Google Play Store
App Store

Mutluluklarına diyecek yok. O kadar sevindiler ki ne yapacaklarını şaşırdılar. Uzun zamandır bekledikleri bir durumdu bu. Karşılaşınca da içinin yağları eridi doğrusu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun hiç ama hiç cinsiyetçi olarak değerlendirilemeyecek o malum sözlerine yüklenerek nihayet üzerinde kendilerinin de tepineceği bir alan bulmuş oldular.

Tüm tavırları bunu gösteriyor çünkü. Dolmabahçe’deki odasının penceresinden milletin gencecik kızlarını dikizlediğini açıkça söyleyen, kızdığı bir kadından söz ederken “kadın mıdır kız mıdır” diyecek kadar kendini kaybeden reislerini savunmada bir hayli zorlandıkları akıllardadır. Bu kelamlar karşısında dilleri tutulmuş, nasıl kıvıracaklarını şaşırmışlardı biliyorsunuz. Adı geçen zatın son derece utanç verici cinsiyetçi söylemlerini (eğer karşıysalar tabii) yiyip yutmak zorunda kalmışlardı. Şimdi aslında kendilerinin ne kadar kadından yana, dillerini kullanırken ne kadar cinsiyetçilikten uzak olduklarını anlatma, sergileme fırsatına kavuşmuş oldular.

Böyle olduklarını ifade edecek bir dolu fırsat kendi cenahlarının mensuplarınca, hem de defalarca sunulmuştu oysa. Trabzonspor Başkanı olan zatın “kadın gibi yaşamaktansa ölürüm” anlamındaki sözlerine, “milletin bilmem nesine bilmem ne yapacağız” diyen adama, “ortanca eşimle Beyoğlu’na taziyeye gittim” diyen görmemiş işadamına, “şeyini şey ettiğimin şeyi” diyen ikiyüzlü ağlak AKP’li politikacıya, “hamileler sokağa çıkmasın” diyen sapığa ses edemeyenler, hem cinsiyetçiliğe karşı hem de kadın-erkek eşitliğinden yana olduklarını ancak Kılıçdaroğlu’nun sözlerini gerekçe yaparak gösterebildiler. Bunun için bile muhaliflere ihtiyaçları var görüldüğü gibi.

Cinsel fantezi konusunda artık “aşkın” bir konumda olan, tüm kadınların yüz karası İslamcı terapist (!) Sibel Üresin’e ses çıkaramadıkları için onurlu kadınların karşısında rezil kepaze olanlar da bu fırsatı değerlendirmiş oldular. Cinsiyet ayrımına da, kadın erkek eşitsizliğine de inanmış olabilirler bu çevreler ama yine de “karşı”dan bir örnek olarak, Kılıçdaroğlu ile kendilerini aynileştirip aklandıklarını düşünmüş de olabilirler. Yani nereden bakılırsa bakılsın Kılıçdaroğlu “hızır” gibi yetişti imdatlarına.

Biz de öğrendik ki, İslamcı çevreler, kadınlara yapılan hakaretlere, kadının ikinci sınıf görülmesine, aşağılanmalarına karşıymış meğer. CHP Genel Başkanı’nı CHP Genel Merkezi önünde protesto eden kadınların bildirisini Mehmet Ali Şahin adlı bakanın, yani bir erkeğin okumuş olması da artık mesele edilmesin.



Dolmabahçe’de gencecik kızları dikizleyene de, hamileleri hedefleyen sapığa da ses çıkarmamakla “bunların böyle yapması doğal” demek istemişti bu çevreler. Onların bu yaklaşımlarının meşreplerine, anlayışlarına, kültürlerine yani yetiştirilme tarzlarına uygun olduğunu kabul etmişlerdi yani. Kılıçdaroğlu ile temsil ettikleri yaptıklarında “sırıtan” ya da “ayıplanan” bir durum bu. Kılıçdaroğlu’na saldıranlar “sizler böyle değilsiniz o nedenle tepiniyoruz bu lafın üzerinde” demek istiyorlar. Kendilerine bu fırsatı (bence son derece masum bir laftı ettiği) sunan Kılıçdaroğlu’na teşekkür etmeliler aslında.

İslamcı kadınlar ile az sayıdaki kadın haklarını savunan İslamcı erkekler Kılıçdaroğlu’na bu kadar tepki göstererek, AKP’nin kadına bakışından, eşitsizliğe inanmış oluşundan ne kadar uzak olduklarını göstermiş oluyorlar. Kılıçdaroğlu’na bu kadar yüklenmeleri, aslında AKP ile temsil ettiği zihniyete yüklenmeleri demektir. Buna gerçekten ihtiyaçları varmış demek ki. Bu tam bir “kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” tutumu. Bu çevreler, “CHP Genel Başkanı kadınlara hakaret etti” diyerek kendilerini yırtarken, “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen Erdoğan’a da dönemin TBMM Başkan Yardımcısı Güldal Mumcu için “kadın olmasa daha kötü davranırdım” diyen Bülent Arınç’a da laf çakıyorlar aslında. Bakmayın siz Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyor gibi yaptıklarına. “Kadınlar erkeklere vaaz veremez” diyen o AKP’li başkanvekilidir aslında hedefleri.

Ama şu bir gerçek; “bir kere böyle bir olayla karşılaşıldı diye Ensar Vakfı kötülenmemeli“ cümlesinde saklı olan, son derece cinsellik içeren “bir kereden bir şey olmaz” mesajını görmezden gelenlerin, “önlemek”, “korumak” anlamına gelen “önüne yatmak” benzetmesinden cinsel anlamlar çıkarmaları gerçek bir ikiyüzlülük.
O kadar ikiyüzlüler ki, hangi yüzlerine tüküreceğini şaşırıyor insan.