Platformlar yarışıyor
2024 yılında dijital platformlarda gösterilen filmler içinde nitelikli yapımların oranı yüzde 10’u ancak bulabiliyor. Elbette bu bir arz talep meselesi, yani toplumun genel kültür düzeyinin bir sonucu.

Geçen hafta, sinemalarımızda gösterime giren filmlerde nitelikli film oranının yüzde 15 civarında olduğundan söz etmiştim (242 film içinde 35). Ülkemizde izlenebilen platformlarda bir yıl içinde gösterilen 456 film arasında -nitelikli film arayışındaki seyircinin beğenisine hitap edebilecek- 42 film bulabildim. Birkaç film gözümden kaçmış olabilir ama toplam filmlerin ancak yüzde 10’unu oluşturuyor bu sayı. Üstelik bu oran her platform için geçerli değil. Sinemalarımızda gösterime giren filmlerin önemli bir kısmının aynı dağıtımcılar (Başka Sinema ve Bir Film) tarafından sunulması gibi, platformlarda gösterilen nitelikli filmlerin önemli bir oranı tek bir platformda yer alıyor. Bu durum en geniş seyirci kesimine hitap edecek bir repertuvar oluşturma çabasının sonucu hiç kuşkusuz. Bilmiyorum, medya ve eğitim alanlarında sanatı görmezden gelenlerin sorumluluğunu vurgulamaya gerek var mı? Bu ortamda, yerel yönetimlerin sanat sinemaları ile nitelikli seyirci yetiştirme görevini üstlenmesi doğru olmaz mı?
Ortamın serbest pazar ekonomisinin acımasız kurallarına teslim edilmesi, içinde bulunduğumuz kültürel yoksulluğun giderek daha vahim boyutlara ulaşması sonucunu doğuruyor. Tabi ki, yaşadığımız kriz günlerinde işinden evine dönen bireylerin ‘kafa dağıtmak’ için avantür ya da gerilim filmlerine yönelme ihtiyacını göz ardı etmiyorum. Ama bu türlerin de görece seviyeli yapımları olduğu unutulmasın… Amacım daha iyi, daha nitelikli yapımlar arayan seyirciye yardımcı olmak. Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar tartışmasına girmeden…
NİCELİKTE GÜÇLÜ, NİTELİKTE ZAYIF
Platformların yükselişinin temelinde, ekonomik koşullar (dövizdeki yükseliş ve bunun doğal bir sonucu olarak bilet fiyatlarındaki yükseliş) nedeniyle seyircinin sinema salonlarından uzaklaşması yatıyor. Uzun yıllar sinemanın en büyük rakibi olan televizyon kanallarında film yerine her akşam en az bir dizi gösterilmesi de platformların yararına oluyor. Tabi, platform sayısının giderek artması sonucu seyircinin bütçesinin etkilenmesi ve seyircinin bir platformdan fazlasına gücünün yetmemesi sektörün geleceğini nasıl etkileyecek henüz bilemiyoruz. İhtisaslaşma, yani belirli türlere ya da belirli bir seyirci kesimine odaklanmak bir çözüm olabilir. Ama platformların çoğunluğu, popüler kültürün peşinde; sinema kültürü gelişmemiş geniş seyirci kesimlerini yakalamaya çalışıyor. Araya, üç beş nitelikli film serpiştirmeyi unutmadan… Bilinçli seyirci kesimini hedef kitle olarak seçen platform (MUBI) ise, sinema salonlarının -cesur içeriği ya da geniş seyirci kesimlerine cazip gelmeyeceği gerekçesiyle- göstermeye cesaret edemediği filmleri repertuvarına alarak sinefillerin önemli yeni yapımlara ve klasiklere ulaşmasını sağlıyor.
Dijital platformlarda 2024 yılı içinde gösterime giren nitelikli yapımlara göz atarsak… Netflix’te yıl içinde gösterime giren yeni filmler arasında: Birleşik Krallık’tan Kibwe Tavares ve Daniel Kaluuya’nın “Mutfak”, ABD’den John Ridley’in “Shirley Chisholm Beyaz Saraya Aday”, Malcolm Washington’un “Piyano Dersi”, İtalya’dan Cristina Comencini’nin “Çocukların Treni”, İspanya’dan J.A. Bayona’nın “Kar Kardeşliği”… Amazon Prime Video listesinde ABD’den Cord Jefferson’un “Amerikan Romanı”, Carla Gutierrez’in “Frida”, Rebeca Miller’in “O Bana Geldi”, İspanya’dan Paula Ortiz’in “Kızıl Bakire”, Fransa’dan Cédric Khan’ın “Goldman Davası”… Disney+’da Andrew Haigh’in “All of Us Strangers” ve müzikseverlerin dikkatinden kaçmayacak birkaç belgesel, “Beatles’64”, “Elton John: Never Too Late”, “Music by John Williams”, “Road Diary: Bruce Springsteen & the E Sreet Band”… D-Smart’da Danimarka’dan Nikolaj Arcel’in “The Promised Land”, İspanya’dan Javier Mariscal ve Fernando Trueba’nın “Piyanisti Vurdular”, Faslı yönetmen Kamal Lazraq’ın “Hounds” nitelikli film izlemek isteyen seyirciyi tatmin edebilecek yapımlar.
USTALAR MUBI’DE
Sanat sineması alanında uzmanlaşmış bir kanal olan MUBI’de yılın en önemli yapımlarından sinemalarda gösterime çıkmayanlarını bulmak olası. Geçen yılın Avrupa Film Akademisi ödüllerinde En İyi Film seçilen, bu yıl da SİYAD’ın dijital filmler listesinde birinci sırayı alan, Finlandiyalı usta Aki Kaurismaki’nin “Sararmış Yapraklar”, Birleşik Kralık’tan Andrea Arnold’un “Bird”, Almanya’dan Wim Wenders’in “Mükemmel Günler”, Margarethe von Trotta’nın “Ingeborg Bachmann-Çölün Kalbine Yolculuk”, Şili’den Raul Ruiz ve Valeria Sarmiento’nun “Sosyaist Gerçekçilik”, Felipe Galvez Haberle’nin “Sömürgeciler”, Fransa’dan Ann Hung Tran’ın “Şeflerin Aşkı”, Fransa-Senegal-Benin-Singapur’dan Mati Diop’a Berlin’de Altın Ayı kazandıran “Dahomey”, Dominik Cumhuriyeti, Namibya’dan Nelson Carlo de los Santos Arias’ın “Pepe”, Birleşik Krallık’tan Ken Loach’un “Umudunu Kaybetme” (The Old Oak), Steve McQueen’in “Occupied City”, Japonya’dan Kore-eda Hirokazu’nun “Canavar”, ABD’den Coralie Fargeat’ın “Cevher”, Elisabeth Sankey’in “Cadılar”, Man Ray’in “Mantığa Dönüş”, Meksikalı Michel Franco’nun “Hatır”, Arjantin’den Rodrigo Moreno’nun “Kabahatliler”, İsviçre-Gürcistan’dan Elene Naveriani’nin “Böğürtlen Böğürtlen” yıl içinde MUBI’de gösterime çıkan kayda değer yeni yapımlar. Adını andığım 42 film içinde ‘En İyi 10’u seçmek kolay değil, ama deneyeyim… Sinemalarda olduğu gibi, dijital platformlarda gösterime giren en iyi filmlerin çoğunluğu Avrupa yapımı…
1.Sararmış Yapraklar, 2. Bird, 3. Mükemmel Günler, 4. Amerikan Romanı, 5. Dahomey, 6. Umudunu Kaybetme, 7. The Promised Land, 8. Kızıl Bakire, 9. Mutfak, 10.Piyanisti Vurdular
Haftaya, adaylar açıklanabilirse (Los Angeles yangınları nedeniyle tarih ertelenmişti), önemli bir kısmı sinemalarımızda ya da platformlarda gösterime giren 2025 Oscar adaylarından söz ederiz…