Psikolojik şiddet kanıtlaması zor bir suçtur

Filiz Uzun Doğan
Öğretmen
Fiziksel şiddet olayları daha hızlı tespit edilebilirken, psikolojik şiddet çok daha ince detaylarla gerçekleşir ve kanıtlanması oldukça zordur. Aile hukuku konusunda uzman avukat Gönül Halat-Meç ile psikolojik şiddetin hukuki sonuçları hakkında konuştuk.
1) Adalet sisteminde psikolojik şiddet nasıl değerlendirilir?
Gönül Halat-Meç: Bu soruyu yanıtlamadan önce "şiddet" kavramını anlamak gerekir. Şiddet kavramı, farklı suç türleri kapsamında yasa kitaplarında düzenlenmiştir. Ayrıca, bu kavram Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yasası'nda da yer almaktadır.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yasası kapsamında şiddet, bir kişinin bedenine, sağlığına veya özgürlüğüne kasten ve hukuka aykırı bir şekilde zarar verilmesi olarak tanımlanır. Bu durum, şiddetin aile içinde veya dışında gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın geçerlidir. Bu yasa, kadınlara yönelik aile içi ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konusunda kapsamlı bir koruma sağlamaktadır. Aynı zamanda Anayasa'dan ve İstanbul Sözleşmesi’nden doğan devletin koruma yükümlülüklerini de somutlaştırmaktadır.
Fiziksel şiddetin aksine, psikolojik şiddetin yol açtığı yaralar gözle görülmez. Vücutta herhangi bir iz bırakılmaz, ancak mağdurun ruhu derin yaralar alır. Uzun süre hakarete, aşağılama, tehdit ve küçük düşürmeye maruz kalan bireyler psikolojik şiddetin kurbanıdır. Çoğu zaman mağdurların bu durumu kabul etmesi ve yaşadıkları şiddeti anlaması uzun zaman alır. Bu tür şiddet çoğunlukla çok sinsi bir şekilde ortaya çıkar ve dolayısıyla tam olarak tanımlanması ve ifade edilmesi de oldukça güçtür. Danışmanlık süreçlerinde genellikle kadınlar yaşadıkları sorunu anlatmak ve ayrılmak amacıyla bize başvururlar.
GÖRÜNMEZ DARBELER
2) Kadınlar maruz kaldıkları psikolojik şiddeti nasıl fark eder? Bunu nasıl anlarlar?
Aile hukuku danışmanlığı sırasında, evlilikte şiddet olup olmadığı sorulduğunda, birçok kadın bunu genellikle reddeder. Çünkü evlilikte şiddet denildiğinde, çoğu kadın yalnızca fiziksel şiddeti düşünmektedir. İlk tepkileri genellikle "Hayır, bana vurulmadı" şeklinde olur.
Ancak daha derinlemesine sorular sorulduğunda, mağdurların yaşadığı zararların ne kadar derin olduğu ortaya çıkar. Bu tür zararlar genellikle yıllar içinde birikir ve mağdurun artık dayanamayacağı bir noktaya ulaşır. Bu süreç genellikle şu şekilde işler: Mağdur olan kişi, sürekli olarak eşinden kendisinin yeterince iyi olmadığına dair mesajlar alır – "iyi bir anne değilsin, iyi bir eş değilsin, yeterince çekici değilsin, yeterince çalışkan değilsin" gibi. Gerçekte ise, mağdur çoğu zaman oldukça güçlü ve başarılıdır. Üstelik bu tür psikolojik şiddete yalnızca ev hanımları değil, doktor, akademisyen, bankacı, iş kadını gibi meslek sahibi güçlü kadınlar da maruz kalmaktadır.
Psikolojik şiddetin farklı biçimleri olabilir ve şiddetin yoğunluğu ile şekli değişiklik gösterebilir. Bunlardan bazıları şunlardır: Sürekli eleştiri ve değersizleştirme, sosyal ilişkileri kısıtlama ve izolasyon, tehditler ve sindirme, bilinçli manipülasyon ve kontrol, iftira ve dedikodu yayma, görmezden gelme ve sessizlik, şantaj ve küçük düşürme.
Ayrıca, psikolojik şiddete maruz kalan kişiler genellikle tehdit edilmektedir. Örneğin şu tür tehditlerle karşılaşabilirler: "Sen psikolojik olarak dengesizsin, çocukları senden aldıracağım ve sosyal hizmetlere senin kötü bir anne olduğunu söyleyeceğim."
Mağdurlar genellikle uzun bir süre boyunca gerçekten psikolojik şiddet mağduru olup olmadıklarından emin olamazlar. Psikolojik şiddete işaret edebilecek bazı belirtiler şunlardır:
● Sürekli eleştirilme ve değersizleştirilme hissi,
● Sosyal ilişkilerinin kısıtlanması ve izolasyon,
● Manipüle edildiğini veya kontrol edildiğini hissetmek,
● Tehdit edilmek ya da sindirilmek,
● Sürekli çatışmalardan korkmak,
● Değer görmediğini veya ciddiye alınmadığını hissetmek.
Ek olarak, ekonomik şiddetin de göz ardı edilmemesi gerekir. Mali bağımlılık, mağdurların şiddete maruz kalmalarına ve kendilerini çaresiz hissetmelerine yol açmaktadır.
Bu durum depresyon, anksiyete bozuklukları, düşük özsaygı ve kendinden şüphe duyma, uyku bozuklukları ve kâbuslar, yeme bozuklukları ve bağımlılık sorunları, travma sonrası stres bozukluğu, baş ağrıları ve mide rahatsızlıkları gibi fiziksel şikayetler, hatta intihar düşünceleri ve kendine zarar verme gibi ciddi sonuçlara yol açabilir.
PSİKOLOJİK ŞİDDET BAĞIMSIZ BİR SUÇ DEĞİL
3) Psikolojik şiddetin faillerine yönelik hukuki yaptırımlar nelerdir?
Bazı durumlarda, psikolojik şiddet uygulayan kişiler ceza hukuku çerçevesinde sorumlu tutulabilirler. Eğer failin eylemleri "zorlama", "tehdit" veya "hakaret" olarak değerlendirilebilirse, bunlar ceza yasası kapsamında suç teşkil edebilir. Ayrıca, mağdurun failden uzak durmasını veya her türlü iletişimi kesmesini zorunlu kılan mahkeme kararı (ihtiyati tedbir) gibi medeni hukuk çerçevesinde de yaptırımlar uygulanabilir.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yasası kapsamında, mağdurlar mahkemeye başvurarak korunma talep edebilirler. Ancak bu tür bir başvuruda, yaşanan şiddet olaylarının ayrıntılı bir şekilde anlatılması ve mümkünse kanıtlarla desteklenmesi gerekmektedir. Mahkemeye sunulan yeminli ifadeler, psikolojik şiddeti kanıtlamak için kullanılabilir.
Ceza Kanunu’nda psikolojik şiddet bağımsız bir suç olarak tanımlanmamıştır. Ancak belirli durumlarda, psikolojik şiddet niteliğindeki eylemler "zorlama" (TCK 108), "tehdit" (TCK 106) veya "hakaret" (TCK 125) gibi suçlar kapsamında değerlendirilebilir.