimiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozma kararına karşıyız. Kadınların ve çocukların yaşam haklarının korunmasını istiyoruz” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı Kanun’un etkin uygulanması gerektiğine vurgu yapan Aldan, şunları söyledi: “Haksız tahrik indirimi ve iyi hal indirimleriyle katillerin aramızda dolaşmasını değil, etkin şekilde cezalandırılmalarını ve kadına yönelik şiddetle mücadelede de cezaların caydırıcı olmasını istiyoruz. Yargıdan çıkan karar İstanbul Sözleşmesi’nin, kadına yönelik şiddetle mücadelede ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduğunu bir kere daha gösterdi. İstanbul Sözleşmesi’nden de, özgür ve eşit yaşama hakkımızdan asla vazgeçmeyeceğiz.”

Karya Kadın Derneği Başkanı Bulut da, Yargıtay’ın kararını, “Biz kadınlar buna izin vermeyeceğiz. Kadınlar öldürüldükten sonra katillerinin ellerini kollarını sallayarak dışarı salınmasını seyretmeyeceğiz” dedi.

Failin sırtını erkek adalete dayadığına vurgu yapan Bulut, “Kadın katillerinin en ağır cezayı almaları için mücadele etmek katledilen kadınlara sözümüz. Toplumsal cinsiyet normlarını esas alan haksız tahrik indirimleriyle katillerin sırtı sıvazlanarak erkek adaletçe serbest bırakılmalarına karşı mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi.

“Pınar Gültekin’in davası hepimizin davasıdır” ifadelerine yer veren Bulut, “Yaşam hakkımızın korunmasını, kadın katillerinin hak ettiği en ağır cezayı almasını ve güvenli özgür bir yaşamı, hakkımız olanı istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni geri alacağız” diye konuştu.

Muğla Kadın Dayanışma Derneği’nden Gülsüm Nazlıoğlu ise, “Erkek egemen akılla yürütülen bir hukuk anlayışı var. Kadın cinayetlerinin bu kadar yaygınlaşması, toplumsal derin bir sorun. 6284’ün hiç aksatılmadan uygulanması gerekiyor” dedi.

∗∗

CEZAYA İNDİRİM FAİLE ÖDÜL

Kadın cinayeti davalarında failler ‘iyi hal’ ve ‘haksız tahrik’ indirimi ile cezaevinden erken çıkmaya başladı. iki yılda hafifletilmiş cezalar verilen bazı davalar şöyle: Yozgat’ta Mustafa Yüksel, eşi Halime Yüksel’i öldürdü. Katile ‘haksız tahrik’ ve ‘iyi hal’ indirimi uygulanarak 16 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Isparta’da Mustafa Bulut, evli olduğu hemşire Selver Bulut’u öldürdü. Bulut’a, haksız tahrik indirimi uygulandı, 16 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Kayseri’de kızı Buse Erkin’i bıçaklayarak öldüren Yunus Yılmaz, tutuklu yargılandığı davada ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanarak 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı.