Google Play Store
App Store

Yüksel direnişini hatırlıyor musunuz? Uzak bir geçmiş gibi görünse de her şeye rağmen sokağa çıkılabileceğini kanıtlayan birkaç kişi, başkentin küçük bir meydanda “İşimi istiyorum” eylemine başlamıştı. O birkaç kişi zamanla çoğaldı, diğer kentlerden gelenler de katıldı, meydanın adı direnişe verildi… Haftalar ayları kovaladı, eylemciler yüzlerce kez gözaltına alındı, onlarca davadan yargılandı, beraat ettiler, para cezaları kesildi, iptal edildi…

Anayasa Mahkemesi, 4 yıl süren eylemi, “demokratik hak” olarak tanımladı. İki ayrı başvuruda verdiği kararında, yasal barışçıl eylemlerden kaynaklı örgüt üyesi suçlamasıyla açılan soruşturmalarda verilen ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbirinin bile hak ihlali olduğuna, kişi özgürlüğü güvenliği hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Ancak eylemciler, 22 Ağustos 2020’de “ısrarlı ve sürekli eylem yapmak” gerekçesiyle tutuklandı. Bu soruşturma sonucu açılan davada savcı mütalaasını verdi, sanıkların 15 yıla varan hapis cezasına mahkûm edilmelerini istedi.

KARAR DURUŞMASI BUGÜN BAŞLIYOR.

Davada neler mi var? Açıklamalarından: “Kızını üniversite kaydına götürene ‘Bir kadınla Yalova’ya gitti’ dediler, pikniğe tavuklu pilav götürene ‘örgüte yardım’ dediler. Bandrollü Tanya adlı kitabı delil diye alıp ‘Kır birliklerine ilgi duyuyor’ dendi. Ablasının hesabına 50 lira yatırana ‘örgüt finansmanı’ suçlaması yöneltildi.”

5 GÜNDE 192 SAYFA RAPOR

Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada sanık avukatlarından Fatih Gökçe, mütalaaya karşı savunmasında dosyadaki dijital materyallerin gerçekliğine dair şunları söyledi: “14 Ekim’de dijitaller alınmıştır. 22 Ekim’e kadar incelenmiş ve bir suç unsuru olmadığı tespit edilmiş. 22 Ekim’den sonra yani en iyi ihtimalle 23 Ekim günü tekrar incelemeye başladıklarını ifade ediyorlar, bizim anladığımız kadarıyla. Peki rapor tarihi ne zaman? 27 Ekim… 5 gün içerisinde TEM şube 192 sayfa bir rapor hazırlıyor ve bu raporda güya dijitallerin içeriğini çözdüklerini ifade ediyorlar. Çözdüklerini ifade ettikleri şeyde bir kısmının kod adı kullanan, bir kısmının açık ismi, bir kısmının da bazı harflerden yola çıkarak istihbari bilgilerle nasıl oluşturdukları belli olmayan 192 sayfa rapor hazırlıyorlar 5 günde. Bu mümkün müdür… Gerçekten mümkün müdür… Bu dosyada ilk gözaltına alındığında cep telefonu, bilgisayarı alınan insanların dijital inceleme raporları, 2 seneyi aşkın süre sonra yeni yeni dosyaya girdi. 5 gün içinde emniyetin böyle bir değerlendirme yapması mümkün değil. Burada bizim kanaatimizce bu dijitaller üzerinde oynama yapıldığı açıktır. Alakasız, ilgisiz ya da kamuoyunda tanınan insanların bu dijitallerin içine yerleştirilerek bu insanları yasa dışı örgüt üyesi olarak gösterilmek istendiği açıktır.”

Bugünden başlayarak dört gün boyunca sanıklar da son sözlerini söyleyecek.