Eğlenceli bir çizgi film seyreder gibi bir yolculuğa çıkacağınız ‘Biri Şu Sayıları Toplasın’ Burcu Ünsal’ın okuyucuyu içine çeken eğlenceli dili ve Ezgi Keleş’in renkli ve güldüren çizimleri ile karşınızda. Matematiği sevseniz de sevmeseniz de kesinlikle bir şansı hak ediyor bu kitap.

Sayıların labirenti

ECE KUTLUGÜN ARSLAN

Ah şu matematik! Sadece adı bile çoğumuzu korkutmaya yeterdi. İşlemler, artılar, eksiler, problemler, karmaşık sayılar…

Sayıların dünyası kesinlikle çok farklıydı. Elle tutulur, gözle görülür değildi bir kere. Beynimizin bilmediğimiz bir yerlerini çalıştırmamızı gerektiriyordu. Hatta çalıştırmak yetmez, o bilmediğimiz yerleri derinliklerine kadar keşfetmemiz de lazımdı.


Gözlerimizin alışık olmadığı bir yerler hayal edip oradaki bilinmeyenleri mutlu sona ulaştırmak gerçekten zordu. A ve B’nin bir çizgi üzerinde birbirini takip etmesi, X ve Y’nin ezeli dostluğu ve daha birçoğu, eşittirin üst üste gelmiş iki kısa çizgisiyle, bilinmeyenden bilinene doğru köprü kuruyordu. Kimileri sağa, kimileri sola yollanıyor, zavallı X hep yalnız bırakılıyordu. Bu garip mantık dünyası, beynimizin kıvrımlarından çıkıp kurşun kalemimizin ucuna ulaşarak kâğıda karmaşıklıklar bırakıyordu.

Aslına bakarsanız çok anlamsızdı. Ama kendi içinde bir o kadar da anlamlı ve sihirliydi. Sayıların sonsuzluğu gibi, kalemimizden çıkacak denklemler ve çözüm yolları da bitmek bilmezdi. Tıpkı bir yazarın, başıboş duran harfleri yan yana getirip kurgudan bir dünya yaratması, ya da bir ressamın boş ve anlamsız renkleri bir tuvalde dans ettirmesi gibi matematikle uğraşmak da sizi bir sanatçı yapıyordu. Yollar, sayılar, şekiller ve cisimler sizin hayalinizdeydi, kâğıda döküp işin içinden çıkmasa sanatçının varoluş sancısı gibi zorluydu. Doğru cevap her zaman sizi bulacak diye bir şey yoktu. Ama önemli olan yolculuk değil miydi?

Yolculuğun anlamını kavramak zor olduğundan, doğru cevabı bulamayınca kendimizi matematiğe düşman bellemek kolaydı. Özellikle de sayılarla yeni tanıştığımız çocukluk günlerimizde. İşte Çınar da bu matematiğe düşman kesilenler kümesine aitti. Matematiğin ona ifade ettiği tek şey, derste başını defterine gömüp karikatür çizecek zaman bulmasıydı. Bu yüzden matematiğe neredeyse teşekkür edecekti Çınar.

Sonuçta tanımadığı çocukların yaşları, bilmediği bir yerlerdeki havuzların hortumları ya da elmalarla armutların sayısı Çınar’ı neden ilgilendirsin ki? Hayal gücünü böyle şeylere harcayamazdı. O dünyayı resmin çizgilerinde görüyordu. Hem de eğlenceli çizgilerinde.

Tüm arkadaşları, ailesi, öğretmenleri onun için karikatür fikrinden başka bir şey değildi neredeyse. O minik bir sanatçıydı. Böyle bir sanatçının matematikle ne işi olacaktı ki?

Tam da bu düşüncelerin içindeyken Çınar, her çocuk gibi büyüklerin dünyasına hapsolduğundan, matematikle arkadaş olmak zorunda bırakılacaktı. Nasıl mı? Çınar kadar akıllı ve kurnaz Bünyamin öğretmeninin çetrefilli oyunlarıyla tabii ki.

Bu kırmızı kitabın her sayfasında yeni bir oyun, yeni bir problem ve yeni bir muziplik göreceksiniz. Çınar ve arkadaşlarıyla zekice gizlenmiş matematik problemlerini, labirentten kaçmaya çalışırcasına, karışmış olsa da meraklanan aklınızla çözmeye çalışacaksınız. Her bir sayfa, sınırsız hayal gücü ve canlı renklerle, bazen de bilinmezin gizemli karanlığıyla boyanmış olacak. Kısacası sanatın ve matematiğin eğlenceli dostluğunu okuyabileceksiniz bu satırlarda.
Eğlenceli bir çizgi film seyreder gibi bir yolculuğa çıkacağınız ‘Biri Şu Sayıları Toplasın’ Burcu Ünsal’ın okuyucuyu içine çeken eğlenceli dili ve Ezgi Keleş’in renkli ve güldüren çizimleri ile karşınızda. Matematiği sevseniz de sevmeseniz de kesinlikle bir şansı hak ediyor bu kitap.