Maliye Bakanı Unakıtan'ın İSO Meclis Toplantısı'ndaki konuşmasını izlediniz mi? ''Satacağız, satacağız. Her şeyi satacağız. Kâr edeni de satacağız, zarar edeni de satacağız...

Maliye Bakanı Unakıtan'ın İSO Meclis Toplantısı'ndaki konuşmasını izlediniz mi? ''Satacağız, satacağız. Her şeyi satacağız. Kâr edeni de satacağız, zarar edeni de satacağız. Devleti ekonomik faaliyetlerden kurtarıncaya kadar satacağız. Pamuk eller cebe. Yerli yabancı herkes gelsin.

Yakında Sümerbank tarihten siliniyor, bitirdik. Elinde bir şey kalmadı ğı gibi ismini de kaldırıyoruz. İsim hakkını satarız o başka'' deyişini duydunuz mu? ''Yakında Sümerbank tarihten siliniyor, bitirdik'' cümlesinin bu ülkenin bir bakanının ağzından nasıl hırsla ve övünçle çıktığını duymadıysanız, şanslısınız. Bu ülkenin, otuzlarında ya da daha yukarı yaşlarda bir vatandaşının bunları duyup da kahrolmaması mümkün mü?

''Her şeyi satacağız, devleti ekonomik faaliyetten kurtaracağız'' diyen özelleştirme aşığı bakan, ''Satın, satın'' diye tempo tutanlarda devletin ekonomik hayattaki payını biliyor mu? Bu payın ABD'de yüzde 32, Almanya'da yüzde 49, Belçika ve Fransa'da yüzde 54, İsveç'te yüzde 62 iken, Türkiye'de yalnızca yüzde 26 olduğunun farkında mı? Bu soruların yanıtını merak etmiyorum da, ''Sümerbank'ı bitirdik, yakında tarihten siliniyor'' diyen bir siyasinin nasıl kendisini ''muhafazakâr'' olarak tanımladığını merak ediyorum. Muhafazakârlık, ülkenin değerlerini, kültürünü, köklerini muhafaza etmeyi de içerir. Bir muhafazakârın Sümerbank'ı tarihten silmekten söz etmesi, çok farklı bir bağlamda söylenmiş bile olsa, Neyzen Teyfik'ten dilimize yadigar ''S.çtı Cafer bez getir'' deyişini akla getiriyor. Hani o mısra ile biten dörtlük, ''Fabrika yaptı Sümerbank bez için / Çok muazzam bir eser bu, laf değil!'' diye başlar ya!

20 yıl kadar öncesini hatırlayanlar bilir; bu ülkede orta halli her ailenin mutluluk öykülerinde bir Sümerbank izi bulunurdu. Tarihten silinmek istenen kurumun kökleri, Osmanlı' dan Cumhuriyet'e devredilen belli başlı dört sanayi tesisine kadar gider. Resmen 11 Temmuz 1933'de Devlet Sanayi Ofisi ile Türkiye Sanayi Kredi Bankası'nın birleşmesi sonucu kurulmuştur. Fikir babası cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal'dir. Öyle önemli görevler üstlenmiş ve üstesinden gelmiştir ki, saymakla bitmez. Sanayileşmeyi başlatmak, ulusal sanayinin gelişmesi için projeler üretmek, bu projeleri gerçekleştirecek elemanları yetiştirmek, bunun için okullar açmak, öğrenciler okutmak, üretim için gerekli hammaddeleri sağlamak, özel sektörü yoktan var etmek. Sanayi için gerekli elektrik bulunmadığında kendi santrallerini kuran, ürettiği elektriği çevresindeki yerleşim yerleri ile paylaşan, sosyal tesisleri ve spor kulüpleri ile sosyal yaşamı önemli ölçüde etkileyen, 1987'de özelleştirme kapsamına alındığında 41 fabrikası, 500 kadar mağazası ve 43 banka şubesi olan dev bir kuruluştur Sümerbank.

Bankacılığa ''Türk'ten bankacı olmaz'' fikrinin hakim olduğu günlerde başladığını övünçle anlatan üçüncü cumhurbaşkanımız Celal Bayar, ki Unakıtan ''muhafazakâr-demokrat'' çizgisini ona kadar dayandırıyordur, 4 Ocak 1954'de Kayseri'de yaptığı konuşmada ''Bugün, hayatımın en heyecanlı, en kıymetli günlerinden birini daha yaşıyorum'' der. Çünkü; ''işçilerimiz emek ve liyakatlarına güvenerek kendi alın terlerinin mahsulü bir banka kurmaya muvaffak olmuşlardır.'' O banka, Sümerbank Bez Fabrikası işçilerinin Yardım Sandığı'nda toplanan 1.5 milyon lira sermaye ile kurulan ilk İşçi Bankası'dır.

Kısacası, Sümerbank, ''Türkiye'yi dokuyan tezgahtı''r. O tezgah artık yok. Yıkıcı özelleştirme politikaları sonucu yok edildi. Bugün yok etmiş olsanız da, tarihten silemezsiniz.

Unakıtan, akşamları pencerelerin ''Sümer'in çiçekli perdeleriyle'' örtüldüğü evlerde belki hiç oturmadı. Belki, hiç yatağa girmedi çizgili Sümerbank pijamalarını giyip. Sümerbank bursuyla okuyup yetişmiş yönetici arkadaşları hiç olmadı belki. Yerli malı haftalarında, kuru incir ve ceviz götürdüğü okullarda, el işi dersinde Sümerbank basmasından işler yapan kız öğrencileri hiç görmedi belki. Kim bilir, belki hiç giymedi Sümerbank kunduralarından!

Giyseydi, silmekten söz ettiği tarihin kendi tarihi olduğunu bilirdi.