Sendikanın giremediği tersaneye ölüm girer
Tuzla Tersaneleri’nde ölüm kol gezerken, 500 metre ötedeki Pendik Tersanesinde 1998’den bu yana ölümlü iş kazası yaşanmamış. Bu kadar yakın olan Tuzla...
Sendikanın, toplusözleşmenin hatta yasaların giremediği tersanelere tabutlar girmektedir. Kimse teknik tedbirlerden, yer darlığından, işçinin eğitimsizliğinden ve mukadderattan söz etmesin. Sendikanın giremediği tersanelere ölüm girer. Asıl mesele o pahalı, ihtişamlı gemileri ucuza, daha ucuza imal etmek, siparişleri yetiştirmektir. Bu yüzden
İş sağlığı güvenliğini, işçi ölümlerini bir teknik emniyet sorununa, eğitim sorununa, sipariş yoğunluğuna, yer sorununa indirgemek aymazlıkların en büyüğüdür. Neden sendikalı işyerlerinde iş kazaları yok mertebesine inmişken; sendikasız işyerleri bir tabutluk haline geliyor? Lafı dolandırmaya gerek yok: Sendika, sermayeyi dizginler. Sendika yaptırım gücüne sahiptir. Sendika yasaları uygulatır, toplusözleşme yoluyla yeni yasalar koyar. Sendikanın girdiği işyerine ölüm kolay kolay giremez. Ama ne çare sendikaya giren işçi de tersaneye giremez. Kimse sendikanın yasal bir hak olduğundan söz etmesin. Piyasa yasayı döver!
Sendika kapatan, Taksim’i kapatan, grev yasaklayan AKP hükümeti Tuzla’daki cinayetleri seyretmektedir. Sermayedara destek için istihdam paketleri çıkaran, suç işleyip sigorta primlerini yatırmayan işverenleri bir çırpıda affeden AKP, iş cinayetleri karşısında suskun. Dahası, iş cinayetlerinin en büyük nedeni olan kuralsız taşeron düzenini önlemek bir yana İstihdam Paketi ile işverenlerin sağlık ve güvenlik yükümlülüklerinin taşeronlara devredilmesine olanak tanımaktadır. Çünkü sağlık ve güvenlik harcamaları işçilik maliyeti olarak görülmektedir.
AKP hükümetinin
İşte bu yüzden