Tabela iyi, fatura kötü
Fenerbahçe 3-1 kazanmasına rağmen, verdiği sakatlar, rakibin 10 kişi kalmasına rağmen skor olarak dengeyi yakalayabilmesi ve 2-1’den sonra da yakalamanın kıyısından dönmesi gibi sebeplerle hala taraftarlarını ikna edebilmiş değil.

Beşiktaş ve Athletic Bilbao maçları sonrası teknik direktörü ve futbolu üzerine yönelmiş eleştiri okları fazlalaşmış Fenerbahçe, Başakşehir karşısında her iki devrenin ilk bolümünde zorlanmasına rağmen kazanmayı başardı.
Sarı-lacivertliler maça, Bilbao karşısında yaşadığı zorlukları yaşayacağı yönünde sinyaller vererek başladı. Takımın boyu yine uzundu, yine ataklar Amrabat üzerine yoğunlaşmıştı ve maçın ilk bölümünde Faslı oyuncu, oyunun defansif tarafında da aktif olmak zorunda kalmıştı. Tabii burada Fenerbahçe’nin işini kolaylaştıran, Çağdaş Atan’ın takımının pas trafiği, seçimleri ve pasın yerine ulaştırılması konusunda Bask takımına kıyasla oldukça geride olmasıydı.
Hal böyle olunca, ev sahibi takım, filizlenmekte olan atakları, daha kendi sahasının ilk metrelerinde kesmeyi başardı. Geçtiğimiz çarşamba akşamı ise, durum çok daha kötüydü, zira Mourinho’nun takımı bu pas trafiğini kesemeyerek rakibin kendi ceza sahasına kadar girmesine, çaresizce seyirci kalıyordu. Bu sefer bu kadar çaresiz kalmadılar ve bu da oyunun geniş alanlarda oynanmasını engelledi, fakat bu kez de, Fenerbahçe’nin bu sezonki kronik sorunlarından, kenar oyuncularının oldukça savruk oyunu başlarına dert açtı. İlk yarıda isabetli şutu olmayı bırakın rakip kaleyi, istatistiklerle de kanıtlanmış şekilde, hiç tehdit etmeyen Başakşehir’in bu performansına rağmen, Fenerbahçe ancak devrenin sonunda Dzeko’nun attığı golle soyunma odasına üstünlükle gidebildi, tabii Ba’nın gördüğü kırmızı kart sonucu 1 oyuncu da fazla olarak.
Mourinho’nun, kenar oyuncularının bu savrukluğunu engellemek için yaptığı, devrenin başındaki 2 değişikliği, Başakşehir’in beraberlik golü sonrası eğrisi doğrusuna geldi diyebiliriz. Fakat herhalde, Mourinho bu golün geleceğini bilseydi, 10 dakika içinde 4 değil, sadece hücuma yönelik 2 oyuncu değişikliği yapmayı tercih edebilir ve Becao’nun hesapta olmayan sakatlığı sonrası maçın 10’a 10 bitirilmesi durumundan takımını koruyabilirdi. En-Neysri’nin de yavaş yavaş da olsa, geldiği günden ve çıktığı ilk 4-5 maça kıyasla daha iyi durumda olduğunu söyleyebiliriz. Faslı futbolcu özellikle Avrupa maçlarındaki gol sayısını lige de oranlayabilirse, kendisi için ödenen bonservis bedelini karşılayacak performansı vereceği konusunda taraftarları umutlandırabilir.
Fenerbahçe 3-1 kazanmasına rağmen, verdiği sakatlar, rakibin 10 kişi kalmasına rağmen skor olarak dengeyi yakalayabilmesi ve 2-1’den sonra da yakalamanın kıyısından dönmesi gibi sebeplerle hala taraftarlarını ikna edebilmiş değil. Gelecek hafta Eyüpspor deplasmanı devrenin sonuna kadar oynayacakları en önemli karşılaşma olacak. Ligin kendisi dışında ilk 6 sırasındaki 5 takımın 4’üne de puan kaybeden Fenerbahçe, bu takımların sonuncusu ile sahaya çıkacak ve bu istatistiği geri çevirmek zorundalar.