Google Play Store
App Store

Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanı Hasan Arat’ın Beşiktaş Futbol AŞ başkanlığı ve üyeliğinden istifa etmesi gelişecek olaylara karşı bir ön hamle mi? Değil mi? Göreceğiz. 9 aylık periyotta 100 milyon avro üzerinde transfer harcaması ve 8,4 milyar TL’den 12,4 milyar TL’ye gelen borç üzerinden süreci değerlendirirsek her şey daha yerli yerine oturur. Çünkü bu 9 aylık süreçteki borç stoğu, 24 yıllık yönetimlerin toplam borç yapısının yüzde 50’sine denk gelmektedir. “Beşiktaşlılar bizi sarsıntılara karşı dimdik durabilmek için seçti. Sarsıntılar sonrası geldik” derken, Sayın Arat 9 aylık süredeki yapmış olduğunuz bu borç birikimi bir sarsıntıya neden olmuyor mu?

***

Sayın Arat’ın açıklamalarında devam edelim ki nereye varacağımızı kestirebilelim. "Beşiktaşlı bugün müsterih olsun” diyorsunuz ama, benim gibi çoğu Beşiktaşlı müsterih değil ve olamazda…Beşiktaş’ın geleceği ipotek altında. "Beşiktaş, futbol branşında 1 ayda dramatik sıkıntılar yaşamıştır. Taraftarımız fevkalade üzgündür, bizler üzgünüz. Buradan daha iyi nasıl çıkarımız formüllerini aradık”, aramasına aramadınız da bu kurgu içinde zaten bulamazsınız-çünkü başlangıç noktanız yanlıştı. Uyarıları da dikkate almadınız. Futbol camiası için yetersiz-donanımsız çocuk zihniyetinde ve düşük profilli bir grup ile çalışarak ve sadece algı manipülasyonu üzerinden gündem yaratarak, gerçeklerin tartışılmasına engel olma stratejiniz; ta ki o topun gol çizgisini geçmemeye başlayana kadar devam etti. Ama, bu süreçten sonra gerçeklerin tartışılması kaçınılmaz olur ki oluyor… “Bu tür kararlar, çeşitli türbülanslara neden olabilir”, türbülansı siz yarattınız… Sizin yönetim tarzınız nedeniyle oldu, yoksa durup dururken olmadı!

“Profesyonel hayatta gün gelir yollarınızı ayırırsınız”, ayıramazsınız… Aldığınız tüm sorumluğun hesabını vermeden gidemezsiniz. Beşiktaş Jimnastik Kulübü öyle hiçbir şey olmamış gibi zarar verip çekip gidilecek yer değildir. O zaman eski yönetimlerle aynı kulvarda olursunuz ki bu 9 aylık süreçte onların önüne bile geçtiniz. Yaptığınız transferlerin yetersizliği-Al Musrati, Muçi, Worrall, Svensson, Uduokhai, Paulista, Joao Mario, Ndour, Emirhan- harcadığınız paralar ve başarısızlıklar size aittir. Bunların bir açıklaması olmadan ayrılamazsınız. “Daha iyi yönetebilmek için daha iyi yere gidebilmek için sahici sarsıntılar, yalancı dengelerden daha iyidir" demenizin bir karşılığı yok. Zaten başladığınız nokta yalancı denge üzerine kurgulanmıştı ki hala sorunun nedeninin bu olduğunu doğru açıklayamıyorsunuz. Geldiğiniz noktada; ibra edilmeyen ve matruşka dediğiniz grupta görev almış kişiyi başkan yaptınız. "Biz bu sarsıntıları, kulübümüzün daha kuvvetli bir şekilde yoluna devam etmesi için uyarı niteliğinde görüyoruz. Kulübümüzün profesyonel ekiplerinden uyarılar aldık ve izledik”, maalesef öyle olmadı! Hiçbir uyarıyı dinlemediğiniz gibi, geçmişte kulübe büyük zarar veren Mendes ile ticarete devam ettiniz. Eğer geçmiş yönetimlerle ilgili bir tavrınız olsaydı zaten Mendes ile çalışmazdınız. O ticaret kulübe 4 milyar TL’ye mal oldu. Bilerek ve isteyerek yaptınız. “Beni yollamak için mücadele ettiler” demenize rağmen, inanın kimse sizi yollamak istemiyor ki ortada ödenmesi gereken bir fatura var. Ama sizin gitmeyle ilgili bir tasarrufunuz olabilir buna da izin verilmemesi lazım. "Bizim meselemiz Beşiktaş'tır” diyebilirsiniz de öğle değil. Çünkü bizim meselemiz Beşiktaş ve sizinle aramızdaki fark o kadar büyük ki bunun ayrıntılı bir şekilde açıklamasının olması gerek.

“Whatsapp'ta, sosyal medyada Beşiktaş'ı rencide edecek, idarecilerimi rencide edecek, 2015 öncesi eski taktiklere başvurmasınlar” doğru da; bu 9 ayda kurulan trol ordusu nedir? Neden insanlar linç edilmeye maruz kaldı? "Sportif olarak başarılı olmadığımızın farkındayız”, olamadınız-olamazsınız da… Portekizli Mendes ve Galatasaraylı Friedel ile kurduğunuz yapının bir karşılığı olması mümkün değil. Münih modelinden geldiğiniz bu arabesk model, sizin ve kurduğunuz yapının gerçek bir futbol işletme modelinden ve futbol iktisadından ne kadar uzak olduğunu bu yapılan transferle ve harcanan paralarla ortaya koydunuz. Bilmediğiniz bir iş için biliyormuş gibi yapmanız en büyük yanlışınızdı. “Yöneticiler hata yapabilir. Önemli olan ahlaksızlık yapmamalarıdır”, bence en can alıcı yorumuz budur. Ahlak ve etik değerler… “Ben sosyal medyayı kapattım” demeniz, şu an için çok normal bir davranış! Troller saldırmasına rağmen biz kapatmadık ve direndik.

***

Sayın Arat, Rıza Çalımbay görevdeyken 8-9 oyuncu sakatken, üzerine 5 oyuncuyu kadro dışı bırakıp onun elindeki tüm kozları alarak çaresiz bırakmaya çalıştınız. Ve onun yollanması için aynı kültürden gelmiş e aynı değerlere sahip takım arkadaşları Samet Aybaba ile Feyyaz Uçar’ı görevlendirdiniz. Bu mu Münih modeli?  Fırsat transferi yapacağız diyerek, 500 bin avroluk Muçi ile, Braga’ya bedelsiz transfer olan Al Musrati’ye 3,5 sene için toplam 41 milyon avro verdiniz. Takım için önemli olan Muleka, Aboubakar, Ghezzal, Colley ve Bailly’i gönderip, üstüne Cenk ile anlaşmayıp takımın içini boşaltırken ve gitmek istemeyen oyuncuları itibarsızlaştırıp, tehdit videoları çekilecek kadar insanlara prim veren bir tutum takındınız. Sayın Arat haklısınız, sakın bırakmayın… Ortada bir fatura var. Haberi olmamasına rağmen, Polonya Cumhurbaşkanı’na kadar giden bir sürecin içeriklerinin açıklanması gerek.