Skandal düğün
BDDK Başkan Yardımcısı Mustafa Aydın, kurumun denetimi altında olan banka ve özel finans kuruluşlarının yöneticilerine düğün davetiyesini gönderdi. Bu düğün davetiyelerinden önceden haberim olmuştu. Geçen hafta perşembe günü davetsiz misafir olarak Radisson Blu Hotel’e gittim. Skandal düğünde BDDK’nin denetiminde olan bankaların genel müdürleri, özel finans kuruluşlarının sahipleri ve yöneticileri takı sırasına girdi. Takılar kutuları doldurdu. Bir rivayete göre; rakip şirketlerin takı bedellerini öğrenip geride kalmamak için çalışma yaptılar. Banka genel müdürleri, 150 bin TL ile 350 bin TL arasında takı bütçeleri belirledi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleneme Kurumu (BDDK), 1999 yılında kuruldu. İsminden de anlaşılacağı üzere BDDK, finans sektörünü düzenleme ve denetleme görevini üstleniyor. Kâğıt üzerinde bağımsız bir kuruluş olan BDDK, bankaların, leasing şirketleri, varlık yönetim şirketlerinin, faktöring şirketlerinin etkin şekilde çalışmasını ve tasarruf sahiplerinin menfaatlerinin korunmasını sağlamakla yükümlü. Eskiden bu kurumun görevlileri, denetledikleri şirketlerle çok mesafeli ilişki kuruyorlardı.
DAVETİYEYE ŞAŞIRDILAR
Bir ay önce gelen bir davetiye finans kuruluşlarında şaşkınlık yarattı. BDDK Başkan Yardımcısı Mustafa Aydın, bankalar ve diğer özel finans kuruluşlarının yöneticilerini 19 Eylül günü İstanbul Şişli’deki 5 yıldızlı Radisson Blu Hotel’de yapılacak düğününe davet ediyordu. Mustafa Aydın ve Nilüfer Özmen’in davetiyesinde “Bu özel günümüzde sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız” yazıyordu.
Finans kuruluşları, devlet adına kendilerini denetleyen kişinin düğününe gitmek dışında bir seçeneklerinin olmadığını düşündü. Ama takı konusunda karar vermek zordu. Şirketlerin yöneticileri, BDDK Başkan Yardımcısı’na takılacak takıyı belirlemek için toplantılar yaptı. Bir rivayete göre; rakip şirketlerin takı bedellerini öğrenip geride kalmamak için çalışma yaptılar. Banka genel müdürleri, 150 bin TL ile 350 bin TL arasında takı bütçeleri belirledi.
Bu düğün davetiyelerinden önceden haberim olmuştu. Geçen hafta perşembe günü davetsiz misafir olarak Radisson Blu Hotel’e gittim. Haberi toplayamadan dışarı çıkarılacağım kaygısını yaşıyordum. Düğünün yemekli olacağını ve davetlilerin masalardaki yerlerinin belirlendiğini düşünüyordum. Bu durumda davetsiz misafir olarak kolay fark edilirdim.
ÇELENK YARIŞLARI
Otele girip asansör ile Bosphorus Balo Salonu’na indiğimde çok farklı bir manzara ile karşılaştım. Asansörlerin çıkışından itibaren geniş holü 100’e yakın çelenk kaplamıştı. Neredeyse tüm bankalar, factoring şirketleri, ödeme kuruşları, varlık yönetim şirketleri çelenk göndermişti. Bosphorus Balo Salonu’nun girişindeki holü bu çelenkler kuşatmıştı. Görevliler, BDDK Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun gönderdiği çelenge düğün salonun girişinde yer açmak için uğraşıyordu. Çelenkler gelmeye devam ediyordu. Finans sektörü dışında MHP yöneticilerinden gelen çok sayıda çelenk dikkat çekiyordu. BDDK Başkan Yardımcısı Mustafa Aydın’ın MHP’li olduğu anlaşılıyordu.
Hole yüksek masalar dizilmişti ve davetliler bu masaların çevresinde ayakta duruyordu. Alkollü içecek servisi yoktu, meyve suyu servis edilirken masalarda çerez ve cipsler vardı. Garsonlar aperatif tepsileri ile davetlilerin arasında geziyordu. Keman, viyolonsel ve flüt dinletisi devam ediyordu.
Davetiyede düğün saati 18.00 olarak yazılmıştı ve tam saatinde gelmiştim. Davetliler çelenklerden azdı ve skandal düğüne katılımın az olacağını düşünerek umutlanmıştım. Ama öyle olmadı. Saat 19.00 sıralarında holü kalabalık doldurdu. Finans dünyasının yöneticileri tam kadro düğüne gelmişti.
TAKI İÇİN YAPILAN DÜĞÜN
Halen Bosphorus Balo Salonu’na açılan devasa kapıların arkasındaki ortamı bilmiyordum ve orada çekim yapıp yapamayacağım konusunda endişeliydim. Bu sırada MHP’li TBMM Başkanvekili Celal Adan geldi ve doğrudan düğün salonuna girdi.
Saat 19.30 sıralarında büyük kapılar açıldı ve insanlar içeri davet edildi. Geniş salonun çevresini saran lobi bölümleri oturulabilecek tek yerlerdi. Celal Adan ve MHP’nin bazı yöneticileri nikahın kıyılacağı en yakın lobiye oturmuştu. Salonun ortasında yine yüksek aperatif masaları vardı. Yemekli bir düğün değildi. Bu haliyle sadece takı merasimi için hazırlanmış bir ortamdı. Salonu damadın denetlemekle sorumlu olduğu finans sektöründen isimler hınca hınç doldurmuştu.
Düğüne eski İçişleri Bakanı, AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu geldi. Celal Adan ve MHP’li isimlerin oturduğu lobiye geçti.
Yarım saatlik bekleyişten sonra salonun ortasındaki merasim yolunu görevliler açtı. Gelin ve damat alkışlar eşliğinde bu yoldan nikahının kıyılacağı sahneye yürüdü.
Sahnenin iki yanına gelin ve damadın isimlerinin ilk harfleri ‘N ve M’ yazılı takı kutuları konulmuştu.
ŞAHİTLER MHP VE SOYLU
Nikâh merasiminde damadın siyasi gücü ve cüretkârlığının kaynağı sahne aldı. Nikâh şahitleri davet edildi: TBMM Başkanvekili, MHP’li İstanbul Milletvekili Celal Adan, BDDK Başkanı Şavap Kavcıoğlu, MHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, MHP Genel Sekreter Yardımcısı İzmir Milletvekili Zafer Osman Ağaoğlu, MHP MKYK Üyesi Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan, MHP Niğde Milletvekili Cumali İnce, Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alparslan Çakar, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, MHP Genel Başkan Başdanışmanı Ruhi Ersoy. Nikâhı kıymak için ise MHP’li Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut gelmişti.
Aslında nikah masasında parti devletindeki bölüşüm sergileniyordu. Herkese damadın arkasında Cumhur İttifakı ortağı MHP’nin olduğunu gösterilmişti. Süleyman Soylu’nun konumu manidardı. Celal Adan, evlilik cüzdanını vermeden önce yaptığı konuşmada MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin selamını iletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, Cumhur İttifakı ve AKP’den hiç bahsedilmedi. Belli ki devleti paylaşırken BDDK’de onlara düşen yere damat Mustafa Aydın oturmuştu.
BİTMEYEN TAKI KUYRUĞU
Gelin ve damadın dansından sonra beklenen an geldi. Nikah sahnesinin önünde takı merasimi için sıra oluştu. Damadın kamu adına denetlemekle sorumlu olduğu finans şirketlerinin yöneticileri salonun sonuna kadar dizildi.
Bankaların genel müdürleri, finans şirketlerinin sahipleri, yöneticileri gelin ile damadı tebrik ettikten sonra ‘N ve M’ yazılı kutulara ve iki tarafta açılmış torbalara takılarını bıraktı. Bazı davetlilerin ellerinde büyük zarflar olması dikkat çekiyordu. Bu anları kaydederken bu skandalın bu kadar aleni olmasına hayret ediyordum. Düğün kameramanı ve fotoğrafçısının yanında bir televizyon kanalının mikrofonu ve kamerası vardı. MHP’nin yayın organı Bengü Türk skandalı parti etkinliği gibi kaydediyordu.
Takı merasimi saatler sürdü, kimse dans etmedi, eğlenen yoktu. Hasılat birikiyor, takı torbaları boşaltılıyor, yeniden doluyordu. Davetlilerin çoğu takıyı kutuya atıp düğün fotoğrafçısına poz verdikten sonra otelden ayrıldı.
DEVLET GÜCÜYLE HASILAT
Rivayete göre; düğünü perde arkasında bir banka organize etmişti. Yani masraf da yoktu. Bazı bankaların yöneticilerinin 10 bin dolarlık takı taktığı da konuşuluyordu. Beş yıldızlı oteldeki salondan çıkıp çelenklerle donatılmış holde yürürken “Devlet, vatan, millet, bayrak, ezan sloganlarıyla yürütülen bu sistemi anlatacak kelimeler var mı?” diye düşündüm. Devletin, halkın hakkını korumak için özveriyle işini yapmış müfettişler aklımdaydı. Acaba bu düğünü görseler ne hissederlerdi?
Gösterişli otelden çıkarken finans sektörünün denetiminde uzun yıllar çalışmış, eski bir müfettişi telefonla arayıp düğünü anlattım. Şöyle dedi: “Denetlemeye gittiğimiz bankaların, finans kuruluşlarının binalarında aylarca çalışırdık. Kendi aramızda ‘Burada çay içelim mi, yemek yiyelim mi?’ diye tartışırdık. Artık ne etik ne ahlak kalmış. Devletin gücünü arkalarına alıp denetledikleri kurumlardan hasılat topluyorlar.”
Eski Türkiye’nin müfettişi çok güzel bir soru sordu: “Damat, BDDK Başkan Yardımcısı olmasa finans sektöründen kaç kişi bu düğüne gidip takı takardı?”
İkimiz de yanıtı biliyorduk: “Hiçbiri…”
Mustafa Aydın yarın görevden alınsa o takıları takanlar, “Boşuna gitti paralar” diyecekti.
Telefonu kapattıktan sonra otelin önünde bekledim. Finans sektörünün güçlü isimleri otelden çıkıyordu. Lüks otomobillerinin kapılarını şoförleri açıyordu. Takı sırasında beklerken böyle havalı değillerdi. “34 BDD …” plakalı lüks makam otomobili de düğünün bitmesini bekliyordu.
Ülke, sadece kamu görevini menfaati için kullananlar nedeniyle çürümüyordu. Siyaset, bürokrasi, sermaye üçgeninde halkın birikimi böyle yağmalanıyordu.