Google Play Store
App Store
Samsun daha çok hak etti
FOTOĞRAF: İHA

Beşiktaş’ın maçı biter bitmez, Samsunspor’a döndük hepimiz.

Dakika 90+3 ve durum 0-1 Samsun’un aleyhine.

Ama son 4 dakikaya öyle büyük bir hırs ve arzu yığdılar ki, o maçın 2-1 bitmesi adeta kaçınılmazdı. Samsunspor, zaten lig boyunca daha istekli daha dinamik ve 3’ncü sırayı daha çok hakeden bir performans ortaya koyduğu için, orayı Beşiktaş’a son maçın son saniyelerinde kaptırsaydı, açıkçası yazık olurdu.

Beşiktaş da hoyratça ve bonkörce harcadığı bütün bir sezonun son haftasında deplasmanda attığı 4 golle 3’ncü olarak Samsunspor’u hayal kırıklığına uğratsaydı, hak yerini bulmazdı.

Diyeceksiniz ki, “Futbol da hak yerini bulsun bulmasın diye bir şey var mı?”

Vallahi var. Bu durumda olması lazım.

Beşiktaşlı futbolcular (hangileri kalırsa tabii) bu yaz sezonunda UEFA liginde play-off oynayıp daha erken sezona başlamak zorunda kalacaklarsa, bu da onlara müstehaktır diyorum.

Samsunsporlular birkaç hafta da olsa tatili daha çok hak eden taraftır, tartışmasız.

Son maçında Beşiktaş çok rahat kazandı. Defansta Paulista belki de en etkili maçlarından birini oynadı. Orta saha uzun bir zaman sonra ilk kez bu kadar rahat top yaptı ve top taşıdı. Rafa Silva gününde olsa (sahi, uzun süredir en son ne zaman böyle bir günündeydi?) fark daha da büyük olabilirdi. Mustafa ise taraftarına ve hocasına “Bu maça kadar neredeydin be oğlum?” dedirtti. Ligin 1000’inci golünü atıp, hat – trick yapmanın da kapısından döndü.

Ama bu 4 gollü fark yanıltmasın hiç kimseyi. Beşiktaş, sezonun genel karakterini yansıtan bir hava içinde. Oyuncu grubu “Bitse de gitsek. Bitse de artık hesaplarımıza başlasak, kalacak mıyım gidecek mişim pazarlıklarına girişsek” modunda oynadı bugün de.

Yönetim umarız “Bu hocayla olmaz” gibi çılgınlıklara kalkışmaz. Ole Gunnar Solkjaer’i teslim edilen anahtarların geri alınmamasından yanayım ben. Sabredip bu adamdan alabileceğini alması lazım Beşiktaş’ın. Onca krizin ardından gelip ligi bu kadronun bitirebileceği en iyi yerde bitirdi, sonuçta. En başta da dediğim gibi, Samsunspor’u geçseydi “başarı” olur ama Samsun’a haksızlık olurdu.

Siz, Beşiktaş’ı hiçbir maça (şuursuz baskılı oyunlar hariç) son dakikalarda bu kadar puan kurtarma ve bir “Zafer kazanma” arzusuyla sarıldığını gördünüz mü?

Soldan sağa derbiler… Yukarıdan aşağı Lyon, Lugano ve Athletico galibiyetleri. Ha, bir de Süper Kupa (5-0) GS zaferi.

Başka?

Öyle bir sezondu. Geçti gitti.

Şimdi iyi bir kadro yapmanın ve aynı önemi altyapı hazırlığına atfetmenin zamanıdır. Ole Gunnar da bu işi becerebilecek biridir.

Kim kalır kim gider muhabbetine girmem.

Önümüzdeki haftalarda köprülerin altından çok sular akar.

Önemli olan, bu yılın hatalarından dersler çıkarıp önüne bakmasıdır camianın. Yönetimiyle, teknik kadrosuyla, futbolcularıyla.

Geçmiş olsun.