Sahte altınla kara para dümeni
İstanbul Havalimanı Gümrük Müdürlüğü’ne 755,5 milyon TL’lik altın levha olduğu beyan edilen ve Dubai’ye gönderilmek istenen eşya pirinç levha çıktı. Analiz için Darphane’ye gönderilen pirinç levhaların yolda altın levhalarla değiştirildiği de tespit edildi. Gümrük Müdür Yardımcısı görevden uzaklaştırıldı.
İstanbul Havalimanı’nda altın skandallarının sonu gelmiyor. Milletvekillerinin de karıştığı VIP’den altın kaçakçılığı olayından sonra İstanbul Havalimanı Gümrük Müdürlüğü’nde yeni bir soruşturma ortaya çıktı.
Baştan anlatalım:
Hera Diamond Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin dört kuryesi 26 Temmuz 2024 günü 6 kap eşyayı İstanbul Havalimanı Yolcu Salonu Gümrük Müdürlüğü’ne getirdi. İhracat beyannamelerinde bu eşyaların 24 ayar altın levha olduğu ve Dubai’ye götürüldüğü belirtildi. Toplam 326 kilo ‘altın levhalar’ için 755 milyon 500 bin TL’lik ihracat faturası beyan edildi.
X-RAY’DE FARK EDİLDİ
Şirketin 4 görevlisi gümrük gözetim ofisinden sonra beyan ettikleri eşyalarla birlikte pasaport kontrol noktası arkasında yer alan güvenlik kontrol noktasına geldi. X-Ray cihazından mühürlü çantaları geçiren iki Gümrük Muhafaza memuru, bir gariplik fark etti. Altın, X-Ray’den geçirilirken sarı renk verirdi ancak bu rulolar ekranda mavi renkte görünüyordu. Bir güvenlik görevlisinin 22 ayar altın bilekliğini de denemek için cihazdan geçirdiler ve o sarı renk vermişti. Bunun üzerine mühürlü çanta kontrol edildi. Altın olmadığı şüphesi artınca Gümrük Müdürü’nün talimatıyla 6 çantanın da Darphane’ye gönderilip analiz edilmesi için tutanak tutuldu.
SADECE BİR ÇANTA GÖTÜRÜLDÜ
Ancak bu tutanaktan sonra garip olaylar birbirini izledi. 30 Temmuz 2024 günü çantalardan 5’i ambarda bırakılırken sadece bir çanta altın olup olmadığının anlaşılması için muhafaza memuru Ahmet Ö. eşliğinde Darphane’ye gönderildi.
Darphane sonucu çok şaşırtıcıydı: Çantadaki eşya 24 ayar altın olarak tespit edilmişti.
Ama şirketin bir gün sonra yaptığı hamle daha da şaşırtıcıydı. Hera Diamond Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret A.Ş. diğer beş çantadaki eşyanın altın değil pirinç levha olduğunu beyan etti. Dilekçede sorumlu ayar evinde yapılan bir hata sonucu pirinç levhaların altın levha olarak beyan edildiği savunuluyordu. Büyük bir soru işaretiydi. Şirket tüm beyannameleri iptal edip kendisine iadesini istemişti.
GÜMRÜK’TE GERİLİM
Bu sırada Gümrük’teki bazı kısım amirleri, tutanakta tüm çantaların Darphane’ye gönderilmesi gerekirken 5 çantanın ambarda bırakıldığını fark etti. İstanbul Havalimanı Gümrük Müdürlüğü’nde bu olay nedeniyle gerilim başladı. Bazı kısım amirleri ambardaki çantalara gümrük mührü vurdu ve çantaların şirkete iade edilmemesi için talimat verdi. Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü bilgilendirildi.
Bu kısım amirleri, Gümrük Müdür Yardımcısı Abdulhakim S.’nin bu çantaları şirket için çıkartmaya çalıştığını öne sürüyordu. Ayrıca incelemeye gönderilen çantadaki eşyanın yolda değiştirildiği, pirinç levha yerine altın levha konularak Darphane’ye götürüldüğünü iddia ettiler.
İNCELEME BAŞLATILDI
Bunun üzerine Ticaret Bakanlığı 1 Ağustos 2024 tarihinde inceleme başlattı ve iki müfettiş görevlendirildi.
Gümrük’teki görevlilerin ifadelerini alan ve kamera kayıtlarını inceleyen müfettişler 18 Ekim 2024 tarihinde raporlarını tamamladı.
Raporda özetle şu tespitler yapıldı:
• Altı çantanın Darphaneye gönderilmesi yönünde tutanak düzenlendi. Ancak Gümrük Müdür Yardımcısı Abdulhakim S. tarafından sadece bir çanta Darphane’ye gönderildi. S., diğer çantaların ambarda kalıp incelenmeden şirkete iadesini sağlamaya çalıştı.
• Şirket pirinç levhaların yanlışlıkla altın levha olarak beyan edildiğini iddia etse de sorumlu ayar evinin kamera kayıtları incelendiğinde eşyanın analiz edilmediği tespit edildi. Şirket pirinç levha ticaretiyle ilgili fatura sunacağını beyan etmişti, ancak bu fatura, eşya Gümrük’te takıldıktan sonra düzenlenmişti.
ÇANTALAR YOLDA DEĞİŞTİ Mİ?
Peki, 5 çantadaki pirinç levha sehven altın levha olarak beyan edildiyse Darphane gönderilen çantadaki eşya nasıl 24 ayar altın çıktı?
Müfettişlerin tespitlerine göre; Abdulhakim S., o günün refakat listesinde olmayan Ahmet Ö.’yü çantanın analiz için Darphane’ye götürülmesinde refakat memuru olarak görevlendirdi. Bu dikkat çekiciydi. Ayrıca havalimanı kamera kayıtlarına göre; zırhlı araca şoför ve refakat memurunun yanı sıra Hera Diamond Kuyumculuk Şirketi ile irtibatlı Erol K. binmişti.
İKİ KAMERADA 190 MİLYON TL’LİK FARK
Müfettişler, İstanbul Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğü’nde çantanın Darphane’ye gönderilmeden önce açıldığı kamera görüntülerini inceledi. 190 milyon TL’lik altın levha bulunduğu beyan edilen çanta açıldıktan sonra bazı rulolar dağılmış ve tekrar toplanmaya çalışılmıştı. Bu sırada bir bantlama yapılmamıştı. Üzerine basılarak rulolar çantaya sokulmuştu.
30 Temmuz 2024 günü Darphane’deki analiz öncesi görüntüler incelendiğinde büyük fark vardı. Çantadan çıkan 6 rulonun alt ve üst yüzeylerinde bantlama vardı. Nizami ve yan yüzeyleri de bantlıydı. Rapor şöyle devam etti:
“Ambardaki görüntülerin aksine çantadan çıkan ruloların herhangi bir dağılma olmaksızın rahat ve nizami bir şekilde çıkarıldığı görülmüştür.”
Bu fark çantadaki pirinç levhalar yerine altın levha konulduğunu ortaya koymuştu.
GÜZERGÂHTAKİ SIRLAR
Müfettişler çantayı taşıyan zırhlı aracın güzergâhını Plaka Tanıma Sistemi’nden çözdü. Araç, İstanbul Havalimanı-Darphane arasında yolu manasız şekilde uzatmış ve sahil yolundan gitmişti. Bu güzergahta İstanbul Kuyumcukent ve Eminönü Kapalıçarşı’daki Hera Diamond Şirketi vardı. Normal şartlarda ve güzergâhta o saatte İstanbul Havalimanı-Darphane arası 40-50 dakika sürüyordu. Ancak araç Darphane’ye havalimanından ayrıldıktan 1 saat 22 dakika sonra ulaşmıştı.
Darphane’deki analiz aynı gün tamamlandı ve şoför ile refakat memuru Ahmet Ö.’nün bulunduğu zırhlı araç saat 17.06’da havalimanına döndü. Yanlarında Darphane’de altın olduğu tespit edilen eşya vardı.
GÜMRÜK’TE IŞIK HIZINDA İŞLEMLER
Şirket sadece 40 dakika önce bu eşyanın beyannamesini iptal ederek kendisine iadesi için dilekçe vermişti. Gümrük Müdür Yardımcısı Abdulhakim S., henüz çanta Gümrük ofisi içine girmeden saat 17.13’te beyannamenin iptalini onayladı. Bir dakika sonra saat 17.14’te Muayene Memuru Feyzi B., evrakın onayını verip 3 dakika sonra saat 17.17’de kapalı statüye getirerek beyannamenin iptal işlemlerini tamamladı. Bu sırada çanta halen gümrük bölümünde değildi. 11 dakika sonra saat 17.28’de Ahmet Ö., çantayı Gümrük ofisi içindeki diğer görevlilere teslim etti. Hera Diamond Şirketi’nin müşaviri, hemen çantayı alıp gümrük ofisinden çıkardı. Eşyanın analiz dönüşü fiziki kontrolleri yapılmamıştı. Devletteki bu hız inanılmazdı.
Bu sırada Abdulhakim S. ve Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü Kısım Amiri Erkan D. havalimanındaki bir kafede buluştu. Erkan D., Abdulhakim S.'nin "Altınlarla ilgili bir yanlışlık olmuş" şeklindeki anlatımlarından sonra hemen savcılığı aradı. Memurlara da 5 kap altının ambardan kesinlikle çıkarılmaması için talimat verdi.
ŞİRKETİN OYUNU
Müfettişlerin raporunda şöyle deniliyordu: “6 kap eşyadan sadece açılan 1 kap eşyanın altın olup diğerlerinin olmaması makul ve kabul edilir bir durum değildir. Firmanın ambarda bırakılan kaplar için düzeltme dilekçesi vermesinin nedeni; Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü’nün olaya müdahil olmasıdır. Çünkü bu eşyanın, darphaneye gönderileceği ve altın olmadığının ortaya çıkacağı kesindi.”
Nitekim; ambarda kalan 5 çanta da 1 Ağustos 2024 günü Darphane’ye gönderildi ve imitasyon pirinç levha olduğu tespit edildi. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı’na bilgi verildi. Savcılığın talimatıyla Hera Diamond Kuyumculuk Şirketi’ndeki bilgisayarlara el konuldu. Şirketin Kuyumcukent’teki ofisinde de kamera kayıtları, faturaları, analiz raporları alındı.
İdari soruşturmada ise Gümrük Müdür Yardımcısı Abdulhakim S., görevden uzaklaştırıldı.
Hera Diamond Kuyumuculuk Şirketi’nin sahibi İlhami Çörtük, Dubai’de yaşıyordu ve ilk savunmayı avukatı yaptı. Ayar Evi’nin sehven pirinç levha yerine altın levha beyannamesi verdiğini savundu. Altın ihracatında devletin teşviki, altın getirme hakkı ve KDV olmadığı için hayali ihracattan bahsedilemeyeceğini savundu. Şirketin böyle bir işlem yaparak maddi menfaat elde edemeyeceğini iddia etti. Daha sonra Türkiye’ye gelerek ifade veren İlhami Çörtük de yanlış beyannameleri sonradan fark ettiklerini anlattı. Suçlamaları kabul etmedi.
KARA PARA AKLAMA İDDİASI
Müfettiş raporunda şöyle denildi: “Bu işlemlerin yurda kaynağı belli olmayan döviz veya altın girişi sağlamak adına yapıldığı düşünüldüğünden konunun Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun Kapsamında değerlendirilmesinin T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından yapılmasının uygun olacağı kanaatine varılmıştır.”
Şirket bu sahte ihracatı yapması halinde Türkiye’ye 755 milyon 500 bin TL’lik döviz sokabilirdi. Kara para aklama faaliyeti olabilir miydi? Savcılık bu sahteciliğin nedenlerini araştırıyor. Ayrıca bu suça karışan kişilerin ayrıca belgede sahtecilik, suç delillerini yok etmek ve mühür bozmak gibi suçlardan yargılanması bekleniyor.