Bizler için çok önemli bir isim Ercan Kesal… Bir dost, bir ağabey, bir yoldaş… On parmağında on marifet bir sanatçı… O artık yılın önemli bir bölümünü İzmir Urla’da geçirecek. Kesal ile İzmir’i ve geleceği konuştuk.

Sanatçı Ercan Kesal: İzmir’e dair hiç kötü bir şey gelmiyor aklıma, aşk da böyle bir şey galiba

“Hayatımız bir yumağın sürekli sarılmasıdır. Yaşadığımız her şey ardımıza takılıp gelir ve birikir.” Bu sözler Ercan Kesal’ın Peri Gazozu kitabından… Belleğin ve onun ortaya çıkarılmasının usta ismi Ercan Kesal benim ve arkadaşlarımın belleğinde, tarihinde önemli yer tutmuş bir isim. En zorlu yıllarda BirGün gazetesinde çalışırken, edebiyatla, yazıyla uğraşırken hep elini omzumuzda hissettiğimiz bir abi, bir dost... Geçtiğimiz günlerde Ercan abinin memleketime, İzmir’e yerleştiğini öğrendim. Hemen sohbete giriştik ve sizlerle de paylaşmak istedik.

Öncelikle hoş geldiniz Ercan abi. Urla'da yaşamaya dair bir plan var belli ki... Çok özel olmayacaksa bu planınızdan bahseder misiniz? Temelli burada mı yaşayacaksınız?
İstanbul çok zahmetli bir kent. Ne yaparsanız yapın, ne söylerseniz söyleyin kendi bildiğini okuyan yöneticiler şehri yaşanmaz hale getirdiler. Biz de onun bir parçasıyız, çaresiz. Bir yerden bir yere gitmek, bir etkinliğe katılmak, biriyle buluşmak, bir şeyler yemek vs. Bedeli çok ağır İstanbul’da. Şehrin gönüllü köleleri haline getirildik. Havamız kirli, yolumuz yok, gürültü çekilmez. İnsan zamanını bu kadar heba etmemeli. Ege’yi özellikle Kuzey Ege’yi hep çok severdim. Urla içlerinde en iyisidir. Hala kasaba duygusunu da kaybetmemiştir. İstanbulsuz olmaz elbet ama yılın ağırlıklı olarak büyük bölümünü Urla’daki evimizde ve bu çevrede geçirmek istiyorum. Evim, sinemacı ve edebiyatçı dostlarım için de bir çekim merkezi olacak, biliyorum.

Hoş geldiniz dedim ama sizin İzmir maceranız yeni değil. Liseden sonra Ege Üniversitesini kazanıp İzmir’e geliyorsunuz. İzmir’de çıkan Dönem Dergisi’nde şiirleriniz yer alıyor ve şiirlerin içinde İzmir sıklıkla geçiyor. Hatta Bavul’daki söyleşinizde İzmirle ilgili hayranlıktan da öte aşk var demiştiniz. Bu aşktan biraz bahseder misiniz?
İzmir’le ilgili duygularımın sebebi yaşla ilgili sanırım. 18-19 yaşlarındaydım İzmir’e ilk geldiğimde. Dönem’deki bir şiirimde söylediğim gibi: “Ha deyince koparırdık, elmayı dalından, yıldızı yerinden.” İlk gençlik yılları. İlk deniz. İlk aşk, ilk ayrılık, ilk politik aidiyet, öğrenci yurtları… Bornova. Küçük Park, Kampüs. Mekanları “yer” olmaktan çıkartan onların içine yerleşen ‘’an’’lardır. Birçok şeyin ilkini İzmir’de yaşadım. Her şeyin ilki unutulmaz. Onca sıkıntının kederin acıların içinden nedense İzmir’e dair hiç kötü bir şey gelmiyor aklıma. Aşk da böyle bir şey galiba!

Ege'de yaşamak ilham anlamında sanatınıza neler katabilir?
Bir süredir evimizde yaşamaya başladık. İyi şeyler ümit ediyorum. Tek başına sessizlik ve temiz hava bile o kadar özlediğimiz ve ihtiyacımız olan şeylermiş ki! Bunlar çalışma koşullarıma mutlaka olumlu yansıyacaktır. İlhamın ötesinde açık bir zihinle düzenli ve verimli çalışma olanağı da sağlayacaktır.

Senarist olarak girip oyuncu olarak sürdürdüğünüz sinema ve televizyon maceranız var. Bu süreç İzmir'de kesintiye uğrayacak mı yoksa sürecek mi?
Oyunculuk epey geri planda artık... Çoğunlukla yazmak ve film çekmek istiyorum. Kamera önünde olmak özellikle dizi oyunculuğunda çok yıpratıcı ve tüketici bir iş… Sürdürülebilirliği yok. Artık yeni filmler, yeni senaryolar ve yeni kitaplar telaşındayım.

Dizi oyunculuğu çok popüler olsa da kimi zaman küçümsenir. Sizin gibi edebiyat ve sanat yönü çok kuvvetli birisinin Çukur dizisinde oynamasını eleştirenler var. Bu eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz?
Haklı tarafları var elbette. Çoğu zaman, esas yapmak istediğimiz işleri mümkün kılabilmek için belli mecralarda yer almak zorunda kalmışızdır.
Ama dizi dünyası sektörün şu an iş ve para üreten tek mecrası. Görmezden gelinemez. İyi senaryolarla iyi ekiplerle ve insani koşullarda çalışarak pekala kalıcı ve düzgün işler çıkartılabilir.

Son zamanlarda ekranın da etkisi ile size yönelik büyük ilgi sizi biraz bunalttı mı? İzmir'e gelişinizde bunun etkisi oldu mu?
İzmir’de de aynısı var ne yazık ki. Birkaç ayda Urla’nın yarısıyla fotoğraf çektirmişimdir. Biraz zaman geçmesi ve beni unutmaları lazım. Popüler kültürün hafızası zayıftır, ona güveniyorum!

Doğadan beslenen bir diliniz var edebiyatta. Son dönemdeki doğa katliamlarına dair ne söylemek istersiniz? Beslendiğimiz damar kesiliyor mu?
Kapitalizm denen illet herhalde ruhsal karşılığını buluyor ki insanlık kendi mahvını umarsızca seyrediyor. Hepimiz yeryüzü sofrasının konuklarıyız. Bir süre nasipleneceğiz ve gideceğiz. Bizden öncekilerin bıraktığı emaneti salimen bizden sonrakilere bırakmalıyız.

ERCAN KESAL KİMDİR?

1959 Avanos(Nevşehir) doğumlu olan Ercan KESAL, ilk ve orta öğrenimini Avanos’ta, lise öğrenimini Nevşehir’de tamamladı.1984 yılında Ege Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu.1984-90 yılları arasında Ankara’nın kasaba ve köylerinde hekimlik yaptı. 1990 yılında geldiği İstanbul’da özel sağlık sektöründe yer alarak; poliklinik ve tıp merkezleri kurdu. Halen,1997 yılında kurduğu Özel Okmeydanı Hastanesinin yönetim kurulu başkanlığını sürdürmektedir. 2004-2006 yıllarında İTİCÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Uygulamalı Psikoloji dalında Master Eğitimini bitirdi. Yeditepe Üniversitesi Sosyal Antropoloji Doktora Eğitimini sürdürüyor.

Nuri Bilge Ceylan’ın “UZAK” filmindeki oyunculukla başlayan sinema serüveni, aynı yönetmenin “ÜÇ MAYMUN” ve “BİR ZAMANLAR ANADOLU’ DA” filmlerinde senarist ve oyuncu, “VAVİEN” “DERİN”(kısa), “SAÇ”, “KÜF”, “YOZGAT BLUES”, “SEN AYDINLATIRSIN GECEYİ”, “HÜKÜMET KADIN (1-2)” , “BEN O DEĞİLİM”, “YOL KENARI”, “PARANIN KOKUSU”, “BULANTI”, “KELEBEKLER”, “GÖRÜLMÜŞTÜR” gibi filmlerde oyuncu olarak devam etti. Oyuncu ve senarist olarak ulusal ve uluslararası bir çok festivalde ödüller aldı.

İlk şiir ve yazıları, Tıp Fakültesi öğrencisi iken, İzmir’de çıkan “Dönem” dergisinde yayımlandı. Mecburi hizmet yıllarında “Son Reçete” dergisinde söyleşiler yaptı, yazılar yazdı. “Era Yayınları”nın kurucularından oldu. “Şizofrengi”de yazdı. Radikal ve Birgün Gazetelerinde her Pazar düzenli olarak güncel hikayeler ve denemeler yayımladı.
“Peri Gazozu” isimli kitabı İletişim Yayınlarından 2013 Temmuz ayında, ‘’Evvel Zaman’’ isimli kitabı ise 2014 Mayıs ayında Ithaki Yayinları tarafından yayımlandı. iletişim Yayınları’ndan 2015 yılında “Nasipse Adayız” isimli novellası yayınlandı. 2016 yılında Ayrıntı Yayınları’ndan “Zamanın İzinde” ve 2017 yılında İletişim Yayınları’ndan “Aslında” kitapları yayınlamıştır.

Sinema ve tiyatro oyuncusu Nazan Kesal’la evli ve Poyraz’ın babasıdır.