Türkiye İstatistik Kurumu bu hafta önemli veriler açıkladı. Çarşamba günü enflasyon, dün de gelir dağılımı istatistikleri yayımlandı. Seçimden önceki son enflasyon verisi.

Hatırlayalım, Bakan Nebati seçimlere tek haneli enflasyon ile gideceğimiz öngörüsünde bulunmuştu. Bu hafta açıklanan veri, Bakanın diğer tahminleri gibi, enflasyon öngörüsünün de tutmadığını göstermiş oldu.

TÜİK’e göre Tüketici Fiyat Endeksi(TÜFE) nisan ayında aylık yüzde 2,39, yıllık olarak ise yüzde 43,68 oranında gerçekleşmiş.

Bir önceki cümleye  “TÜİK’e göre” diye başladım çünkü enflasyon hesaplaması yapan başka hiçbir kurum bu kadar düşük oranlardan bahsetmiyor.

Çok uzun yıllardır “İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi”  adı altında veri açıklayan İstanbul Ticaret Odası, nisanda aylık fiyat artışını yüzde 4,57 olarak hesaplarken, Enflasyon Araştırma Grubu(ENAG) yüzde 4,86 olarak duyurdu. Bu iki kurumun açıkladıkları enflasyon verilerinin birbirlerine yakın olduğunu dikkatinize sunarım. Hatta buna biz bir de Türk-İş’in açıklamış olduğu açlık sınırı verisindeki değişimi de ekleyebiliriz. Mart ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 9 bin 591 iken nisan ayında 10 bin 156 lira olmuş. Burada sadece gıda olduğu için artış biraz daha yüksek ama sonuç olarak artış oranı TÜİK’İn duyurduğu gıda enflasyonundan iki puan daha fazla.

Demem o ki nereden bakarsanız bakın ya da nereye bakarsanız bakın, vatandaşın maruz kaldığı enflasyon, nasıl oluyorsa, TÜİK’in verilerine yansımıyor, onlar hep daha düşük bir oran “buluyorlar.” Böyle düşük oranı nasıl bulduklarını bilemiyoruz. Eskiden hesaplamalarda kullandıkları madde fiyatlarını yayınlıyorlardı, Onlara bakarak tutarsızlığın hangi ürün fiyatlarında olduğundan hareketle değerlendirmeler yapabiliyorduk. Ancak son bir yıldı bu verileri açıklamıyorlar.

TÜİK ve diğer kurumların açıkladığı verilerdeki tutarsızlıklar sadece manşet veri ile de sınırlı değil. Detaya bakınca TÜİK’in verilerinin ciddi şekilde izaha muhtaç olduğu görülüyor. Mesela giyim ve ayakkabı enflasyonuna bakalım. TÜİK’e göre son bir yılda bu grupta yer alan ürünlerin fiyatı sadece yüzde 13,82 oranında artmış. Evet, biliyorum, siz de bunu inandırıcı bulmadınız. Bu konuda yalnız değilsiniz. İTO verilerine göre giyim ve ayakkabı grubu fiyatları, sadece nisan ayına yüzde 29,04 oranında artmış. Diğer bir ifade ile İTO’ya göre, TÜİK’in yıllık olarak açıkladığı giyim enflasyonun iki katından fazlası, sadece nisan ayında gerçekleşmiş.

Sadece TÜİK değil, Merkez Bankası da enflasyon konusunda kimsenin inandırıcı bulmadığı öngörülerde bulunmaya devam ediyor. Dün Enflasyon raporu sunumu yapıldı. MB’ye göre bu senenin sonunda enflasyon yüzde 22,3 olacakmış. Yılın ilk dört ayında TÜİK’in açıkladığı birikimli enflasyonun yüzde 15,21 olduğunu hatırlayınca, MB’nin bu tahminin neye dayandırıldığını anlayamadım. Yılın geri kalan sekiz ayında aylık enflasyonun yerlerde sürünmesi gerekir ki bu oran gerçekleşebilsin.

ERDOĞAN DA GERÇEK ENFLASYONU BİLİYOR

TÜİK tarafından resmi olarak açıklanan enflasyon oranını gerçekçi bulmayan sadece siz değilsiniz. İnanmayacaksınız belki ama Erdoğan da gerçek enflasyonun bunun çok daha üzerinde olduğunu gayet iyi biliyor.

Bildiğini nereden mi biliyorum? Erdoğan’ın şu ifadesi gayet net değil mi? “Ben biliyorum, sizler ne soğana ne patatese liderinizi kurban etmezsiniz.” Cumhurbaşkanı bu ifadesiyle, aslında ne demiş oldu? “Evet, hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Soğan, patates fiyatları el yakıyor…” Bence enflasyonun gerçek seviyesinin oldukça farkında. Ama sizden bunu önemsememenizi istiyor.

Önemseyip önemsemediğinizi görmemize az zaman kaldı. Yüksek enflasyonun vatandaşın hayatında yol açtığı tahribatın siyasi sonucunu 9 gün sonra öğreneceğiz.