Son yasaklı 1 Mayıs olsun!
10 yıldır İstanbul’da 1 Mayıs’ta Taksim’de korku estiriliyor. Yapılmak istenen muhalif bir geleneği, toplumsal hafıza mekanını unutturmak. Umarız 1 Mayıs 2023, son yasaklı 1 Mayıs olur ve 14 Mayıs sonrasında despotik rejimin yasağı da sona erer.
Bugün 1 Mayıs, 1 Mayıs’ı Taksim’de 1 Mayıs meydanında kutlamak bu yıl da yasak. 1970’li yıllarda kitlesel 1 Mayıs kutlamalarının yapıldığı Taksim Meydanı ile ilgili 1979’da başlayan yasak 30 yıl sonra 2009’da DİSK’in ve toplumsal muhalefetin ısrarlı mücadelesi sonucu kırılmış ve Taksim yasağı sona ermişti. Taksim Meydanı’nda 2010, 2011 ve 2012’de görkemli, birleşik ve coşkulu 1 Mayıs kutlamaları gerçekleşmişti. O kadarki Taksim’in 1 Mayıs kutlamalarına açılması dönemin AKP yönetimi tarafından adeta bir müjde ve “ilerleme” olarak sunulmuştu.
Bir Riyanın Fotoğrafı (2010)
Evrensel Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat tarafından 2010 1 Mayıs’ında İstanbul’da çekilen bir fotoğrafta yer alan AKP İl Başkanlığı pankartında “Artık 1 Mayıs Hem Bayram Hem Taksim’de Kutlu Olsun” yazıyordu. Dahası 2008’de sendikaların 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlama taleplerine karşı “Ayaklar baş olursa kıyamet kopar” diyen Başbakan Erdoğan 2010’da bambaşka ifadeler kullanıyordu.
Erdoğan 2 Mayıs 2010 günü AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada Taksim Meydanı’nda 32 yıl önce 1977’de yaşanan acı hadisenin ardından, ilk kez bu alanın resmi kutlamaya ev sahipliği yaptığını vurgulayarak hayatını kaybedenlerin saygıyla anıldığını, yakınlarının bir nebze olsun gönül rahatlığına kavuştuğunu söylüyordu. "Dün Taksim Meydanı’nda yaşanan o tarihi an, 2010 yılı 1 Mayıs’ı asla ve asla bir tesadüfün eseri değildir" diyen Erdoğan, 2010 yılı 1 Mayıs’ının mutlaka hafızalara kazınacağını, tarihte kendisine unutulmaz bir yer bulacağını da ekliyordu. Erdoğan aynı konuşmada 1 Mayıs 2010’un, Türkiye’nin nasıl değiştiğinin, olgunlaştığının, tabularını nasıl yıktığının, statükoyu nasıl aştığının, tahrik ve provokasyon korkularından nasıl sıyrıldığının, somut bir abidesi olduğunu söylüyordu (2 Mayıs 2010, Milliyet).
Ancak çok geçmeden 2013 Mayıs’ından başlayarak Taksim Meydanı yine Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla ve sudan bahanelerle 1 Mayıs kutlamalarına kapatılacaktı. 2013’te 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyenler zorla dağıtılacak ve DİSK binasına gaz bombaları atılacaktı. 2009’da 1 Mayıs’ı emek dayanışma günü olarak tatil ilan eden ve Taksim’i açmak durumunda kalan AKP hükümeti anlaşılan buradan kendine bir destek devşirmek istemişti. Ancak 1 Mayıs geleneğinin muhalif ruhu devam etmiş ve 2010, 2011 ve 2012 kutlamaları 1 Mayıs’ı “ehlileştirme” girişimlerinin başarısız olduğunu göstermişti.
Bu yüzden 10 yıldır İstanbul’da 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen sendikaların taleplerine “hayır” deniyor. Kutlama girişiminde bulunanlara karşı şiddete başvuruluyor, 1 Mayıs’ta Taksim ve çevresinde korku estiriliyor. Metro kapatılıyor. Yapılmak istenen muhalif bir geleneği, bir toplumsal hafıza mekanını unutturmak. 1 Mayıs yasağı tamamen siyasal ve ideolojik bir yasak. Taksim yasağı hukuksuz bir yasak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen Taksim’de 1 Mayıs kutlama taleplerine “hayır” deniyor.
Umarız 1 Mayıs 2023, son yasaklı 1 Mayıs olur ve 14 Mayıs sonrasında despotik rejimin 1 Mayıs yasağı da sona erer.
1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı kutlu olsun. 1 Mayıs 2023 son yasaklı 1 Mayıs olsun!
***
TÜİK AÇIKLAMAK ZORUNDA!
TÜİK Haziran 2022’den bu yana açıklamadığı “Madde Sepeti ve Ortalama Madde Fiyatları” listesini yargı kararı gereği tekrar açıklamak zorunda. 3 Mayıs’ta açıklanacak enflasyon verileri arasında liste de yer almalı.
***
TÜİK’i 3 Mayıs 2023 Çarşamba günü büyük bir sınav bekliyor. Ya yargı kararına uyarak enflasyonla ilgili temel bir veri olan “Madde Sepeti ve Ortalama Madde Fiyatları” listesini tekrar açıklamaya başlayacaklar veya hukuksuzluğu ve keyfiliği iyice ele alarak yargı kararını tanımayacaklar. Bilindiği gibi TÜİK yönetimi Haziran 2022’de enflasyonla ilgili en çok ilgi gören çok önemli bir verinin açıklanmasından vazgeçmişti. TÜİK 3 Haziran 2022 tarihinde açıkladığı Mayıs 2022 dönemine ait tüketici enflasyonu (TÜFE) verilerinden “Madde Sepeti ve Ortalama Madde Fiyatları” adlı listeyi çıkartmış ve yayımlamamaya karar vermişti.
DİSK bilgi edinme hakkına dayanarak TÜİK’ten veriyi talep etti. TÜİK’in bilgi vermeyi reddetmesi ve itiraz yoluyla da sonuç alamayan DİSK konuyu yargıya taşıdı ve Ankara 6. İdare Mahkemesi oybirliği ile DİSK tarafından istenen bilgilerin açıklanmasının kurumun görevi gereği olduğunu belirterek bilgi talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğuna karar verdi.
MADDE FİYAT LİSTESİ ÇOK ÖNEMLİ
“Madde Sepeti ve Ortalama Madde Fiyatları (Türkiye)” adlı liste oldukça kritik bir öneme sahipti. TÜİK bu veri setini Ocak 2003’ten Mayıs 2022’ye 232 ay boyunca düzenli olarak açıkladı. Dahası TÜİK’ten önceki kamu istatistik kurumları da seçilmiş gıda maddelerinin ortalama fiyatlarını 1933’ten bu yana derledi ve yayımladı. Haziran 2022’ye kadar aralarında ekmek, peynir, süt, yumurta ve daha birçok temel gıda maddesinin ortalama fiyatlarının da yer aldığı 400’den fazla mal ve hizmetin ortalama fiyatını tek tek biliyorduk. TÜİK Haziran 2022’de bu veriyi kararttı.
Enflasyon hesabında yer alan madde fiyatları kamuoyunun her zaman ilgisini çekti. Bu doğal ve anlaşılabilir bir durumdur. Karmaşık enflasyon hesaplaması vatandaş açısından pek bir şey ifade etmez. Vatandaş net ölçülebilir göstergelere bakar. Dün aldığı malın fiyatı neydi, bugün ne? Dün geliri neydi, bugün ne? Vatandaş pahalılığı böyle ölçer. Vatandaş ekmeğin, peynirin, sütün, yumurtanın fiyatını kolaylıkla karşılaştırabilir. Böylece enflasyonun gerçekçi olup olmadığına dair bir kanaati olur.
Enflasyon mal sepetinde yer alan maddelerin fiyat listesinin iki yönlü bir işlevi var: Bir yandan günlük yaşamımızdaki fiyatlarla resmi olarak açıklanan ortalama fiyatları karşılaştırma imkânını buluruz bir yandan da enflasyonu açıklayan kurum kendi verilerine güvendiğini göstermiş olur. Madde fiyat listesi TÜİK verileri için bir kontrol aracıydı. Bu listenin yayından kaldırılmasıyla TÜİK’in enflasyon verileri daha da şaibeli hale geldi. Teknik olarak çok kolay ve hiçbir ek maliyeti olmayan bu verinin yayından kaldırılması enflasyon gerçeğini saklamaktan başka bir işlev görmedi. TÜİK’in bu yaptığı halkın bilgi alma hakkını hiçe saymaktı. Sansürdü, bilime kötülüktü ve eleştiriden korkmaktı.
6 Haziran 2022’de BirGün’de yayımlanan “TÜİK 90 yıllık veriyi kararttı!” başlıklı yazımda bu eleştirileri sıralamış ve sendikaları CİMER üzerinden TÜİK’e başvurarak fiyat listesini talep etmeye çağırmıştım.
YARGI: LİSTE AÇIKLANSIN!
TÜİK’in madde sepeti ve ortalama madde fiyat listesinin yayımlamaması üzerine 6 Haziran 2022’de DİSK tüzel kişilik olarak bilgi edinme hakkı çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) üzerinden TÜİK’ten ortalama madde fiyatı listesini talep etti. TÜİK 23 Haziran 2022 tarihli cevabında talep edilen bilginin kamuoyunda “yanlış anlama ve yanıltıcı değerlendirmelere sebebiyet verdiği” gerekçesiyle madde sepeti ve ortalama fiyat listesi konusundaki bilgi talebini reddetti. TÜİK’in bilgi talebini reddetmesi üzerinde DİSK mevzuat gereği Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na itiraz etti. Kurul da 3 Ağustos 2022 tarih 2022/936 sayılı kararı ile DİSK’in itirazını reddetti. Bunun üzerinde DİSK, Kurul kararının yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve yıllardır açıklanan verilerin açıklanmasından vazgeçilmesinin hukuksuz olduğunu belirterek konuyu idare mahkemesine taşıdı.
Ankara 6. İdare Mahkemesi 31 Mart 2023 tarih, 2022/2383 esas ve 2023/700 sayılı kararında DİSK tarafından istenen bilgilerin TÜİK tarafından elde edilen ve önceki yıllarda da kurum tarafından yayımlanmış olan istatistiksel verilere ilişkin olduğu ve bu bilginin kurumun görevi gereği elinde bulunması gereken bilgilerden olduğu gerekçesiyle bilgi edinme talebinin reddinin hukuksuz olduğuna ve dava konusu ret işleminin iptaline oybirliği ile karar verdi. Yargının TÜİK’in hukuksuz işlemini iptal etmesi kamuoyunda büyük yankı yarattı. Bunun üzerine TÜİK Başkanlığı 26 Nisan 2023 tarihinde gayri ciddi bir açıklama yaparak “Türkiye İstatistiki Kurumu’na karşı açılmış, bir dava bulunmamakta olup Kurumumuz bahsi geçen davada taraf değildir” deyiverdi. Tam bir aymazlık ve çarpıtma içeren bu açıklamanın neresini düzelteyim.
TÜİK DEMAGOJİ YAPMASIN!
TÜİK konuyu çarpıtıp, demagoji yapıyor. Meselenin esasını örtmeye çalışıyor ve bunu yaparken usul hukuku bilmediğini de itiraf etmiş oluyor. DİSK tarafından açılan davanın esası TÜİK’in madde fiyat listesi bilgi talebini reddetmesidir. Bilgi edinme mevzuatına göre TÜİK’in ret kararına karşı Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na itiraz edilmesi gerekiyor. Kurul, Adalet Bakanlığı’na bağlı. Bu yüzden kurulun ret kararına karşı açılan davalarda Kurul’un bağlı olduğu Adalet Bakanlığı muhatap gösteriliyor. İdari usul hukuku böyle. Nitekim Adalet Bakanlığı davada yaptığı savunmada davanın TÜİK’e karşı açılması gerektiğini ileri sürmüş ama mahkeme reddetmiş ve muhatabın Adalet Bakanlığı olduğuna karar vermiş.
Kısaca bilgi edinme davalarında doğrudan talebi reddeden kuruma değil Adalet Bakanlığı’na karşı dava açılıyor. Konuyu çarpıtmaya gerek yok. Bu yargı kararına göre madde fiyat listesi açıklanmak zorunda.
TÜİK geçmişte de DİSK’in ısrarla talep ettiği geniş tanımlı işsizlik verilerini açıklamadı ancak DİSK’in 10 yıldan fazla süre geniş tanımlı işsizlik verilerini açıklaması üzerine oluşan kamuoyu baskısı nedeniyle 2021 Mart ayından itibaren TÜİK geniş tanımlı işsizlik verisi açıklamak zorunda kaldı. Şimdi DİSK’in açtığı davayla TÜİK’in hukuksuz bir işlemi iptal edildi. TÜİK madde fiyat listesini eveleyip gevelemeden açıklamaya başlamalı. Yoksa Anayasa gereği herkes için ve TÜİK için de bağlayıcı olan yargı kararlarına uymayıp Anayasa’yı ihlal suçu da işlemiş olur. TÜİK bu yargı kararına uymazsa sadece kötü ve hatalı enflasyon verisi açıklayan bir kurum olmakla kalmaz yargı kararlarına uymayan bir kurum durumuna da düşer. TÜİK madde fiyat listesini 3 Mayıs 2023’te açıklamalı.