Toplum bilimlerinde gerileme olduğunu söyleyebiliriz. Sosyoloji bilimsel geçerliliğini koruyacaksa, her şeye gücü yeten, her alanda söz söyleme hakkını kendisinde gören bir teoloji karşısında ‘ne işe yaradığını’ netleştirmelidir.

Sosyoloji ‘ne işe yarıyor?’

Meriç Kırmızı

Bir bilim dalı olarak sosyolojinin tarihine baktığımızda antik Yunan, Çin ve Orta Çağ İslam uygarlıklarındaki düşünürlerin çabaları dışında kendi başına bir disiplin olarak ortaya çıkmasının 18. yüzyıldaki Aydınlanma düşünürlerinin de etkisiyle 19. yüzyıl başlarında gerçekleştiğini görüyoruz. Bu tarihçe içerisinde sosyolojinin gerçek bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasında Aydınlanma düşüncesinin dayandığı dinsel dogmalar karşısında özgürleştirici aklın önem kazanmasının ve sanayi devriminin yarattığı kentleşme, işçileşme (proleterleşme) gibi süreçlerde kendisini gösteren toplumsal devinimlerin etkisi belirgindir.

Bugün sosyolojinin de içinde olduğu toplumbilimlerinin konumunda dünya genelinde bir gerileme olduğunu söyleyebiliriz. Bunun nedeni en başta ülke yönetimlerinin, bilimsel dalların bu başkaldırmaya eğilimli çocuğundan genel olarak çekinmelerinden ve kaynaklarını düzene doğrudan hizmet edecek başka alanlara kaydırmalarındandır. İşe yaramaz etiketi bunu örtbas etmeye yarar ki Bourdieu (2015/2021) sanat alanındaki ‘sanat için sanat’ tarihsel kazanımını açıklarken bu konuya da değinir ve sosyoloğa “Ne işe yarıyorsunuz?” diye sorulduğunda “Sosyal bilim yapmaya yarıyorum” (477) diyebilmenin güçlüğünden söz eder.

Toplumbilimlerindeki gerileme küresel bir eğilim olup, Türkiye için olduğu kadar Japonya gibi ülkeler için de geçerlidir. Bu aynı zamanda toplumu anlamak yerine gündelik reçetelerle iyileştirmenin yeğlenmesine ilişkin siyasal-ideolojik bir seçimdir (aktaran Kömüş, 2021). Kimi zaman da bile bile lades ve toplum yönetiminde bilimden uzaklaşmadır. Bu uzaklık sosyoloji mezunlarına ayrılan devlet kadrolarının yetersizliğinde ve işsiz sosyoloji mezunu öğrencilerde kendini gösterir ve işsiz sosyologlar ve gözden düşen sosyoloji sarmalını pekiştirir.

Bir sosyoloji filozofu olduğunu düşündüğüm Bourdieu 1981-83 yılları arasında verdiği Collège de France seminerlerinde -Sayın Zuhal Emirosmanoğlu’na bu olağanüstü çeviri için teşekkür ediyorum ve benim gibi Bourdieu meraklıları için izleyen yılların seminerlerinin derlendiği Sociologie générale, vol. 2 : cours au Collège de France, 1983-1986 eserini de en kısa zamanda çevirmesini diliyorum- kendi kavramlarının açılımı denli sosyoloji disiplininin akademik disiplinler alanındaki ayrıksı konumu üzerinde de çokça durur. Bu hiyerarşik disiplinlerin, dolayısıyla da toplumun bilinçdışı yapılarını ele aldığı bir bölümde sosyolojiyle ilgili şu çözümlemeyi yapar:

Sosyologlar üzerinde çok güçlü bir şekilde uygulanan etkilerden biri, benim ‘Gerschenkron’ dediğim etkidir. Bundan daha önce size bahsettim. Gerschenkron, daha geç başlamış olan kapitalizmin Rusya’da farklı bir şekilde geliştiğini gösteren bir Rusya tarihçisidir. Sosyoloji disiplinler alanına en son dâhil olandır. Sosyoloji lisansı, fakültelerde en son kurulan lisans programıdır. Sosyolojinin fazla bir geçmişi yoktur; oysa her uzamda eskilik asalettir. Yeni disiplin sosyoloji, yeni fakültelerde, yeni kurumlarda yeşerecek ve hep biraz ‘neo’, itibarı zedeleyici, endişe verici, denetim altında olacaktır. Dolayısıyla, sonradan görmeler gibi saldırgan, meydan okumalarla dolu olacaktır. Bu hiyerarşiyi yıkmak için de mücadele edecektir. Auguste Comte’un hiyerarşisi, bir sosyolog stratejisidir: Comte, disiplinler hiyerarşisi üreten bir sosyologdur. Bu ilginç, çünkü ben sosyolojiyi Auguste Comte’un koyduğu yere koymazdım; mütevazı bir şekilde onu olduğu yere koyardım [gülüşmeler]. Yani bir anlamda Auguste Comte’tan daha ileri gidiyorum çünkü sosyolojinin, uzamı düşünebileceğini öne sürüyorum. Onun bu uzamın dikeyliğinde yer aldığını söyleyebilirim ki bu da hâkim bir konum alma biçimidir. Felsefe bu şekilde diğer bilimsel disiplinler üzerinde hâkimiyetini ‘epistemoloji’ denilen ve (o olmasaydı ne yaptıklarını bilemeyecek) diğer disiplinleri kurduğunu iddia eden bir tür normatif söylem temelinde kurmuştur. Çok sayıda epistemolojik mücadeleyi bu mantıkla anlayabileceğimizi düşünüyorum. Örneğin bir Kant sosyolojisi yapabiliriz. Yani sosyoloji, diğer disiplinlerden, onları düşünme iddiasıyla ayrışır. Bir başka deyişle yerinde durmaz. Tüm [toplumsal] evreni, kendi konumundan hareketle düşünebileceğimizi söyler. Özelliklerinden biri budur. (Bourdieu, 2015/2021, 332-333)

Güncel bağlamında sosyolojinin alçakgönüllülük etmesine gerek kalmamıştır; zaten toplum yönetiminde görüşleri pek dikkate alınmamaktadır. Felsefe tarihinde felsefi düşünce nasıl “tanrı bilgisi”nden (İnce, 2022) kopup gelmişse, bugün tanrıbilim akademik alanın egemenidir. Yazı görselindeki bir fen-edebiyat fakültesi öğrenci panosunun güncel fotoğrafı bunun bir göstergesidir.

Bugünkü koşullarda eğer sosyolojinin bir geleceği olacaksa, bu görece yeni disiplin öncelikle kendi düşüncesini tartmalıdır. Yanardağ’ın (2020) “kapitalizm bağlamından koparılmış bir modernite ve aydınlanmaya eleştirisi” olarak tanımladığı postmodernizme yönelik eleştirisi yerindedir. Artık çağdaş toplumun bireysel özgürlükler karşısındaki baskıcılaşma eğilimini geçen yüzyılda Frankfurt Okulu’nun temsilcilerinin yaptığı gibi onun aşırı akılcılaşmasında ve çağdaşlaşmada aramak yanıltıcıdır; bu postmodern söylem günümüz toplumlarındaki yaygın akılsızlaşmayı, bilim karşıtlığını ve etik yozlaşmayı -ahlak konusunun da din alanıyla sınırlandırılma çabasını da unutmadan- açıklayamamaktadır. Sosyoloji bilimsel geçerliliğini koruyacaksa, her şeye gücü yeten, her alanda söz söyleme hakkını kendisinde gören bir teoloji karşısında ‘ne işe yaradığını’ netleştirmelidir.

Kaynaklar
Bourdieu, P. (2015/2021). Genel Sosyoloji: Collège de France Dersleri (1981-1983) [Sociologie Générale Vol. 1. Cours au Collège de France 1981-1983] (Z. Emirosmanoğlu, Çev.), İletişim Yayınları, İstanbul.
İnce, Ö. (2022, 31 Aralık). 2022 yılı armağanı. Cumhuriyet. Erişim: https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ozdemir-ince/2022-yili-armagani-1896653
The History of Sociology. Lumen. Erişim: https://courses.lumenlearning.com/sociology/chapter/the-history-of-sociology/
Kömüş, M. (2021, 5 Eylül). AKP’nin politikaları sosyoloji ve felsefeye küstürdü: Sosyal bilimler tercih edilmiyor. Birgün. Erişim: https://www.birgun.net/haber/akp-nin-politikalari-sosyoloji-ve-felsefeye-kusturdu-sosyal-bilimler-tercih-edilmiyor-357590
Yanardağ, M. (2020, 02 Ağustos). Modernite eleştirisi mi yeni gericilik mi? Birgün. Erişim: https://www.birgun.net/haber/modernite-elestirisi-mi-yeni-gericilik-mi-310408