Google Play Store
App Store

Sayın Sırrı Süreyya Önder, tanışıklığımız yok ama bir kez karşılaşmışlığımız var.

Sayın Sırrı Süreyya Önder, tanışıklığımız yok ama bir kez karşılaşmışlığımız var. O da rastlantı sonucu; (Kasım ya da Aralık 2011 olabilir) Habertürk gazetesinden Ahmet Kıvanç’la merdiven başında ayaküstü sohbet ederken siz de meclisteki odanızdan genel kurul salonuna geçiyordunuz. Selamlaşmanın ardından Ahmet benim de Adıyamanlı olduğumu söyledi size. Belki haberiniz yoktur; ben, birkaç saniyelik bu karşılaşmadan “Sırrı Süreyya Önder ve Halk Pedagojisi” başlıklı bir köşe yazısı bile çıkarmıştım. Ayrılırken “Sizin için ne yapabilirim hemşerim” demiş olduğunuzu anımsatmak isterim. Çünkü yapabileceğiniz bir iş çıkar çıkmaz bir gün lazım olur diye aklımda tuttuğum bu sözünüzden aldığım cesaretle yazıyorum.

Sayın Önder, izin verirseniz konuya girmeden bir ayrıntıya dikkatinizi çekmek istiyorum: İkimizin de memleketi olan Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesine bağlı benim de doğup büyüdüğüm Harmanlı diye bir kasabası var. Kasabanın eteğine yerleştiği Güneyin Tepesi’nden batı yönüne baktığınızda Gölbaşı, Azaplı ve İnekli (Sinan Cemgil ve arkadaşlarının katledildiği yer) göllerini görürsünüz. Bir bakışta üç gölü İsviçre’de, haritada bir de bu tepeden görebilirsiniz. Berideki Gölbaşı gölüdür. Kahramanmaraş tarafından gelen Helete Çayı ile Malatya yönünden akan Sürgü çayı ise gölün birkaç kilometre doğusunda birleşerek Göksu Çayı adıyla Fırat’a kadar akar (İki HES’le önü kesildiği için şimdi Fırat’a ulaşamıyor). Göksu Çayı’ndan Gölbaşı Gölü’ne su pompalanır; gölde şişen su, kanalla birbirine bağlı olan diğer göllere, oradan da 40 kilometre ilerideki Pazarcık Barajı’na gider. Pazarcık Barajı da Gaziantep’e içme suyu verir. Gölbaşı Gaziantep’e 120 kilometredir. Kanalla birbirine bağlı bu üç göl ve bir barajın habitatını anlatamam.

Güneyin Tepesi ile sondaki İnekli Gölü arasındaki mesafe 15, Gölbaşı Gölü’nün beri kıyısı ise 7 kilometredir. Yani yer yer genişliği 6 kilometreyi bulan küçük bir ovaya bakıyorsunuzdur. Bu küçük ovada, adını önceden bağlı olduğu Besni’den alan ve dünyada sadece o bölgede yetişen Besni üzümünün (Yöredeki adı Peygamber üzümüdür) üretimi yapılır. Bilmem hiç tattınız mı, Bal Armudu da bu bölgeye özgü bir meyvedir. Antep Fıstığı, Badem köylerimizin belli başlı diğer geçim kaynağıdır.

Sayın Önder, Harmanlı kasabasında yerleşim yerine 100 metre mesafeden kıytırık bir kömür çıkar. Dicle Üniversitesinden Orhan Kavak ile Selami Toprak, Organik Jeokimyasal ve Petrografik Özelliklerini inceledikleri Harmanlı Kömürünün yüksek kül içeriği ve düşük kömürleşme derecesi ile kullanım potansiyelinin sınırlı olduğunu saptamışlar. Bilim insanlarının 77 sayfalık araştırma raporlarında ona kömür bile denmiyor. Gölbaşı Gölü ile anlattığım coğrafyayı görüş açıma sokan Güneyin Tepesi arasındaki Harmanlı’nın Sökünönü mevkiine (4 milyon kök üzüm asmasının ortasına) işte bu kömürle çalışacak bir termik santral yapılacak. Hukuki olmayan yollarla bütün yasal prosedür tamamlanmış gibi. Halk sürecin hiçbir noktasına müdahil olamadı. Halk dediğin kim ki zaten, fakir fukara… Bilirsiniz taşra yoksullarını esnaflar yönlendirir. Bizim esnaflar termik santralle birlikte müşteri geleceğini söylüyor. Şimdi bağı, bahçesi, evi elinden alınan; inşaatla birlikte köyünden kovulacağını hisseden; külünün ve bol miktardaki karbondioksitin bölgede yaşayan 50 bin kişinin üzerine çökeceğini anlayan bir avuç insan direnmeye karar verdi. Her şeyden önce kamuoyunun desteğine ihtiyaçları var.

Sayın Önder, bu insanların kapısını çalacakları, aklı başında siyasi bir temsilcileri yok. Eminim ‘Mehmet Metiner var ya’ demeyeceksindir! Seslerini duyurabilmek için ulaşabildikleri herkesten yardım istiyorlar. Bana da vekilimiz yok bari köşende yaz dediler. Ben de “siz düzgün birini seçemiyorsunuz, bari seçilmiş çevre dostu, hem de Adıyamanlı Sırrı Süreyya Önder’e bi gidin” dedim onlara. “Ankara’dasın sen haber ver” dediler, haberdar ediyorum.

Sayın Önder, sorun acilen müdahale edilmesi gereken önemde ve köşemin sınırlarını aşan başka boyutları da var. Yöre halkı adına yazdığım bu mektubun sizden isteği, ola ki bayramda aile ziyaretine gider veya seçim çalışmasında yolunuz memlekete düşerse bi soluk Gölbaşına uğrayıp hemşerilerimizi dinlemenizdir. Nasıl olsa karayoluyla gidiyor, mecburen Gölbaşı’dan geçiyorsunuz. Yanıtınız olumlu olursa hemşerilerimize haber vereceğim ki sizi karşılasınlar.

Selam ve saygılarımı sunuyorum.