Prag'da Fenerbahçe ateşi
Bu kadar eksikle gidilen deplasmanda alınan bu galibiyet altın değerinde. O kadar kötü bir devreden sonra ikinci yarıdaki performans Fenerbahçe’nin potansiyelini yansıtıyor.
Prag’da kritik randevu… Çekya’nın köklü ekiplerinden Slavia, Fenerbahçe’yi ağırlıyor. Son haftalarda vites yükselten temsilcimizin bu zorlu deplasmanda göstereceği performans merak ediliyor.
Puan tablosuna bakarsanız, santra öncesinde ev sahibinin Kanarya’nın bir puan gerisinde 23. sırada olduğunu görüyorsunuz. Fakat onların sahasında bir kez oynadıklarını, onda da Ajax’la berabere kaldığını hatırlatmalı. Bu organizasyonun favorilerinden Athletic Bilbao’yla, bu sezonun flaş takımlarından Eintracht Frankfurt’a tek golle boyun eğen Jindrich Trpisovsky’nin öğrencileri bu iki karşılaşmada da güçlü rakiplerinden daha çok gol beklentisi yakalamış. Liginde en yakın takipçisine sekiz puan fark atan kırmızı-beyazlılarda Zafeiris, Doudera ve 1.99’luk kule Chory’ye dikkat etmek gerekiyor.
Kayseri’de yarım düzine gol atan sarı-lacivertlilerde Jose Mourinho’nun çimlere süreceği kadro merak ediliyordu. Portekizli hoca ileride Dzeko’yu tercih ederken, En-Nesyri’yi yanında oturtmuş. Amrabat’ın yokluğunda İsmail’in orta sahada performansı daha bir önem kazanmış durumda. Fenerbahçe’de gözler çilingir Tadiç’te olacak. Ligde harika oynayan Oğuz’un Avrupa listesinde olmaması yüzünden Saint-Maximin yine kanatta başlıyor. Sanki yıldız oyuncunun formayı kaptırmaması için kendini hatırlatması gerekiyor.
Dengeli başlayan mücadelenin 7. dakikasında Slavia öndeydi. Soldan ani gelişen akında ağları bulan golcüleri Chory idi. Bir zamanların unutulmaz devi Jan Koller’i anımsatan santrfor kalenin dibinde bomboş kalmıştı. 11’de Samet’in kendi ceza sahasında attığı serseri pas pahalıya patlayabilirdi. 17’de gelişen kontrada Tadiç getirmiş, Dzeko bitirememişti.
Özellikle her ortaya vurmaları dikkat çekiciydi. Kart cezalısı Becao olsa, belki bu senaryo yaşanmayabilirdi. 25’te bu sefer sağ kanattan gelişen akında Chory’nin vuruşunu engelleyen Samet, takımını ipten alıyordu.
29’da Mert’in izlediği pozisyonda Doudera müsait durumda iyi vuramıyordu. Hemen akabinde basketbol takımlarında oynayabilecek kadar uzun Chory çerçeveyi bulamıyordu.
35’te skor eşitlenmişti. Szymanski’den topu alan Dzeko soluyla muhteşem vurmuştu. 43’te Provod’un şutu ağları bulsa da Chory ofsayttı. Devrenin sonunda tansiyon yükseliyor, kartlar havada uçuşuyordu. Soyunma odasına eşitlikle gidiliyordu. Devreye bakınca, bundan iyisi Şam’da kayısıydı…
İkinci yarıya daha iyi başlayan Kanarya’ydı. 53’te Szymanski’nun şutu kalecide kalmıştı. Kazanmak için yüklenen Slavia savunmada açıklar veriyordu. 72’de hızlı kullanılan taçla tehlikeli geliyorlar, Doudera yakın mesafeden çerçeveyi bulamıyordu.
85’te Fenerbahçe öndeydi! Mert’in ortasında Tadiç, En-Nesyri’ye “al da at” demişti. Kalan dakikalarda başka gol olmuyor, üç puan temsilcimizin oluyordu.
Bu kadar eksikle gidilen deplasmanda alınan bu galibiyet altın değerinde. O kadar kötü bir devreden sonra ikinci yarıdaki performans Fenerbahçe’nin potansiyelini yansıtıyor. Bir sonraki rakip kupanın favorilerinden Bilbao. Kadıköy’de maç sanki sarı-lacivertlilerin iddiasını ortaya koyacak. Bekleyelim görelim…