Suruç katliamında hayatını kaybeden Evrim Deniz Erol’un annesi, Besra Erol’a oğlunun cenazesinde yaptığı konuşmadan dolayı 7 yıl 6 ay ceza verdiler, hükümle birlikte tutukladılar. 20 Temmuz 2015 tarihinde, IŞİD’in Suruç Amara Kültür Merkezi’ne düzenlediği ve 33 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırının ardından Muş’a üç cenaze gitti. Bunlardan biri Evrim Deniz Erol’a aitti. Erol’un annesi cenazede […]

Suruç’ta katledilen oğlunun cenazesindeki konuşması nedeniyle tutuklandı


Suruç katliamında hayatını kaybeden Evrim Deniz Erol’un annesi, Besra Erol’a oğlunun cenazesinde yaptığı konuşmadan dolayı 7 yıl 6 ay ceza verdiler, hükümle birlikte tutukladılar.

20 Temmuz 2015 tarihinde, IŞİD’in Suruç Amara Kültür Merkezi’ne düzenlediği ve 33 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırının ardından Muş’a üç cenaze gitti. Bunlardan biri Evrim Deniz Erol’a aitti.

Erol’un annesi cenazede şu ifadeleri kullanmıştı: “Gitme dedim, gitti. Ne yazık ki bırakmadılar. Çocukların hepsi bizim çocuklarımızdır. Emine Erdoğan’a sesleniyordum. Gençler ölürken, nasıl böyle rahat yaşayabiliyorsunuz, vicdanınız nasıl elveriyor? ‘Müslümanız’ diyorsunuz ama… Vicdanı olan Müslümandır. Kürt, Türk, Alevi, Çerkes, Zaza olsun; insan olsun bizim açımızdan birdir. Hiç kimseye ayrım koymayacaksınız. İnsan insandır, can candır. Polislerin, askerlerin, gerillanın, şehit analarına seslenleniyorum. El ele verelim. Vallahi annelerden korkuyorlar, bizim cenazelerimizden korkuyorlar…”

SUÇ DELİLLERİ YARATILDI

İşte Besra Erol’un 7 yılın üzerinde ceza almasına neden olan iki basın açıklamasından biri buydu. Erol, 20 Ağustos 2016’da yine IŞİD tarafından gerçekleştirilen ve 59 kişinin yaşamını yitirdiği Antep Düğün Katliamı sonrası da bir basın açıklamasına katılmakla suçlandı. Komşuları hasta tutuklu Celal Şeker’in cezaevinde yaşamını yitirmesinin ardından, taziye bilgileri için aranması da önemli bir suç teşkil etti.
Bu üç suçlama sonucunda cezaevine gönderilen Erol’un iddianamesine tapeler de girdi. HDP Parti Meclisi üyesi Zahide Besi ile görüşmesi bile “suç” için mahkemeye sunulan deliller arasında yer aldı.

‘AİLEMİZİ HEDEFE KOYDULAR’

Besra Erol’un oğlu Aram Erol, annesinin tutuklanmasını şöyle değerlendirdi: “Özellikle Suruç katliamından sonra ailemizi hedefe koydular. Suruç katliamından hemen sonra davalar açıldı. 4 yıldır sürüyordu. 1 yıl önce evimizi polisler bastı, her yeri darmadağın edip annemi gözaltına aldılar. Son mahkeme önceki gün görüldü. 1 yıl önce annemi gözaltına alan polislerden biri, tutuklandıktan sonra, “İşte nihayetin geldi” dedi. Annem engelli bir kız kardeşimin bakımını üstleniyordu. Büyük bir haksızlıkla karşı karşıyayız.”

Besra Erol’un oğlu Aram Erol, annesinin tutuklanmasını şöyle değerlendirdi: “Özellikle Suruç katliamından sonra ailemizi hedefe koydular. Suruç katliamından hemen sonra davalar açıldı. 4 yıldır sürüyordu. 1 yıl önce evimizi polisler bastı, her yeri darmadağın edip annemi gözaltına aldılar. Son mahkeme önceki gün görüldü. 1 yıl önce annemi gözaltına alan polislerden biri, tutuklandıktan sonra, “İşte nihayetin geldi” dedi. Annem engelli bir kız kardeşimin bakımını üstleniyordu. Büyük bir haksızlıkla karşı karşıyayız.”

‘TUTUKLANMASINI BEKLEMİYORDUK’

Muş Baro Başkanı Abdülbaki Çelebi ise şöyle konuştu: “Bizim açımızdan dava bile açılmaması gerekirdi. İki basın açıklaması ve bir taziyeyle ilgili bilgi sorulması için aranmak “terör suçu” sayıldı.Müvekkilimiz, normal hukuk devletinde propoganda bile sayılması imkansız bu suçlar gerekçe gösterilerek, 7 yıl 6 yıl ceza verilerek, hükümle birlikte tutuklandı. Ceza almasını beklesek de tutuklanmasını beklemiyorduk.”