Sorunlar yurttaşın gücüyle çözülür…
Atatürk’ün başlattığı kuruluş dönemi, yaşama sevincinin büyüdüğü, insan olma hazzının yaşandığı, onurlu toplum bilicinin oluştuğu, dayanışma ve kardeşlik duygularının yerleştiği dönem olmuştur…
Bu dönemde Ülkede; önce, köylerde açılan ilkokullarla başlayan eğitim seferberliği. Arkasından Halkevleri, Köy enstitüleri, sinema, tiyatro salonları…
Fabrikalar, Limanlar, barajlar ve demiryollarıyla birlikte “Güvenli, Mutlu ve Refaha uzanan bir Cumhuriyet doğuyordu…
Toplum, bir yandan eğitiliyor, diğer yandan sosyalleşiyor, çağın kazanımlarına ayak uyduran süreci başarıyla sürdürüyordu…
Öyle ki, Modern Türkiye, kadını erkeğiyle dünyaya örnek hale gelmişti…
∗∗∗
Cumhuriyet dönemi, gelişmenin temeli olan kültür ve sanat yaşamı açısından da önemlidir…
Yüz bir yıl önce Atatürk’ün, “Cumhuriyet’in temeli kültürdür” görüşüyle oluşturduğu eğitim ve kültür politikası, “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller” yetiştirmişti…
Özgür düşünen ve düşüncesini korkmadan ifade eden barış yanlısı, bilimle eğitilmiş nesiller, sanatın gücü ve sanatçının önderliğinde çağdaş uygarlığa ulaşılmasını sağladı…
Atatürk ilkelerine bağlı, laik demokratik sosyal hukuk devletinde yetişen gençler yolumuzu aydınlattı…
Ta ki AKP iktidarı gelene kadar!
∗∗∗
Ya şimdi?
Ülke, Son 5 günde işlenen 6 kadın cinayetiyle, küçük kız çocuklarına karşı uygulanan vahşetle, daha bir yaşına gelmemiş bebeklere yapılan taciz haberleriyle anılan, sapkın, gelenekleri ve ahlaki değerlerinden uzaklaşmış, narko /devlet haline getirildi…
Yalan ve aldatmacalarla yönetilen ülke, ucube rejimde ekonomisi çökmüş, tüm kurum ve kurulları dağılmış, insanların emeği sömürülen, bilinçli bir şekilde eğitim dışı bırakılan, kız çocuklarını okutmayan, fakirleşmiş, iç barışını kaybetmiş bir durumda…
∗∗∗
Halkın aydınlanması ve bilinçlenmesinden rahatsız olan Taliban anlayışı, okulları kapatarak, buyurgan, dayatmacı ve ayrıştırıcı siyasal İslamcı ideolojilerini sürdürmeye çalışıyor…
Bu nedenle günümüzde, “Yurttaşların can ve mal güvenliğini yok eden, ülkenin tüm kaynaklarını yandaşa pervasızca peşkeş çeken, emperyalist işbirlikçilerinin geleceğini Türkiye Halkının bekasına değişen, gayri milli bir anlayışla yönetilmekteyiz…
∗∗∗
Neyse ki 31 Mart Yerel seçimleri, çağdaşlık adına kazanılanları örnekleriyle gençlere anlatma fırsatı verdi!
Ankara Mamak Belediyesinin CHP’li başkanı Veli Gündüz Şahin, Atatürk’ün, “Cumhuriyet’in sanat ve sanatçıyla yükseleceğini” bilerek Kasım 1924’de kurduğu ve 1936‘da DEVLET KONSERVATUARINA dönüştürdüğü, “MUSİKİ MUALLİM MEKTEBİ’NİN “ 100. Kuruluş yılını kutlayan bir görkemli toplantı düzenledi.
Bu davet, “Devlet Konservatuardan mezun olan Beyhan Saral’dan Zuhal Olcay’a, Tomris Çetinel’den Serap Sağlar’a , Tamer Levent’ten Selçuk Yöntem’e, Bilge Şen’den Altuğ Dilmaç’a, Meriç Sümen’den Erol Erdinç’e kadar” onlarca çok değerli sanatçıyı bir araya topladı…
Toplantıya, CHP önceki genel sekreteri Önder Sav , İzmir önceki Milletvekili Zeynep Altınok, Etimesgut Belediye Başkanı Erdal Beşikçioğlu, Yenimahalle belediye Başkanı Fethi Yaşar, Güdül Belediye Başkanı Mehmet Doğanay ve isimlerini sayamadığım Ankara politikasında etkin olan siyasetçileri katıldı…
Toplantıda bulunan sanatçılar ve siyasetçiler,” laik ve çağdaş Türkiye’nin” ancak sanatla varlığını devam edeceğini kararlı bir şekilde belirttiler…
Yüzüncü yıl adına düzenledikleri “başarılı sergi ve davetle sanatçıları onurlandıran” Mamak Belediye başkanı Veli Gündüz Şahin ile Kültür müdürü Umut Özkan ve çalışma arkadaşlarına teşekkür etmek gerekir…
∗∗∗
Cumhur İttifakının Meclisin açılmasıyla başlattığı yeni gündem, çöken ekonomiyi, halkın sefaletini, emeklini aç kaldığını, çiftçilerin derdini, esnafın siftahsızlığını, gençlerin umutsuzluğunu baskıladı…
∗∗∗
Kürt Sorunu, Türkiye için son derece önemli bir konu.
Laik Demokrasi, sosyal hukuk devleti, insan hakları, özgürlüklerin genişletilmesi ve barışın kalıcı olması için mutlaka çözülmeli…
Kürt Halkının kollektif varlığı, “dili kültürü inancı “gibi temel haklarının inkâr edilmesi, sistemli bir şekilde dışlanması ve bölgesel geri bırakılması, sorunun temelini oluşturmakta…
Eğitimsiz ve yoksul bırakılan Kürtlerin, bu ülkenin asıl yurttaşları olduğu anlayışına ulaşmaları mutlaka sağlanmalıdır!
Anadilini öğrenmek, kültürünü geliştirmek, anayasal kimliğe kavuşmak demokratik gelişimin gereğidir…
Yani Kürt sorunu, “aynı haklara sahip eşit yurttaşlıkla, Kürt kimliğinin kabul edilmesi, saygın yurttaş olarak tanınması, varlığının, hak ve özgürlüklerinin hukuk güvencesi altında olmasıyla” çözülür…
Feodal düzenin yok edilmesi, hoşgörü ve barış ortamının kalıcı olması için Türkiye’nin, laik demokratik bir ülke olmaya karar vermesi gerekir…
Bu nedenle, ucube tek adam sistemi yerine, yargının bağımsız, yürütmenin parlamento denetiminde, yasamanın güçlendiği bir düzen kurulmalıdır…
∗∗∗
Bilinmeli ki, sorun hayatidir!
Ucuz siyasete kurban verilemeyecek kadar önemlidir, mutlaka çözülmesi gerektiği bilinciyle, samimiyet ve dürüstlükle desteklenmelidir…
AKP ve MHP’nin, Sorunun çözümü için uygulanması gereken koşullara ne kadar uydukları da tartışmalıdır!
Çünkü, Siyasi ikbal için 2 kez denenen ve sonunda arzulanan hedefe ulaşılmayınca vazgeçilen açılımları unutmadık! Dün Esenyurt Belediye Başkanı'ndan sonra Mardin, Batman, Halfeti belediyelerine kayyum atanması Cumhur İttifakı'nın, açılım, Kürt sorununun çözümü, demokratikleşme gibi sözlerinin samimi olmadığını hatta aldatmaca olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
∗∗∗
Toplum aldatıldıkça, siyasete olan inanç ve güvenini kaybeder!
Sorunlar çözümsüz hale gelir…
Barış ise hiç oluşmaz!
Yurttaşlar, bu kötü düzeni değiştirme gücü sizin elinizde!