Salgın günlerinde politika
Haftalık’ta her hafta geçen haftaya bakmaya çalışacağız. Dünya’ya, Türkiye’ye ve elbette BirGün’e.
Deprem, sel, savaş vb. durumlarda olduğu gibi iktidar ve çevresi korona salgınında da “biriz, beraberiz, kenetlenelim, politika yapmayalım, ideolojik davranmayalım” diyerek işe başladı. Şaşırmadık. Arkasından gelen iktidarın icraatlarına da şaşırmadık. Maskeli günlerde iktidarın maskesi hemencecik düştü.
AKP BİLDİĞİNİZ GİBİ
Geçen haftaya kayyumlarla başladı. HDP’li 4 Belediyeye kayyum atandı. CHP’li Ceyhan Belediye Başkanı’nın mazbatası iptal edildi. Dünya yıkılsa iktidar kayyumlardan vazgeçmiyor. Bildiğimiz AKP.
Bilinmelidir ki; koronavirüsü insan yaşamı için ne büyük bir tehditse, demokrasiye karşı bir tür virüs olan kayyumlar da ülkemizin yaşamsal birliği ve demokratik geleceği için o derece tehdittir.
Geçen hafta korona salgını nedeniyle uzaktan eğitime geçildi. Eğitime egemen olan zihniyet yine kendisini gösterdi. İdam sehpaları, kafa kesme sahneleri, ilahiler eşliğinde bir eğitim. “Bilim dışarı, dincilik içeri” AKP iktidarının eğitim siyasetinin esası oldu.
Salgın felaketini ideolojik bir fırsat olarak gören AKP iktidarı bununla da yetinmedi yatsı ezanından sonra cami minarelerinden sala ve dua okumalarını başlattı. Öyle bir psikoloji yaratıldı ki ülke bir cenaze evi gibi.
Halk canıyla uğraşırken AKP ajandasına bağlı kalarak Kanal İstanbul ihalesini bile bu zamanda gerçekleştirdi. Bir yandan salgına karşı mücadele için, diğer yandan işsizliğe, yoksulluğa karşı mücadele için kaynak gerekirken AKP kaynakları aynı zamanda İstanbul için bir yıkım projesi olan kanal için ayıracağını ilan etmekten hiçbir beis duymadı.
Görüldüğü üzere iktidar hiçbir koşulda politik-ideolojik davranmaktan vazgeçmiyor.
Bize düşen politika yapmaktan, ideolojik davranmaktan vazgeçmemektir. Başımıza gelen felaketlerden ancak böyle kurtulabiliriz.
İDLİB BEKA SORUNU OLMAKTAN ÇIKTI MI?
Düne kadar Türkiye’nin gündemi İdlib’di. 5 Mart’ta Moskova’da Rusya ile Türkiye arasında yapılan anlaşmanın sonuçlarının ne olacağı merakla bekleniyordu. Şimdi ise soran bile yok. Ekranlarda artık Milli Savunma Bakanı yok. Sağlık Bakanı var. Bu zaman diliminde yaşamını yitiren 5 asker bile konuşulmadı.
Koronavirüs salgını bu kısa zamanda gösterdi ki; çatışmalar, savaşlar ne kadar boş ve anlamsızmış. Silaha, savaşa kaynak ne kadar gereksiz, sağlığa-eğitime kaynak ne kadar elzemmiş.
SOSYALİSTLER NE YAPIYOR?
Solun-sosyalistlerin değerlerinin yeniden önem kazanmaya başladığı bu karanlık dönemde BirGün 25 Mart tarihinde sayfalarını sosyalist parti ve hareketlere ayırdı.
İyi ki de ayırdı. Sosyalistlerin salgın krizine karşı düşüncelerini ve yaptıkları çalışmaları öğrendik. Bildik ki sosyalistler kendi olanakları ölçüsünde anlamlı çalışmalar içerisinde. BirGün’den beklenti sosyalistlere daha fazla yer vermek.
***
Huzurevleri ne durumda?
Koronavirüsü en çok yaşlılarımızı aramızdan alıyor. Türkiye genelinde 400 civarı huzurevi ve yaşlı bakım merkezi var. Bunun 153’ü doğrudan devlete bağlı diğerleri özel, vakıf, belediye ve azınlıklara bağlı. Ayrıca engelli bakım evlerinde kalan yaşlılarda var. Huzurevlerinde ve bakım merkezlerinde kalan yaşlılardan hiç söz edilmiyor. Ekranlarda ve sayfalarda onlar yok. Sahipsiz kalmışlar gibi.
İspanya’da, İtalya’da, Amerika’da olduğu gibi toplu ölümler mi bekleniyor?
Yetkililere soruyoruz: Huzur evlerinde ve yaşlı bakım evlerinde durum nedir ve alınan önlemler neler?
***
USTALARDAN
“Kapitalizm öncesindeki tarihsel gelişme sürecindeki aşamaların tümünde, insanın yerel ve sınırlı bir gelişme gösterdiğini ve buralarda doğanın yüceltildiğini görüyoruz. Yalnızca kapitalist sistemde doğa, insanın sahiplendiği bir nesne haline gelmiştir.” Marx
“Doğaya karşı kazandığımız zaferler karşısında başımız dönmemelidir. Çünkü doğa, bu zaferlerden her birinin intikamını alır. Her bir zafer başlarda gerçekten bizim beklentilerimizi karşılar; fakat sonrasında tamamen farklı ve beklenmedik bir etki yapmaya başlar ve genellikle de baştaki başarıları ortadan kaldırır.” Friedrich Engels
***
HAFTANIN ŞİİRİ/Emirhan Oğuz
DIŞARDA
Bakmayı
unutunca
bizi gördü
ölüm:
ölüm bizi
gördü
unutunca
bakmayı