Sanatçı Ozbi: Çıkış yolu arayan “rap”e başvuruyor
Rap müziğin asi temsilcilerinden Ozbi, Işıl Işıl Sahne’nin bu haftaki konuğu oldu. Ozbi, “Eğer toplumsal hayat daha farklı olsaydı, maddi kazançlar Avrupa seviyesinde olabilseydi, o zaman sanatın değeri çok daha başka olurdu” diyor

Işıl Çalışkan
Anlatım biçimi ve lirik anlayışıyla rap’i bir şiir gibi işleyen Onur Dursun nam-ı diğer Ozbi, özgün çalışmalarıyla adından söz ettiriyor. En son Olduğum Gibi/Studio Live isimli yeni albümüyle, stüdyo ortamında canlı performansın enerjisini dinleyicilerine taşıdı.
Ozbi, “Olduğum Gibi”, “Geceyi Anlatmış”, “Sana Sormam”, “Boşver Gitsin”, “Yaralı Kaldım” ve “Herkes Aynı” şarkılarının canlı performanslarının yer aldığı ve toplamda 8 şarkıdan oluşan albümde, güçlü sesi ve canlı performansıyla dikkat çekiyor. Müzisyenle son çalışması vesilesiyle müzik serüveninde bir yolculuğa çıktık.
Nurtepe’de doğup büyüdün. “Politik olmadım, politik doğdum" şeklinde bir söylemin var. Sanat senin için bir ifade biçimi miydi yoksa bir kaçış mı?
Gerçekten politik doğuyorsun, özellikle bizim gibi yerlerde. Sanat bir kaçış aracı değildi, daha çok duygularımla mücadele etme yöntemi olarak gelişti. Benim için sanat, içsel duygularımı dışa vurmanın, onları anlamlandırmanın bir yoluydu. Ama dediğin gibi, biz o bölgelerde büyürken politik olarak şekillenen bir çevredeydik. Nurtepe’de doğmadım, aslında Gürsel Mahallesi’nde doğdum ama 3 yaşında Nurtepe’ye taşındık. Oralar, duvar yazılarıyla büyüdüğün, insanların politik tepkilerini sokaklarda gördüğün yerler. Biz, çocukken bile sokak eylemlerine katılıyorduk. O mahallede büyüdükçe, sosyal ve kültürel mücadelelerle iç içe bir hayatın içinde oldum. O yüzden biz zaten politik doğmuş sayılıyoruz. Çünkü bir şekilde dışlanmışsın, ötekileştirilmişsin. Bu durum da insanı politik olmaya itiyor. Ben de o ötekileştirilmişler arasında büyüdüm ve kendimi bu çevrede buldum. Bu yüzden de sanatı bir araç olarak kullandım, kendimi ifade etmenin ve çevremdeki dünyayı anlamanın bir yolu olarak.
Sanatçı olmanın toplumsal sorumluluğu hakkında ne düşünüyorsun?
Sanatçı olmanın sorumluluğu, zorunluluk değil. Bazen insanlar bu sorumluluğu bir yük gibi algılayabiliyorlar. Sanatçılar çoğunlukla anlamayla ilişki kurdukları için, aslında içsel olarak bu sorumluluğu taşıyorlar. Bir sanatçı, toplumsal sorumluluğu hissetmeden bu işi yapıyor zaten. O sorumluluk, yaptığı işin içine doğrudan yansıyor. Bir sanatçı o kadar güzel şarkı söyler ki, seni bulunduğun hayatın zorluklarından alır ve başka bir dünyaya götürür. Ya da o kadar iyi sözler yazar ki, seni bulunduğun hayatın zorluklarıyla yüzleştirir. Bunu yaparken sanatçı toplumsal sorumluluğu düşünmez, o sırada sadece kendi içsel duygularıyla yaşar. Ama sonunda bu, toplumsal sorumluluğa dönüşür.
Olduğum Gibi albümündeki şarkılar, gerçekten olduğun gibi mi yansıtıyor seni?
Şarkının kendisi öyle geldi aslında. Yazarken melodinin kendisi, Olduğum gibi sevilme halinin bir kutsanması gibiydi. Biraz hafif majör bir tınısı vardır ya, Olduğum Gibi’de de o var. Kimse görmüyor, ama aslında o durum şudur: Sevgiline, seni sevene karşı "Beni böyle sevdiğin için çok mutluyum" duygusunun göz dolmasıdır. Şarkı tam olarak bunu anlatıyor. Olduğun gibi sevilmek kolay değil aslında. Ama birisi seni olduğu gibi sevdiğinde, bu hayatta çok mutlu olursun. Şu an kızımın beni olduğum gibi sevdiğinden eminim mesela.
Müzikle uğraşan bir baba üstelik çok seviliyor…
Sadece müzik değil, yazarlık da işin içinde. Biraz fazla olabiliyor. Ben de uçarı bir adam olduğum için, bazen beni zorlayan durumlar oluyor. Ama yine de, işin doğasında var.
Son albümünde eski şarkıların yeni versiyonlarını tekrar keşfettin. Nasıl bir süreçti bu senin için?
Aslında biz sahnede bu şarkıları çok iyi yapıyorduk. Özellikle "Olduğum Gibi" şarkısını yaptık, dedim ki "Bu şarkıyı söylerken beni kamera çeksin." Gerçekten canlı bir şekilde, Rakılı Live’lardaki gibi, şarkının hissi böyle çıkacak diye düşündüm. Ben bu şarkıyı söylerken, kendimi, şarkının duygusunu göstermek istedim. Diğer şarkılar da öyle; "Geceyi Anlatmış", "Sana Sormam", "Boşver Gitsin" gibi şarkıları zaten sahnede söylüyoruz. Ama özellikle "Geceyi Anlatmış" şarkısını sahnede söylediğimiz haliyle göstermek istedim. Çünkü gerçekten sahnede şarkıyı söylerken o halin içinde olmak, çok keyifli. Hem ben hoşuma gidiyorum, hem de karşı tarafın beğendiğini biliyorum.
Kendini kariyerinin neresinde görüyorsun?
Hayattan istediğimi alabilmiş değilim. Şunu keşfettim son zamanlarda. İnsanlar Ozbi’yi biliyorlar ama tanımıyorlar. Yani önümüzdeki dönemde insanlarla tanışmayı planlıyorum. Kafamdan geçen bu.
Tanışmaktan kastın ne?
Tanışmak, bir albümü komple dinletmek, yani diğer şarkıların da bilinmesi, Ozbi’yi, komple çerçeve olarak görebilmesi. O tanışmayı gerçekleştirmek istediğim bir dönemdeyim.
O gerçekleştikten sonra da güzel büyük prodüksiyonlu konserler yapmak istiyorum. Ben büyük, prodüksiyonlu konserler yapması gereken bir sanatçı olduğuma inanıyorum. Çünkü onları iyi yapacağıma inanıyorum. Kafamdan geçen şey o konseri yapabilmek. Büyük büyük konserler yapmak istiyorum.
Pop’un rap’leştiği, rap’in de pop’laştığı eleştirilerine yorumun ne olur?
Ben artık o kadar katı bakmıyorum bazı şeylere. Her şey karıştı. Çorba durumundayız. Ne zaman neyin ne olacağı belli olmuyor. Kimin ne olacağı belli değil. Popüler kültürde, para kazanmaya yönelik bir hareket olduğu sürece bir sürü şey çıkacaktır. Çünkü sanatçının desteklenmesiyle ilgili bir sorun var.
Şimdi çocuklar varoşlarda bir yerlerdeler. Para kazanmaya çalışıyorlar. Ya hırsızlık yapacaklar, ya başka bir şey. Eğitimleri kötü, yani bir şey olmaları lazım. Ne olabilirler? Rapçi olmayı deniyor hepsi. Olabilen oluyor. O hayatın içinden kurtulması gerekiyor. Çünkü hayatın içinde başka bir çıkış yolu yok. Eğer toplumsal hayat daha farklı olsaydı, maddi kazançlar Avrupa seviyesinde olabilseydi, o zaman sanatın değeri çok daha başka olurdu. O zaman sanatçı olma zorunluluğu doğar onun için de. O yaptığı şeyi sanat sanıyor ama haklı çünkü alıcısı var. Toplumsal karşılık bulabiliyor.
Söyleşinin tamamı bu akşam saat 20.00 itibarıyla BirGün TV’de.