Google Play Store
App Store

Dün öğrenciler karnelerini aldı. Önümüzdeki yıl ile artık okulun, kamusal, bilimsel eğitimin tamamen kaldırılmasının amaçlandığı adım öncesi öğrenciler, son karnelerini almış oldu.

Eğitim-öğretim yılının başında dört yeni okul modeli (sektör içi, sektöre entegre, bölge, ihtisas okulları) ve mesleki ve teknik eğitim politika belgesi, müjde vaveylaları eşliğinde duyuruldu. Meslek ortaokullarının açılışı ile birlikte çocuk işçiliğin ortaokul sıralarına indirildiği, tüm meslek liselerinin Mesleki Eğitim Merkezleri’ne (MESEM) çevrildiği, kamu okullarının sermaye için çocuk işçi bulma kurumları haline getirilmesinin amaçlandığı adımlar yıl içinde hayata geçirildi.

‘‘4+4+4’ü değiştireceğiz’’, ‘‘zorunlu eğitim süresi piyasanın erken iş gücü bulmasına engel’’, ‘‘bilgiye erişmek için okula gerek yok’’, ‘‘eğitim süresi yuva kurmaya engel’’ açıklamaları ile sürdürülen zorunlu, parasız eğitim süresi de bu adımlardan bağımsız değildi. Sermaye için erken yaşta işçi, eğitim süresi evlilik yaşını yükseltiyor bu yıl ve önümüzdeki on yıl aile yılı diyerek evlilik çağrıları yaptıkları yaş grubu ise okul çağında olan 18 yaş altı çocuklar.

Maarif Platformu gibi yapıların açıkladıkları çalıştay raporlarında maarif müfredatının amacının okulsuz, öğretmensiz bir modelin hayata geçirilmesi olduğu vurguları sıklıkla yer aldı.

Bu adımların daha köklü atılması için 21’inci Milli Eğitim Şurası yapılacağını, bir Şura’nın gerçekleşeceğini de Milli Eğitim Bakanlığı’ndan değil Maarif Platformu, Eğitim Bir Sen gibi yapılardan öğrendik.

Çeşitli sermaye gruplarından, şirketleşmiş tarikat yapılarından oluşan yapıların hazırladıkları raporlarda zorunlu, parasız eğitim süresinin kısaltılmasına gerekçe olarak üç temel vurgu ile karşılaştık. Birincisi eğitimin devlet için büyük masraf olduğu ifadeleri ile eğitimin artık hak olmaktan çıkarılacağı, parayla satın alınan meta haline getirileceği açıklamalarıydı. İkincisi eğitimin temel amacının piyasa için çocukları erken, ucuz iş gücü haline getirilmesinin hedeflenmesiydi. Üçüncüsü ise karma eğitimin kaldırılması ve evlilik yaşının düşürülmesinin gerektiği açıklamalarıydı.

∗∗∗

Önerilen; okulun artık ortadan kaldırılması gerektiği yerli-milli olanın sanayi-okul, cami-okul, dershanesiz okul adıyla yarı zamanlı, esnek okul modelleri olduğu önümüzdeki dönemde bu modellerin hayata geçirilmesi gerektiğiydi. 23 yıldır okullaşma politikası meslek liselerinin, MESEM’lerin, imam hatiplerin devasa artışı, akademik liselerin (Fen, Anadolu) sayısının, kontenjanlarının azalışı ile yaşama geçirildi. Amaç mesleki eğitimin sermayenin; imam hatiplerin yeni rejimin ihtiyaçları için yapılandırılmasıydı. Atılan her adımla okul, öğretmen ortadan kaldırıldı. Okulun, öğretmenin yerini organize sanayi bölgeleri, şirketler, camiler, şirketleşmiş tarikat yapıları, imamlar, vaiz, vaizeler, müezzinler aldı. Güncel örneğini yaşamaya devam ediyoruz. Yaz süresince TÜGVA, İHH, ENSAR gibi yapılar, eğitimci niteliği taşımayan kişiler okullarda yaz okulu yapacak.

Geçtiğimiz hafta (13 Haziran) dört yeni okul modeli gereğince savunma sanayii şirketi Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü arasında “Sektör İçi Mesleki Eğitim Merkezi İş Birliği Protokolü” imzalandı. Protokol kapsamında, Kırıkkale’de bulunan MKE mühimmat fabrikasında, “Dershanesiz Okul Modeli” denilerek pilot uygulama başlatılacak. Çocuklar okuldan, öğretmenden koparılarak fabrikada çalıştırılacak. Öğrenciler, alan öğretmenlerinin “nezaretinde” MKE çalışanlarıyla aynı üretim hatlarında, usta çırak ilişkisi içinde 4 gün çalıştırılacak.

Aslolan şirketin verdiği eğitim olacak, öğretmenler için kullanılan ifade ise nezaret, gözetim. Öğretmenlerin de bir nevi şirket çalışanı haline getirildiği bir model hayata geçiriliyor. Öğretmenler için verilen eğitimleri de MEB değil, şirket yapacak. Çocuklara teorik ve uygulamalı dersler şirket tarafından MKE Mühimmat Fabrikası içerisinde verilecek. Öğrencilere asgari ücretin yüzde 30’u ödenecek. Okul yok, öğretmen yok, çocuklar şirketler için ucuz iş gücü haline getirilecek. Bu ücretin kim tarafından karşılanacağı belirtilmiyor. MESEM’lerde olduğu gibi işsizlik fonundan veya kamu kaynaklarından, halkın bütçesinden karşılanırsa çocuklar şirketler için bedava iş gücü olacak. Öğrencilerin yeterlilik sınavlarını da şirket yapacak. MEB’in yerini bu uygulama ile şirketler alıyor.

∗∗∗

Sanayi-okul, cami-okul ile artık okulun, öğretmenin yerini tamamen şirketler, şirketleşmiş tarikat yapıları alıyor. Müfredat değişiklikleri, okullaşma politikası, protokol ve işbirlikleri eliyle 23 yılda okul, öğretmen adım adım ortadan kaldırıldı. Zorunlu eğitim süresinin kısaltılması, dört yeni okul modeli, mesleki ve teknik eğitim politika belgesi, esnek, yarı zamanlı okul, dershanesiz okul modeli gibi isimlerle eğitimde en büyük yıkımın hazırlığı yapılıyor.

Kamusal, parasız eğitim süresi sınıf mücadelesinin kazanımı. Yalnızca patronların, zenginlerin çocuklarının parayla nitelikli eğitime ulaşabildiği; emekçilerin çocuklarının çocuk yaşta işçiliğe, çocuk yaşta evliliklere, yoksulluktan kaynaklı tarikatlara mecbur bırakıldığı mücadele ederek kazanılan kamusal eğitim hakkı emekçilerin çocuklarının ellerinden alınıyor.

Yerli-milli okul modeli dedikleri, bizim tarihimiz, kültürümüz sanayi-lonca-okul, cami-medrese-okul dedikleri Cumhuriyet öncesi saray ve etrafındaki yalnızca bir avuç saraylının, zenginin çocuklarının eğitime ulaşabildiği saltanat dönemi.

Hem çocukların kamusal eğitim hakkı hem de öğretmenlik mesleği hedefte. Bu yıkım projesini durduramazsak bu karne günü okulla, öğretmenle son karne günü olacak.