Geçen ay Taksim’de, AKM’nin arka tarafına düşen İspark alanına arabamızı park etmek istedik. Bilindiği üzere İspark, caddelerdeki bazı park alanlarında mesai saatleri haricinde ve hafta sonları ücret almıyor. İspark tabelalarında bu durum açıkça belirtiliyor. Sınır bir saatte geldiğimiz için, arabayı park eder etmez yanımıza yaklaşan görevliyi önce İspark görevlisi zannettik. Yanımıza yaklaştığında öyle olmadığını anladık, ücretsiz saatler başlamıştı. Gelen kişiyse, kendi belirlediği bir miktar parayı istiyor ama bununla ilgili bir İspark belgesi veremiyordu. “Garantisi benim, kâğıda gerek yok”, “benim de aynı sizler gibi çocuklarım var, benim kızım avukat” gibi kendince aşırı güven verici vaatlerini de sıraladı. Kafasının biraz ‘iyi’ olduğunu da anlayınca, “hayır burası bu saatte ücretsiz” diye tartışmak yerine, AKM’nin kapalı otoparkına yöneldik. Çünkü bu tip tartışmalar sonunda galip gelseniz bile, arabanızı oraya bırakıp gittiğinizde başına türlü türlü iş gelebilir. Zaten bilindiği gibi bu olayın ‘değnekçilik’ diye de bir adı var. Bugünlerde sosyal medyada kendimi tam da bir değnekçiyle karşılaşmış gibi hissediyorum.


GÜVENLİKLE TEHDİT

Twitter, bir süredir her açtığımda “kısa mesajla etkinleştirilen iki faktörlü kimlik doğrulamayı kaldırmalısın” uyarısı veriyor. Bunun için son gün de bu yazının yayınlandığı gün olacak. Bilindiği üzere bu özellik, hesabın ele geçirilmesine karşı SMS ile doğrulama talebi gönderen önemli bir güvenlik özelliği. Bunu kaldırmamızı istemesinin nedeni de tamamen duygusal. Çünkü bu güvenlik özelliği, artık sadece Blue isimli ücretli abonelik sahiplerine uygulanacakmış. Benim zaten yıllar önce Twitter tarafından doğrulanarak aldığım bir mavi tikim var ama bu artık hiçbir işe yaramıyor. Yeni Twitter, eski doğrulama rozetim için “Bu, eski bir onaylanmış hesap. Dikkate değer olabilir veya olmayabilir.” diyerek rencide ediyor ve Elon Musk’ın sahipliğinden önceki dönemi tamamen yok sayıyor. Eğer güvenlik işin içine girmezse, bu benim için çok da önemli değil. Denilebilir ki, “buna niye karşı çıkıyorsun, para vermek şartıyla, bütün kullanıcılar eşitleniyor, bazı ‘ünlü’ ya da ‘dikkate değer’ insanlara verilen mavi tik ayrıcalığı, bitiyor, bu mu zoruna gitti?” Cevabım “hayır” olur. Çünkü mavi tikli olsun olmasın güvenlik ve doğrulama, tüm kullanıcıların sahip olması gereken ücretsiz bir sorumluluk olmalı. Eğer bir platform dünyaya ölçeklendiyse ve orada herkes ücretsiz olarak sizin adınıza da hesap açabiliyorsa, kullanmayacak bile olsanız o platformda gerçek bir hesap açıp sahte profillere karşı önlem olarak tutmak isteyebilirsiniz. Eğer kamuoyu tarafından bilinen biriyseniz, doğrulamayla birlikte bu güvenlik bir zorunluluk haline de gelebilir. Bu durumda, Twitter’ın yaptığı işlem bir tür haraç veya değnekçilik faaliyetinden başka bir şey olmuyor. Diğer bütün özellikleri; yani uzun tweet atmayı, tweet düzeltmeyi, aramalarda önde çıkmayı vb. parayla satabilir ama güvenlik ve doğrulama bu pakete dahil olduğunda, bunun anlamı değişiyor. Bununla ilgili özellikle ABD’de örnek davalar açılacaktır diye düşünüyorum. Bu arada, sadece bunun için Blue Abonesi olmak istemezseniz, iki faktörlü doğrulama hizmetini, Authy, Google Authenticator, Microsoft Authenticator gibi Twitter harici kimlik doğrulama uygulamalarından ücretsiz almaya devam edebilirsiniz.

ÜCRETLİ FACEBOOK VE INSTAGRAM YOLDA

Henüz etkinleşmedi ama Meta’da Facebook ve Instagram için benzer bir doğrulama hizmetini aylık 12 dolar karşılığı vermeye hazırlanıyor. Twitter gibi, “para vermezsen mevcut güvenlik hizmetlerini budarım” gibi tehdit içeren bir hamle yok ama parayla sağlanan bir özellik, özellikle dikkat çekici. O da bir sorunla karşılaştığınızda “gerçek insanlardan müşteri hizmeti almak.” Facebook ya da Instagram hesabıyla ilgili sorun yaşayan herkes, bir yardıma ulaşmanın ne kadar zor olduğunu bilir. Hele ki hesabınız ele geçirildiyse, bunun nasıl kriz haline geldiğini de yaşayanlar bilir. Bu da aslında bir güvenlik açığıdır. Çünkü hesabınızın ele geçirilmesinden sonraki ilk birkaç saat, itibarınız ve eğer ele geçirenler dolandırıcıysa arkadaş listenizin güvenliği için çok önemli hale gelir. Bu ilk birkaç saatte, robot müşteri hizmetleriyle ilerlemek de oldukça riskli ve çoğu kez imkânsız bir iş. Bu da uygulamada büyük bir güvenlik açığı yaratıyor.

“ÜCRETSİZ HİZMET” DÖNEMİ KISMEN BİTİYOR

Silikon Vadisi’ndeki krizi belki duymuşsunuzdur. En son Silikon Vadisi Bankası’nın da iflas etmesiyle yeni bir boyut kazandı. Elbette bu sadece bir sonuç. ABD’de faiz oranlarının yükselmesi, pandemi dönemindeki hesapsız işe almalar, muazzam bir boyuta ölçeklenme gibi pek çok sebep ortaya koyulup tartışılabilir. Gelinen nokta, gözetleme kapitalizminin “görünürde ücretsiz hizmet” döneminin kısmen de olsa sona ermekte olduğunu gösteriyor. Çünkü tüm bu platformlar, daha fazla veri toplamak, satmak, daha fazla insanı hedefleyip reklam göstermek için dünyayı kapsayan dev bir boyuta ölçeklendiler. Bu da hem muazzam bir bilgi düzensizliği hem de bir kaos yarattı. İşte şimdi de bu kaosun içinde güvenliği pazarlama dönemi başladı. Böyle olunca güvenlik, abonelik paketleri içine başka havuçlarla birlikte sinsice sızdırıldı. Bunun bir adım sonrası, “sadece teyit edilmiş haber ve paylaşımları görmek için ‘hizmet’ satmak olabilir mi?” sorusu geliyor aklıma. Kendi sorumu cevaplıyorum sonra: O zaten daha önce icat edilmişti; insanlar bunun için para ödeyerek gazete alıyor, gazetelere abone oluyordu. Belki de bir yerden sonra her şey aslına dönüyordur, kim bilir? Hem ne derler: Allah sevdiği kuluna önce eşeğini kaybettirir, sonra buldururmuş.