Google Play Store
App Store

“10.09.2024 tarihinde 2017 yılından kalan GSS prim borcumun olduğuna dair mesaj aldım. O tarihlerde işsiz kalmışım, sağ olsun devletimiz de ben mağdur olmayım diye beni sigortalatıp borç yüklemiş.”

“Ben 2018’den beri çalışamıyorum. Kronik hastayım ilaç kullanıyorum. GSS borcum var diye ilaç da vermiyorlar parayla alıyorum ve 18 bin tl küsur borcum çıktı.”

“2015 yılından günümüz 2023 Eylül’e kadar aralıksız genel sağlık sigortası borcum varmış. 2015’te bekardım babamın sağlık güvencesi altındaydım. Öğrenci olduğum dönem var bir de yine borç yazılmış. 2016’da evlendim eşim SGK’lı zaten. Bu süreçte sigortalı işte de çalıştım ama aralıksız borç yazmışlar.”

“SGK, GSS prim borcunuz var diye mesaj göndermişler. Evim kira, çocuğum okula başladı. Ben daha kırtasiye eşyalarını alamadım. ”

“Ben yıllardır çalıştığım halde sigortam ücretli öğretmenlikte eksik ödenmesi sonucu 3.600 bile olmadı. Tam 24 yıl hizmet ettim ve sonuç emekli hakkım bile olmadı. Hakkımız olan sigortamızı yatırmayıp bir de borç gönderiliyor.”

“28.000 TL GSS borcu yazmışlar. Bir de ödemezseniz haciz gelecektir falan mesaj gönderiyorlar. Eğer sen halkını düşünen bir kurum olsaydın bu adam 15 bin kira veriyor işi yok nasıl geçiniyor diye sorardın ceza yazmak yerine.”

Deli Dumrul ülkesi olduk.”

İnternet bugünlerde böyle şikayetlerle kaynıyor.

∗∗∗

Olay Sosyal Güvenlik Kurumu, SGK’nin, Genel Sağlık Sigortası, GSS kapsamında borç çıkardığı vatandaşlara gönderdiği SMS’ten kaynaklanıyor.

“Değerli sigortalımız, genel sağlık sigortası kapsamında prim borcunuz bulunmaktadır. Borcunuzu e-devlet üzerinden sorgulayabilir ve yine e-devlet üzerinden veya anlaşmalı bankalar aracılığıyla ödeyebilirsiniz. Aksi takdirde yasal takip başlatılacaktır.”

Konuyu ilk olarak Cumhuriyet’teki köşesine taşıyan Nergis Şimşek’in yazdığına göre geçtiğimiz hafta içinde SGK’den bu mesajı alanların sayısı tam dokuz milyon!

∗∗∗

Hatırlarsınız, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 2006 yılında çıkmış, 2008’in Ekim ayında yürürlüğe girmiş, 1 Ocak 2012’den itibaren de bütün yurttaşlar zorunlu olarak GSS kapsamına alınmıştı.

AKP’ye göre Sosyal Güvenlik Reformu ile artık herkesin sağlık sigortası olacaktı. Devlet memurları ve işçilerin GSS primleri gene eskisi gibi işverenleri tarafından ödenecek, bir işverene bağlı olarak çalışmayanlar ise kendileri ödeyecekti.

Ödeme gücü olmayanların primlerini de devlet karşılayacaktı. Yalnız önce Gelir Testi yaptırmaları ve yoksul olduklarını devlete kanıtlamaları gerekiyordu. Sonuçta hane içindeki kişi başı aylık gelir brüt asgari ücretin üçte birinin, bugün itibarıyla 6.667 TL’nin üzerinde ise testi geçemiyor, devlet onu zengin kabul ediyordu.

Gelir deyince de aklınıza sadece maaş, ücret gelmesin. Sahibi olduğunuz ya da kirada oturduğunuz eviniz, hatta kira vermeden oturduğunuz aile evi, arabanız, köydeki çorak tarlanız, arka bahçedeki ineğiniz, üç kuruş faiz için bankaya yatırdığınız emekli tazminatınız, çocuğunuzun aldığı öğrenci bursu filan hep gelir hanesine yazılıyordu.

Devlet sadece gelirinizi tespit etmekle de yetinmiyordu. Yiyecek, içecek, kıyafet, öğrenim, sağlık, ulaşım gibi tüm giderleriniz de hesaplanıyor, gelirlerinizden fazla çıkarsa o fazlalık da hesaba ekleniyordu.

Bu arada lise okuyan çocuğunuz yirmi, üniversite okuyanı yirmi beş yaşını bitirmiş ve dahi işsiz işsiz evde oturuyorsa onun için de prim ödemek zorundaydınız.

Öyle “Ben zaten hastaneye gitmiyorum” bahanesi de geçmiyordu. Sizin SGK’yla ilgilenmemeniz SGK’nin da sizinle ilgilenmediği anlamına gelmiyordu. Taksimetre işliyordu.

Kural baştan konmuştu. GSS’den kaçış yok!

∗∗∗

Geçmiş yıllarda AKP sene sonuna doğru “GSS borçlarına af geliyor” mesajları yayıyor; gerçekte ise silmiyor, sadece erteliyordu.

SGK’nin geçtiğimiz hafta gönderdiği mesaja bakılırsa bu sene erteleme olmayacak. Belli ki uçan kuşun bile kaçamadığı, nasıl oluyorsa sözde IMF’siz, özde IMF destekli Şimşek Programı sigortalıları fena vuracak.