SGK bu defa da yetim aylıklarını iptal ediyor
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) emeklilik iptallerinden sonra şimdi de “haksız ”yetim aylığı aldığını iddia ettiği kişileri merceğine aldı. Basına yansıyan haberlere göre binlerce kişinin yetim aylığı kesildi ve yapılacak incelemeler sonucunda da kesilmeye devam edilecek.
SGK’nin zaman, zaman ortaya çıkan bu hamleleri bana hep müflis tacir örneğini hatırlatır. Hani ekonomik dara düşen tüccar eski defterleri karıştırırmış ya o misal. Emekli aylıklarını kuşa çeviren kurum şimdi de emekli dul yetim sayısını nasıl azaltırım derdinde anlaşılan.
Peki, bu iptallerin sebebi ve gerekçesi ne dilerseniz bu konuya bakalım biraz. Bilindiği üzere SGK vefat eden sigortalının yakınlarına (eş, çocuk, anne, baba) gerekli prim ödeme ve sigortalılık sürelerinin yerine getirilmesi koşuluyla ölüm aylığı bağlamaktadır. Buna uygulamada dul yetim aylığı da denilmektedir.
Vefat eden sigortalının yakınlarına aylık bağlanabilmesi bakımından ölen sigortalının aşağıdaki şartları taşıması gerekmektedir:
“Kanunun yürürlük tarihinden sonra ölen sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için;
a-) En az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya
b-) 4/1-(a) sigortalıları için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması şartıyla ölüm aylığı bağlanır.”
Şimdi bir de iptallere konu olan kız çocuklarına aylık bağlanabilmesinin koşullarına bakalım:
“Kız çocuklara ölüm aylığı bağlanabilmesi için;
Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmıyor olmaları,
Kendi sigortalılıkları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması,
Evli olmamaları veya evli olmakla birlikte sonradan boşanmış veya dul kalmış olmaları şarttır. Kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için herhangi bir yaş ya da öğrenim durumu şartı bulunmamaktadır.”
Görülebileceği gibi kız çocuklarına yasa pozitif bir ayrımcılık getirerek evlenmedikleri sürece yaş koşuluna bakılmaksızın ömür boyu babadan yetim aylığı almalarına olanak tanımaktadır. Kız çocuğunun evlenmesi koşulunda ise kendisine çeyiz yardımı adı altında 2 yıllık yetim aylığı tutarında bir ödenek verilerek aylık ödemeleri kesilmektedir. Kız çocuklarının boşanmaları koşulunda ise yetim aylıkları belirli bir süre sonra yeniden bağlanmaktadır.
İşte tam da bu burumda olanlar hakkında kurum harekete geçiyor. Yani evlenip aylığı kesilen kız çocuklarının boşanıp yeniden aylığa hak kazanmalarını SGK incelemeye alıyor. Gerekçe ise bu boşanmaların muvazaalı (hileli) olup olmadığı, bu eşlerin boşandıktan sonra kadına yetim aylığı bağlatıp eşlerin yeniden birlikte yaşamaya devam edip etmedikleri kontrol ediliyor. Şayet bu yönde tespit varsa boşanmaların hileli olduğu gerekçesi ile kadının yetim aylığı iptal ediliyor. Kurum bu incelemelere konu olacak bilgileri nereden alıyor derseniz işin bu yanı da ilginç çünkü en çok bilgi kuruma yapılan ihbarlardan geliyor, üstelik bu ihbarları hak sahiplerinin yakınları yapıyor. SGK’nın bir diğer inceleme yöntemi ise gelen ihbarlardan farklı olarak boşanma tarihi ile maaş talebi arasındaki sürenin 1 yıldan az olması halinde gerçekleşiyor. Boşanma tarihi ve aylık için talep tarihi arasında 1 yıldan az bir süre söz konusu ise SGK, bu bir yıldan az süre içinde sayılan kişilerden %10’unu incelemeye alıyor.
Aslında eşlerin boşandıktan sonra özellikle de çocukları için yeniden bir arada yaşadıkları, sosyal amaçlı günlerde bir araya geldikleri hayatın olağan akışına uygun pek çok örnek var. Kurumun bunları neye göre hileli boşanma olarak nitelendireceğini tespit etmesi kanımızca mümkün değildir. Bu konuda kurum denetmenlerinin verdiği iptal kararlarını bozan yargı kararları da mevcuttur: Buna aşağıdaki özet Yargıtay kararını gösterebiliriz: ‘Somut olayda Sosyal Güvenlik denetmeninin hazırlamış olduğu raporda Facebook üzerinden elde edilen davacının ve boşandığı eşinin birlikte görüldüğü fotoğraflara dayanılarak davacının aylığının kesildiği anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafından da Facebookta paylaşılan fotoğraflara vurgu yapılarak davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır Bu nedenle maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için davacı ve boşandığı eşinin fiilen birlikte yaşayıp yaşamadıklarının, yukarıda belirtilen hususlar ve ilkeler çerçevesinde araştırılarak, davacı ile boşandığı eşinin kayıtlı adresleri yönünden ayrı ayrı geniş kapsamlı, titizlikle ve gerekirse bilgi edinilen şahısların isim ya da sıfatları da tutanağa eklenmek suretiyle deliller marifetiyle araştırılmalı, ihtilaf konusu dönem içerisinde davacı ve eşinin kayıtlı adreslerinde görev yapan mahalle muhtar ve azalarının kanaat edinmeye yetecek sayıda tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, çelişki oluşursa giderilmeli; böylece “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun mevcut olup olmadığı, toplanan tüm kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır. (Y. 10. H. D. 2020/7974 Esas, 2020/6431 K.)
Görülebileceği iptaller yargıya taşındığında Yüksek Yargı bu iptallerin son derece somut delillere dayandırılması yönünde görüş bildirmektedir.
O halde başına böyle bir olay gelen insanlarımızın ne yapması gerektiğine değinerek konumuzu tamamlamış olalım. Kurum iptal kararını ilgiliye tebliğ ettikten sonra kuruma itiraz süresi tebliğ tarihinden itibaren 1 haftadır borcu ödeme süresi ise 1 aydır. Ödeme süresinin bitiminden 5 iş günü içinde ise Sosyal Güvenlik Kurumunun hukuk birimine gönderilir.
Kurumun bu iptal kararına dava açılması gerekmektedir. Ancak dava açılmadan önce Kuruma yazılı olarak başvurulup itiraz edilmelidir. İtiraz reddedildiği takdirde İş mahkemesinde dava açılması gerekmektedir. Dolayısı ile böyle bir durumla karşılaşanların mutlaka hukuksal destek almaları ve bir avukatla birlikte hareket etmeleri gerekmektedir.