İran’da bir fotoğrafta başörtüsünü çıkarmış, yasaklanan koyu uzun saçları sırtlarına dökülen el ele öğrenciler okuldaki kara tahtaya şöyle yazmışlar: “Benim kız kardeşim için, senin kız kardeşin için, bizim kız kardeşimiz için.”

İranlı kadınlara, İran halkına yaşatılan tarihi yaşıyoruz yıllardır.

İktidar oldukları günden itibaren kadın erkek eşit değildir, işsizliğin nedeni kadınlardır, kadının kariyeri anneliktir, kadının yeri evidir, Türkiye’nin, Taliban’ın inancıyla ters bir yanı yok diyerek ve 21 yıldır kadınları hedef alarak inşa ettikleri siyasal islam faşizminin geldiği nokta kadınları sahiplendirmek. Cumhur ittifakı adı altında bir araya gelenlerin ortak dili, ideolojisi. Bu ittifakın, siyasal İslamcılığın,faşizmin ortak düşman ilan ettikleri kadınlar, gençler, emekçiler, ilericiler, devrimciler.

Öyle “Vatansever”dir ki bu bileşen işçi grevlerinde, Soma’da, Ermenek’te, Bartın’da, inşaatlarda, tersanelerde yaşanan iş cinayetlerinde, parasız eğitim, parasız sağlık mücadelesinde, derelerimizin, topraklarımızın emperyalistlere peşkeş çekilmesinde, memleketin dört bir tarafının NATO üsleri, nükleer silah depoları ile kuşatıldığında patronları, emperyalistleri kıble edinenlerdir.

***

Kendilerini “Vatansever” ilan edenlerin bir kısmı Talibancıların, domuz bağı ile katledenlerin ittifakını kurarken bir kısmı da ittifaklar arasında turlar atıp pazarlıklar yaparken ilericiler, devrimciler çıkarsız ve karşılıksız sokak sokak, sandık sandık memleketi yeniden kurmanın mücadelesini örüyor.

28 Mayıs bir seçimin ötesinde memleketin, hepimizin geleceği için bir referandumdur. Ya umutlarımızı, yaşamlarımızı ellerimizden alacak bu karanlık kazanacak ya da yeni bir memleketi kurma kararlılığımız kazanacak.

Bu felaketler iktidarına, ittifakına karşı düşman ilan ettikleri bizler yıllardır mücadele ettik. Şimdi yarattığımız birikimimiz, deneyimlerimizle bir kez daha halkın muhalefetini örme sorumluluğu hepimizin ellerinde. Karanlığın en koyu olduğu anlarda birlikte mücadele ederek yarattığımız onlarca direnişimiz, eylemimiz var bizim.

Burası Bizde diyerek SOL Parti’nin sandıklara birlikte sahip çıkma çağrısı birleşik mücadele çağrısı, seferberliğidir. İşçi grevlerinde omuz omuza yürüyenlere, kadın mücadelesinde sokakları örgütleyenlere, laiklik boykotları, grevleri ile aydınlık bir memleket mücadelesi verenlere, ağacına, deresine, toprağına memleketin her yerinde sahip çıkanlara, laik, bilimsel eğitim hakkı için cemaat karanlığına karşı Enes Kara’ların yaşamlarının karartılmaması için mücadele eden gençlere eşit, özgür bir arada yaşam mücadelesinden vazgeçmeyenlere çağrıdır.

Sokakta ve sandıkta birleşik mücadeleyi birlikte büyütme çağrısıdır.

İran’da bir kız öğrenci zorunlu olmasına rağmen sınıfta başörtüsünü çıkarınca erkek öğretmeni tarafından okuldan atılmakla tehdit edilip, öğretmen adını sorduğunda şöyle yanıt veriyor: Mahsa  Amini. Ve sonrasında tüm kız öğrenciler ayağa kalkıyor ve “Hepimiz Mahsa Amini’yiz” diyor.

Hepimiz sandıkta ve sokakta buradayız, bir aradayız, işçiyiz, emekçiyiz, kadınız, genciz, halkız. Memleketimize çıkarsız, pazarlıksız sahip çıkanların sesini yükseltme çağrısıdır.

28 Mayıs cehennemin kapılarını kapatmanın ilk adımıdır. Bu çağrı önümüzdeki dönemin devrimci muhalefetini de birlikte kurmanın çağrısıdır.