Seçmen listelerinde söz edildiği gibi milyonlarca fazla “canlı cenaze” seçmenden söz etmek mümkün gözükmüyor. Kaldı ki bunun gündeme getirildiği tarih, bu listelerin kesinleştiği, herhangi bir müdahalenin söz konusu olamayacağı bir zamana denk gelmektedir.

Seçimler ve bir iddia!
Fotoğraf: Depo Photos

*Cem Nuri ALDAŞ/Yunus YENER

Bir seçim sona erdi. Gazetemizde ve değişik mecralarda seçimleri değerlendirdik, değerlendirmeye devam ediyoruz. Birçok konuda da tartışmaya devam edeceğiz, bunlardan birisi de seçim güvenliği. TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odamızın yıllar önce yayınladığı değerli bir çalışması var, Her Yönüyle SEÇSİS (Seçim Bilişim Sistemi) raporu bu konuda detaylı bilgilere ulaşabileceğimiz bir içerikte hazırlanmıştır. Burada seçimin her aşaması ile ilgili güvenlik analiz ediliyor, açıklar ve alınabilecek önlemler anlatılıyor. Burada seçimin ilk aşaması olan seçmen listeleri ile ilgili de detaylı bilgiler mevcut. İki seçim arası spekülatif bir iddia içeren “makale” önce kendi Fusun Sarp Nebil’in web sitesinde sonrasında birkaç sitede daha yayınlandı. Sonrasında pek çok basın mensubu da yayın ve yazılarında bu iddiadan söz ettiler.

Fusun Sarp Nebil'in önce kendi sitesinde sonrasında değişik sitelerde yer alan ve referans verilen seçmen listelerinde 6,7 milyon fazla olduğunu ileri süren çalışması metodolojik sorunlar içeriyor. Biz bu yazıda sadece iki noktaya 2010 seçmen listelerindeki fazlalık ile ve 2023 listelerindeki fazlalık iddiaları hakkında görüşlerimizi ifade edeceğiz.

2023 SEÇMEN LİSTELERİ

2023 seçimleri için potansiyel seçmen hesabı için 2018-2023 sonraki nüfus artışını alıyor. Oysa seçmen yaşının 18 olduğundan hareketle 2000-2005 arası nüfus artışı dikkate alınarak hesaplamaların yapılması gerekmektedir. 2018 seçimlerindeki seçmen sayısına, bu yıllar arasındaki nüfustaki artış dikkate alınarak yaklaşık sayı hesaplanabilir.

Burada söz konusu yazıda öne sürüldüğü gibi 2 milyon değil, 210 bine yakın bir fark görünüyor. Bunun da kaynağı, farklı nedenlerle verilen yeni vatandaşlıklar ve daha önce adresi belli olmadığı için seçmen kaydı yapılmayıp seçim kanununda yapılan değişiklik sonucu listeye ilk defa eklenenler olarak düşünülebilir. Kontrol için doğum ve nüfus artış hızlarına ilişkin grafikler aşağıda verilmektedir. Bu grafiklerden anlaşılacağı gibi doğum artış hızından kaynaklı olmayan nüfus artışı 2017’den sonra gözlenmektedir, bunun da verilen yeni vatandaşlıklardan kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır. Buna ek olarak bu dönemde pandemiden kaynaklı olarak ölüm sayısında bir artış yaşandığı ortadadır. Daha birkaç ay önce açıklanan bu rakamlardan 200.000’den fazla bir ölümün salgın nedeniyle gerçekleştiği ifade edilebilir. Bu rakamı da dâhil edersek 400 bin civarında doğum/ölüm kaynaklı olmayan yeni vatandaştan, dolayısıyla seçmenden söz edilebilir. Verilerin tamamı TÜİK’te yer almaktadır.

2010 için söylenilen seçmen sayısındaki olağandışı artışın kaynağı gene kamuya açık, İnternette kolayla ulaşılabilecek verilerle kontrol edildiğinde, olağanüstü bir durumun söz konusu olmadığı görülüyor. Nüfusumuz artmasına rağmen, artış hızı düştüğünden nüfus artışımız yıllardır 800.000 etrafında gerçekleşmektedir. Yani 5 yıllık bir periyotta 4-4.5 milyon bir seçmen artışından söz edilebilir. Seçmen yaşı 1995 yılında 21’den 18’e indirildi.  O tarihten itibaren seçmen sayıları takip edildiğinde 2010 yılında yapılanın 2007 yapılan eksikliğin giderilmesi; 2007 seçmen kaydına girmemişlerle beraber 3 yıllık yeni seçme hakkı kazananların (18-21 yaş arası) listelere dâhil edildiği görülüyor. Burada 8 yıllık periyodda görülen 500 bin civarında farkın ölüm oranlarında ki düşme (nüfusun yaşlanması) ve en önemlisi daha önce kişilerin seçmen kütüğüne kayıt için kendilerinin ayrıca başvurması gerekirken, 2008 yılından itibaren Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi ile yapılan entegrasyon sonucu vatandaşların 18 yaşını geçtiklerinde, kanundan kaynaklı herhangi bir engelleri yoksa seçmen listelerine otomatik olarak dahil edilmesinden kaynaklandığı ifade edilmektedir.

Bu iki karşılaştırmadan hareketle seçmen listelerinde söz edildiği gibi milyonlarca fazla “canlı cenaze” seçmenden söz etmek mümkün gözükmüyor.  Kaldı ki bunun gündeme getirildiği tarih, bu listelerin kesinleştiği, herhangi bir müdahalenin söz konusu olamayacağı bir zamana denk gelmektedir. Sandığa gitmemeyi adeta teşvik edecek niteliktedir.  Dolayısıyla hem hatalı metodoloji sonucu ortaya çıkan rakamların yanıltıcılığı yönünden, hem de zamanlaması açısından sorunludur.

*TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası Başkanı/Makina Mühendisleri Odası Başkanı