Senaryonun çürüdüğü konum
Sinan Ateş cinayetinin siyasi bağlantılarını örtmek için bir kampanya yürütülüyor. Ama duruşma salonunda başlayıp medyada devam eden senaryoyu sağlam deliller çürütüyor. Eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın katille buluşup onu kaçırdığı anlara dair deliller bile karartma senaryosu ile gerçeği ayırmak için yeterli.
Sinan Ateş’in 30 Aralık 2022’de öldürülmesiyle ilgili dava Sincan Cezaevi’ndeki duruşma salonunda pazartesi günü başladı. Cinayetin siyaset, devlet bağlantılarının gizlenebilmesi için büyük bir oyun oynanıyor, yeni bir senaryo yazılıyor.
Öncelikle yarım iddianame ile dava başlatıldı ve cinayetin arkasındaki isimlerin dosyası ayrıldı. Böylece; tetikçiler ve Ülkü Ocakları’ndaki bazı azmettiricilerin ötesine gitmeyen göstermelik bir yargılama süreciyle göz boyanıyor. Cinayetin şüphelisi olan ve yurt dışı çıkış yasağı konulan 17 kişi için hazırlanacağı söylenen iddianame ufukta görünmüyor, rafta unutulmaya terk ediliyor. Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, eski MHP Milletvekili Olcay Kılavuz, Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Ömer Şanlı ve diğer Ülkü Ocakları yöneticileri hakkındaki tespitler, davanın ek klasörlerinde, bilirkişi raporlarında var. Ancak duruşmada konu onlara gelince mahkeme başkanı “Onlar bu davanın konusu değil” diyerek cinayetin siyasi bağlantılarını koparıyor. Böylece gerçeğin büyük kısmı karartılıyor.
TETİKÇİLERİN TAKTİĞİ
Davada savunma yapan tetikçi çete ise sanık olan Ülkü Ocakları yöneticilerini de kurtarmak için yazılmış senaryoyu oynuyor.
Tetikçi çetenin lideri Doğukan Çep, soruşturma sürecinde “Olayla ilgim yok” demişti. 19 ay sonra duruşma salonunda cinayeti azmettirme suçunu üstlendi. Alacak-verecek meselesi nedeniyle tetikçi Eray Özyağcı’yı Sinan Ateş’i bacaklarından vurması için Ankara’ya gönderdiğini anlattı.
Tetikçi Eray Özyağcı, soruşturma sürecinde Sinan Ateş’i kişisel husumet nedeniyle vurduğunu anlatmıştı. 19 ay sonra duruşmada o da senaryoyu değiştirdi. “Abim” dediği Doğukan Çep’in kendisine “Bacaklarından vur” diye talimat verdiğini söyledi.
Doğukan Çep ve tetikçi Eray Özyağcı, onlarca yıl hüküm giymiş, firari suçlulardı. Tetikçi’ye Ankara yolunda yakalanmaması için iki özel harekat polisi eşlik etti. Eray Özyağcı, daha önce uygulama noktasından polis kimliğini göstererek geçtiklerini anlatmıştı. Duruşmada bunu uydurduğunu savundu.
‘MUSTAFA KEMAL’ DİYE İSİM VERDİLER
Tetikçilerin değişen senaryolarındaki amaç; bu yarım davada ‘azmettirici’ olarak yargılanan eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel ve MHP’li avukat Serdar Öktem’i kurtarmak.
Bunun için çok kritik bir nokta var. Büyük, şüphe bırakmayan bir delilin yer aldığı o noktaya özellikle hazırlanmışlar ama orada duvara tosluyorlar.
Tetikçi Eray Özyağcı, soruşturma sürecinde cinayetten sonra Ankara yolundaki akaryakıt istasyonuna gittiğini, burada adını vermek istemediği bir kişinin otomobiline bindiğini söylemişti. Aynı kişi tarafından İstanbul’a götürüldüğünü anlatmıştı.
1 Temmuz 2024 günü yapılan duruşmada ise kendisini akaryakıt istasyonunda alan kişinin ‘Mustafa Kemal’ isimli bir arkadaşı olduğunu söyledi. Doğukan Çep, senaryoyu sürdürdü, Mustafa Kemal isimli arkadaşının tetikçiyi kaçırdığını savundu. Mahkeme başkanının sorularına karşın ‘Mustafa Kemal’ isimli bu kişinin adı dışında hiçbir bilgi vermediler.
SENARYOYA SAÇ EKTİLER
Cinayetten sonra tetikçiyi motosikletle Konya yolundaki akaryakıt istasyonuna getiren sanık Vedat Balkaya da tam bu noktada ifadesini değiştirdi. Daha önce otomobilin direksiyonunda siyah tişörtlü bir kişiyi gördüğünü anlatmıştı. Duruşmada ise bu kişinin gür saçlı olduğunu söyledi. Kel olan Tolgahan Demirbaş’ın eşkalinden uzaklaşmak için senaryoya saç ekilmişti.
Aslında Sinan Ateş cinayetindeki siyasi bağlantıların karartılması için duruşmada oynanan senaryo tam olarak akaryakıt istasyonu konumunda çöküyor. Çünkü deliller çok güçlü ve yalanlar ortaya seriliyor.
DELİL 1: KATİLLERE GELEN KONUM
Cinayet günü, 30 Aralık 2022 sabahı Vedat Balkaya’nın kullandığı motosikletle Eray Özyağcı, Sinan Ateş’in ofisinin bulunduğu Çukurambar Mahallesi’ne geldi. Bu sırada çetenin keşif için görevlendirdiği Suat Kurt, Sinan Ateş’in Cuma namazı için camiye gittiğini görmüştü. Facetime’den görüntülü aradığı Doğukan Çep’e haber vermişti. Eray Özyağcı, camiden ofise dönecek Sinan Ateş’i vurmak için pusudaydı. Vedat Balkaya’nın sadece taşınabilir wifi cihazıyla kullandığı telefona saat 12.59’da konum geldi. Vedat Balkaya ‘D260 Oğulbey, 06830 Gölbaşı/Ankara’ yazan konumu saat 12.59 ile saat 13.10 arasında 8 kez Google haritalardan açıp baktı. Sinan Ateş’e kurşun yağdırdıktan sonra Eray Özyağcı, motosikletin arkasına atladı. Vedat Balkaya kendisine gönderilen konuma gidiyordu. Cinayetten iki dakika sonra Konya Yolu Citroen ve Total Energies Petrol’ün önündeyken konumu Google haritalardan yeniden açtılar.
DELİL 2: KAÇIŞI KAMERALAR KAYDETTİ
Vedat Balkaya, tetikçiyi bu konumda, Haymana sapağındaki Kadoil Akaryakıt İstasyonu’na getirdi. Motosikletten inen tetikçi Eray Özyağcı, başındaki kaskı attı ve kendisini bekleyen beyaz Citroen C5 marka plakalı otomobile bindi. Saat 13.53’ü gösteriyordu. Bu anlar, yolun karşısındaki Shell akaryakıt istasyonunun kameraları tarafından kaydedilmişti.
Polis, cinayetten bir gün sonra beyaz Citroen C5 marka ‘06 BSG 411’ plakalı otomobilin sahibini de tespit etti: Eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş. Çevredeki MOBESE ve trafik kameraları incelendi. Bu kameraların önünden olay saatlerinde sadece bir tane beyaz Citroen C5 geçmişti. Tolgahan Demirbaş’ın kaçış noktasında olduğunu kanıtlayan 10 kamera görüntüsü vardı. Bu görüntüler saat 12.45 ile katilin kaçırılıp Gölbaşı’ndaki çiftliğe götürüldüğü saat 14.02 arasında kaydedilmişti.
DELİL 3: KAÇIŞ NOKTASINDA BAZ SİNYALİ
Polis, HTS baz istasyonu incelemesinde saat 13.46’da Tolgahan Demirbaş’ın telefonunun tam olarak bu noktadan yani Ankara/Gölbaşı Gökçeböyük Ankara Caddesi’nden baz verdiğini tespit etti. Tolgahan Demirbaş’ın güzergahından katil Eray Özyağcı’yı aldıktan sonra Gölbaşı’nda Aytaç Ataç’a ait çiftliğe götürdüğü belirlendi.
Kamera kayıtları, baz sinyali, Vedat Balkaya’nın ifadeleri gibi net delillerden sonra Tolgahan Demirbaş, dönemin MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un da bulunduğu Bağlıca Mahallesi’ndeki bir evde bulundu. Olcay Kılavuz’un direnmesine karşın Tolgahan Demirbaş 31 Aralık 2022 gecesi gözaltına alındı. 1 Ocak 2023’teki sorgusunda polisler önüne kamera kayıtlarını, fotoğrafları, HTS kayıtlarını koydu. Kadoil önünde beklediğini kabul etti ama aracına başka bir kişinin binmediğini savundu. “Kamera kayıtlarını kabul etmiyorum” dedi.
Lütfen dikkat..
Tolgahan Demirbaş yukarıda anlattığımız, tetikçiyi kaçırdığına dair çok sayıda delile karşın serbest bırakıldı. Bu büyük bir skandal ve cinayetin karartılması için yapılan siyasi baskıyı gözler önüne sermek için yeterli. Tolgahan Demirbaş cinayetten 26 gün sonra tutuklandı. Telefonunda sildiği mesajlar geri getirilince cinayetteki konumu yeniden ortaya çıkıyordu.
DELİL 4: KATİLLERE KONUMU ONLAR GÖNDERDİ
Tolgahan Demirbaş’ın telefonunda, polis, eski MİT’çi ve bazı kamu görevlilerinden Sinan Ateş’in anlık konum bilgilerini, adresini, uçuş bilgilerini aldığı çok sayıda mesaj ortaya çıktı. Bu bilgileri, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’a göndermişti. MHP’li üst düzey yöneticilerle cinayetten sonra çok sayıda görüşmesi ve mesajı da tespit edildi. Ama bir mesaj ve fotoğraf, onun cinayetteki konumu tekrar ortaya koyuyordu. Tetikçilerin cinayetten önce ve sonra açtığı ‘D260 Oğulbey, 06830 Gölbaşı/Ankara’ konumunu saat 12.54’te yani cinayetten 40 dakika önce Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel’e göndermişti. Bununla yetinmemiş saat 12.58’de Emre Yüksel’e önünde katili beklediği Kadoil Akaryakıt İstasyonu’nun fotoğrafını atmıştı.
AYNI KONUMU TETİKÇİLER AÇTI
Tolgahan Demirbaş’ın Emre Yüksel’e gönderdiği konumu sadece 5 dakika sonra motosikleti kullanan Vedat Balkaya, Google haritalarda açmıştı. Yani cinayete 40 dakika kala Tolgahan Demirbaş, katili kaçıracağı noktada beklediği bir kez daha kanıtlanıyordu.
İşte bu deliller, duruşmada sergilenen senaryoyu çökertmeye yetiyor. ‘Mustafa Kemal’ diyerek uydurdukları kişinin aslında Tolgahan Demirbaş olduğu kanıtlanıyor.
Tolgahan Demirbaş ise savunmasında Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel’i akaryakıt istasyonunda beklediğini savunuyor. “O gelmeyince Gölbaşı’ndaki arkadaşımın çiftliğine tek başıma gittim” diyor. Oysa yanında katil Eray Özyağcı vardı.
‘ÇAKARLI ARAÇLA TETİKÇİ KAÇIRDILAR’
Hava kararınca Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’a tahsisli, ’06 AT 5021’ plakalı siyah Audi ile çiftliğe geldi. Çakarlı bu araçla Eray Özyağcı’yı Ankara’dan çıkarıp İstanbul’a doğru gittiler. Bu sırada Talha Atalay isimli bir komiser, cinayetle ilgili bilgi notunu Tolgahan Demirbaş’a gönderdi. İstanbul yolundan döndüler. Bolu’da katili diğer ekibe teslim ettiler. Duruşmada tetikçi Eray Özyağcı, İstanbul yolundaki Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve diğer ekipteki isimleri kurtarmak için ifade değiştirdi. Daha önce cinayetten sonra İstanbul’a götürüldüğünü anlatan Eray Özyağcı bu kez İzmir’e götürüldüğünü anlattı. Böyle İstanbul yolundaki cinayet örgütünü gizlemeye çalıştı.
TETİKÇİLERİN TETİKÇİLERİ
Duruşmada sanıkların oynadığı senaryo ile eş zamanlı olarak medyada ve sosyal medya mecralarında bir kumpas kampanyası yürütülüyor. Tetikçilerle aynı amaca hizmet edenler, Sinan Ateş’in yanındaki korumaları tarafından vurulduğunu bile iddia etti. Cinayetin siyasi bağlantılarını gizlemeye çalışan, bir cinayetin karartılmasına ortak olanları elbette tarih yazacak. Yukarıda anlattığımız delillerle kirli senaryoları çökecek, tetikçilerin tetikçiliğini yapanların maskesi düşecek.