Bu hafta 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’nü geride bıraktık. Dünyada 152 milyon çocuk çalışıyor. Bu çocuklar arasında ağır işlerde çalışıp hayatını kaybedenler de var. Mayıs ayında, yani sadece geçen ay, ülkemizde 9 çocuğun iş cinayetinde hayatını kaybettiğini biliyor musunuz? İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre bu çocuklardan dördü 14 yaş ve […]

Bu hafta 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’nü geride bıraktık. Dünyada 152 milyon çocuk çalışıyor. Bu çocuklar arasında ağır işlerde çalışıp hayatını kaybedenler de var. Mayıs ayında, yani sadece geçen ay, ülkemizde 9 çocuğun iş cinayetinde hayatını kaybettiğini biliyor musunuz? İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre bu çocuklardan dördü 14 yaş ve altında. Çocuk işçi cinayetleri tarım, kimya, ağaç, metal ve taşımacılık işkollarında gerçekleşmiş. Çocuk işçiliği ülkemizde son derece yaygın. Türkiye’de daha önce çocuk işgücü istatistikleri 1994, 1999, 2006 ve 2012 yıllarında açıklanmıştı. 7 yıldır çocuk işçiliğe dair TÜİK tarafından yayımlanmış özel bir çalışma yok. Mevcut işgücü istatistiklerinden derlenen veriler ise 15-17 yaş çocuk işçilerle sınırlı. Bu veriler de pek iç açıcı değil.

Bu yazımda sizinle 2 yıl önce, yaz sıcağında yaşanan bir iş cinayeti haberi üzerine yazdığım bir şiiri paylaşacağım. Haber şöyle:

“Gaziantep’in Nizip ilçesinde, yaz tatilini çalışarak değerlendiren 14 yaşındaki ortaokul öğrencisi Samet Barış Aydın, çalıştığı bir inşaatın duvarının yıkımı sırasında enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi.

Bu yıl 8’inci sınıfa geçen Samet Barış Aydın, okulların tatile girmesinin ardından su tesisatçısının yanında haftalık 150 lira karşılığında çırak olarak çalışmaya başladı. Samet Barış Aydın, bu sabah tadilatı yapılan 5 katlı binanın su tesisatının yapımı için yeniden inşaata gitti. Burada tadilat çalışmaları kapsamında 4’üncü katın kırılan duvarı bir anda binanın iç ve dışına çöktü. Yıkılan duvarın bir bölümü bu sırada su tesisatı için çalışan ortaokul öğrencisinin üzerine devrildi. Enkazın altında kalan Aydın kurtulamadı.”

Bu şiir iş cinayetlerinde kaybettiğimiz tüm çocuklarımızın anısına yazılmıştır. Onları da bu cinayetlerin nedenlerinin sorulamadığı sessizliği de ölümlerden beslenen sistemi de utancımızı da unutmayalım!

Salıncaklar kurun bahçesi olmayan evlere

Usta benim adım Samet/Sordun mu bilmiyorum adımı/Ama adımı unutma!

Usta biliyor musun ben/Üzerime yıkılan tuğlalardan ördüm çocukluk anılarımı

Bak bu bina bir anıt/14 yaşında bir anıt/ Bir çocuk işçinin ölümü ile yükseliyor yerin dibine sokarak hepinizi-

Usta/bir ses aradım geçen tuğlalardan örülü/Ölü çocukların sokaklarda yankılanan sesini/Oysa çocuklar kaybolmuştu/Sokaklarda top oynayan kimseler de yoktu

Usta/Hava 49 derece sıcak mı sıcak/Çocukluğum üzerimde yapış yapış

Usta/Önce elim bir iş tuttu/Sonra ölümün kara eli tuttu elimi/Bir yere gidemem artık

Usta vasiyetimdir/150 TL haftalığımı anneme verin/salıncaklar kurun bahçesi olmayan evlere

Usta /Samet benim adım unutma!

Usta/Ahmet benim adım unutma!

Usta/Ölüm benim adım unutma!

Usta/Yaşım benim adım unutma!

Unutma!

Unutma!

Unutma!