Beğenmediğimiz eski zamanların bile 2023 Türkiyesi’nden kat be kat iyi olduğunu teslim etmek durumunda kalacağımıza katiyen inanmazdık.

Akla ilk olarak 12 Eylül dönemi geliyor.1982 Anayasası kabul edilmiş, bu kabul ile Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Konseyi (MGK) Başkanı olan “zat-ı muhterem” orgeneral Kenan Evren Cumhurbaşkanı koltuğuna oturmuş devamlı olarak “demokrasinin zararlarını” anlatıyordu. SODEP Genel Başkanı Erdal İnönü kendine has bir incelikle, darbeci generale cevap veriyordu:

-Sayın Cumhurbaşkanı ara sıra demokrasinin faydalarını anlatsa da kendisinden istifade etsek!

Yani kibarca “boş konuşuyorsun” diyordu. Meğerse Kenan Evren ne kadar “demokratmış” da bizler görmüyormuşuz!.. Sivildi ama asker gibi komutlar verirdi. Bütün muhatapları da ona “paşam” diye hitap ederlerdi. Ayrıca adam harbiden paşa idi! Bir özelliğini ancak 40 yıl sonra tespit edebiliyoruz:

-Amiyane konuşmaz ve küfür etmezdi!

 Bu iktidar sayesinde hepsini duyduk, gördük, yaşadık. Çok rahatsızlık veriyor. Özellikle çocukların yatmadığı saatlerde televizyon ekranlarından evlere girdiğinde… Kimse aynı seviyede cevap veremez. İnsanların terbiyeleri müsaade etmez. Herkes bilir ki, “bu üsluptan çok rahatsız oluyoruz” denilse alacakları yanıt aşağı yukarı şöyle olacaktır:

-Benden rahatsız olanın da, olmayanın da… …. ….!

Bu durum seçimlere 10 gün kala en dikkat çekici vaziyet değildir. Kem söz sahibine aittir diyerek geçebilirsiniz. Başka şeyler de var. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu -ki seçimin güvenliğinden birinci derecede sorumlu olan siyasetçidir- büyük bir moral bozukluğu içinde ağzına geldiği gibi konuşmalar yapıyor. Muhalefeti eleştirirken diyor ki:

-Bunlar erkekle erkeği, kadınla kadını evlendirmek istiyorlar. Dahası da var terbiyem müsaade etmiyor söyleme…

Orada duruyor, yutkunuyor ve kendisinde var olan “terbiye” sınırlarını bir anda darmadağın ediyor:

-Affedersiniz bunlar hayvanla insanı da evlendirecekler!

Sayelerinde ülkenin çok büyük sorunları var. İnsanlar işsiz, aç, yoksul. Para tam anlamıyla pul olmuş. Hastanelerde doktor,  eczanelerde ilaç yok. Bu konuları bir kenara bırakmış devamlı olarak cinsellik üzerinden propaganda yapıyor.

Son olarak bir kozmetik ürün reklamına taktı. Reklamı yasaklamak için girişimlere başladığını açıkladı:

-Düşünebiliyor musunuz, ‘kız kıza çıkmak’ diyorlar!

Hâlbuki kendisi biraz oturup düşünse ne iyi olur. Kız kıza yemeğe çıkılır, kız kıza tatile çıkılır, kız liselerine gidilir, kız öğrenci yurtlarında kalınır!

Bu da siyaseten çok önemli değil. Daha çok psikiyatri alanına giriyor. Ama seçim bölgesi olan İstanbul Fatih’te (28 Nisan 2023) seçmenlerine hitaben yaptığı “14 Mayıs değerlendirmesi”nde  ciddiye alınacak “çok tehlikeli” bir durumu ifşa etti:

-15 Temmuz bir darbe girişimiydi, 14 Mayıs da Batının darbe girişimidir!

Bunun yorumlanacak bir hali yok! Kendileri açısından “kaybedilmiş” bir seçim olacağını ilan ediyor. Peşinen de sonuçları tanımayacaklarını açıklıyor. Bu güne kadar dünyada ve Türkiye’de “sivil itaatsizlik” eylemleri oldu. Sivil itaatsizlik; yasalara riayet etmeme, karşı koyma anlamına geliyor. Bu eylemler hükümetlere karşı yapıldı. Hem hükümette olup hem de yasalara uymama, karşı koyma ise bizim yıllanmış ve yıpranmış iktidarımıza kısmet oldu. Benzeri olmayan bu eylemin sadece adı yoktu, şimdi o da oldu:

-Resmi itaatsizlik!