Bu Pazar Haftalık’ı 4 Mayıs 1985 tarihinde Amasya Cezaevi’nde yaşamını yitiren devrimci halk önderi ve Fatsa Belediye Başkanı Fikri Sönmez’e ve devrimci Fatsa’ya ayırdık. Fikri Sönmez’in ve yaşamını yitirmiş devrimcilerin anısına saygıyla…

“gideceğimiz yeri biliyoruz:
İzleri var bizden önce bırakılmış.”
Emirhan Oğuz

Ülkemizde giderek derinleşen bir rejim krizi yaşanıyor. Bu kriz egemenliğin tek bir şahısta cisimleştiği, siyasal İslamcı bir anlayışa dayanan Başkanlık sisteminden kaynaklanıyor.

Bu sistem kanlı ve baskı dolu bir sürecin içinde inşa edildi. 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi’nin ‘fırsatçıları’, 20 Temmuz sivil darbesini örgütleyerek OHAL şartlarında gerçekleştirilen hileli bir seçimle 16 Nisan 2017’de Anayasa değişikliği referandumuyla bu rejimi yürürlüğe soktular.

“Her derde deva, sorun çözücü” diye pazarlanan bu rejimin sorunları derinleştiren bir kriz rejimi olduğu kısa sürede anlaşıldı.

Şimdi bu rejimin fırsatçı sahipleri koronavirüs salgınını da fırsata çevirme peşinde. Attıkları tüm adımlar, tüm hamleler çözülen rejimlerini ayakta tutmaya çalışmaktan ibaret. Ama “görünen köy kılavuz istemez.” Bu rejimle ülkemiz için bir gelecek yok.

Önümüzdeki en yakıcı soru, bu rejime karşı nasıl bir rejim sorusudur.

Basitçe bir önceki parlamenter rejime dönmenin bir yol olmadığı görülmelidir. Evet, 1923’te halk egemenliğini esas alan bir Cumhuriyet kuruldu ama Cumhuriyet tarihi boyunca halkın gerçek anlamda egemen olduğu bir demokrasi söz konusu olmadı. Parlamenter rejim yasaklı ve barajlı yapısıyla halkın egemenliğini engelleyen bir rejim oldu.

Bugün mevcut rejime karşı; parlamenter demokrasiye dönüşle sınırlı olmayan, bir demokrasi ufkunu ve iddiasını ortaya koymalıyız.

rejim-krizi-halk-egemenligi-ve-fatsa-725919-1.

Bu ülkenin topraklarında halk egemenliğinin gerçek manada yaşandığı bir örnek var. 14 Ekim 1979’da Fatsa’da Fikri Sönmez’in belediye başkanı seçilmesiyle başlayan ve 11 Temmuz Nokta Operasyonu’yla sona eren 8 aylık dönem, böyle bir demokrasi anlayışının yaşandığı dönemdir.

Fatsa demokrasisinin esası halkı nasıl yönetirim değil, halk nasıl yönetir anlayışı idi. Temsile ve başkana daralan değil, mahallelere yayılmış, halkın en geniş kesimlerini kapsayan, halkı özne kılan, siyaseti toplumsallaştıran, egemenliğin halkta cisimleştiği demokrasi idi.

Bu yönüyle yaşanılan yalnızca bir yerel yönetim deneyimi değil, mevcut cumhuriyetin devrimci eleştirisi üzerinden onun aşılmasını ve gerçek bir halk egemenliğine dayanmasını hedefleyen bir deneyimdi.

Dönemin Başbakanı Demirel’in ‘Fatsa Cumhuriyeti’ diyerek Fatsa’yı hedef göstermesi ve 12 Eylül’ün darbe lideri Evren’in “Biz gelmeseydik Fatsa’dakiler gelecekti” demesi boşuna değildi.

Fatsa Cumhuriyeti’nin yaşamasına izin vermediler, onu kanla yıktılar ve bugünkü siyasal İslamcı rejimin taşlarını döşediler.

Fatsa geçmişte kalmış, bitmiş değildir sadece tamamlanmamış, yarım kalmış olandır. Bugünkü tek adam rejimiyle, siyasal İslamcı rejimle hesaplaşmanın ipuçları Fatsa’nın ayak izlerindedir. O izler geleceğin izleridir. Bakılacak yer o izlerdir.

Evet devrimcilik dün de bugün de zalimlerin zulmüne karşı direnmektir.

***

BİR FOTOĞRAF

rejim-krizi-halk-egemenligi-ve-fatsa-725918-1.

Bazı fotoğraflar insanın yaşamını şekillendirecek izler bırakırlar. Yukarıdaki fotoğraf benim için böyle bir anlama sahip. Bu fotoğrafı ilk kez 12 Eylül öncesi Tercüman gazetesinde görmüştüm; Fatsa’da çekilmişti. Sevgili babam her gün eve Tercüman gazetesi alırdı, ben de okurdum. Bu gazete Fatsa’ya dönük kara propaganda yapardı. Fotoğraf bu amaçla kullanılmıştı ama bir imam hatip öğrencisi olarak benim üzerimde devrimcilere dönük, sıcak ve sönmeyen bir iz bırakmıştı.

***

USTALARDAN


“…Fatsa Belediyesi, halkla el ele vererek, belediye yönetiminde halkın söz ve karar sahibi olmasını sağlamıştır. Belediye yönetimi demokratikleştirilmiştir. Yerel yönetim bir demokrasi okulu olmuştur. Halkın yönetime katılımını sağlayarak, uzun yıllarda zor çözülebilecek birçok sorunu çözüme bağlamıştır. Belediyemizin bu demokratik uygulamasını, demokrasi düşmanı malum kafa bir türlü kavrayamamıştır. Daha doğrusu kavramak istememiştir. Çünkü onlar, halkın, gerçek demokrasinin nasıl işlediğini görmesinden korkarlar…”

Fikri Sönmez

***

HAFTANIN ŞİİRİ

“Terzi Fikri öyle bir giysi dikti ki Fatsa’ya
O Gürcü öyle bir gürledi ki arkadaşlarıyla
Noktalar, noktalı virgüller, askeri operasyonlar
Kimseler çıkaramaz Fatsa’nın sırtından
Emek hakkının sımsıcak çıplaklığını”
Can Yücel