The Shop Around the Corner’dan You’ve Got Mail’e: Kapitalizm ve aile
Gül Yaşartürk - Doç. Dr.
Robin Wood, “İdeoloji, Tür ve Auteur” başlıklı makalesinde1 Hollywood filmlerinin ideolojisini Orson Welles’ın Citizen Kane (1941) filmine atıfla Rosebud metaforu ile özetler. Hollywood, başarı ve zenginlikten aslında utanç duyar. Çok az film başarı ve serveti yüceltir. Çünkü herkes zengin değildir. Citizen Kane’de Kane’in, çocukluk kızağı olan Rosebud’a duyduğu özlem de zenginliğin mutluluk getirmediğini, yozlaştırdığını, yoksulun daha mutlu olduğunu söyler. Kane çocukken ve yoksulken mutlu olmuştur.
Kısaca para her şey değildir. Klasik Hollywood’un en önemli yönetmenlerinden Ernst Lubitsch’in 1940 yapımı The Shop Around the Corner (Köşedeki Dükkân) adlı filmi Macar oyun yazarı Nikolaus Laszlo’nun 1937 tarihli Parfumerie adlı eserinden uyarlanır. Lubitsch çoğunlukla tek mekânda geçen bu filmde yönetmenlik dehası sergiler. Küçücük bir dükkânın içinde bir elin parmağını geçmeyen sayıda karakterden oluşan ekibi ustalıkla yönetir ve filmin akışını kusursuz biçimde sağlar. Film 1997 yılında Nora Ephron tarafından yeniden çekilir. İki film arasındaki farklar hakkında düşünmek farklı dönemlerde Amerika’nın nasıl ortak ideoloji ürettiğine ve Hollywood sinemasına dair fikir verir.
Budapeşte’de geçen film Hollywood’un sahip olduğu en önemli ideolojiyi işler, kapitalizmin aile olmayla ilişkisini kurar. Dükkân sahibi otoriter baba Matuschek ve onun çalışanları/oğullarının öyküsüdür aslında izlediğimiz. Vadas ihanet eden/cezalandırılan oğul, Kralik her koşulda sadık olan ve babanın görevini devralan oğul, teslimatçı Pepi babayı kurtaran oğlu canlandırır. Teslimatçı Pepi, patronu Matuschek’i intihardan kurtarınca, tezgâhtar/satış görevlisi konumuna yükselir. Kralik de tezgâhtar olmadan önce ayakçıdır. Ancak tüm bu yükselme hikâyelerinin yolu hep dükkân sahibinin kişisel hayatı ile kesişir. Pepi patronu Matuschek’i intihar ederken yakalar ve kurtarır, Matuschek Kralik’in kendi eşiyle sevgili olduğunu sandığı için önce Kralik’i kovar sonra onu işe geri alarak özür mahiyetinde pozisyonunu yükseltir. Film sıradan insanların yani altsınıfların özel hayatlarındaki mutsuzlukları ve yoksulluklarını işyerinde büyük bir adanmışlıkla çalışarak telafi edebileceğini söyler.
Yıl başında ailelerine ve dostlarına çalıştıkları dükkândan hediye alarak yine patronları Matuschek’in cebini doldurmayı, ona hizmet etmeyi, sadık olmayı sürdürürler. Patronlarının eşiyle gizli ilişki yaşayarak yaşam standardını yükselten Vadas’ı elbirliği ile kendi düşmanlarıymış gibi kovarlar. The Shop Around the Corner romantik yüzeyinin altında sınıf ve toplumsal cinsiyet, etnik köken gibi unsurların varlığına dikkat çeker. Dükkânın çalışanlarının tümü yoksuldur. Tek kişilik odalarda yaşarlar. Hatta başkarakter Kralik ile yaşlı eski çalışan Pirovitch arasında “bu maaşla evlilik sürdürebiliyor musun nasıl geçiniyorsun” temalı bir konuşma geçer. Patronları Matuschek’in zenginliği, zenginliğini daha da artırmak için sahip olduğu hırs, bu zenginlikten yılbaşı ikramiyesi hariç pay almamaları işçileri hiç rahatsız etmez. Çünkü kapitalizm sabırlı olan, biat eden sadık yoksullara gelecek vaat eder. Onları ödüllendirir. Bu mesajın büyük buhran dönemi Amerika’sında çekilip gösterime girmiş bir filme ait olması elbette manidardır. Para; aşkın ve “Amerikan rüyasının” uzlaştığı mutlu sonu sağlayan yegâne öğedir. Paranın insanları aşktan daha çok harekete geçirdiği bir dünyada dükkânın yazarkasasının özellikle filmin son bölümünde merkezi bir karakter olması son derece normaldir. 2
Ephron’un filmiyse New York’un batı yakasında geçer. İnternetin ve zincir mağazaların ortaya çıkmaya başladığı, esnafınsa sonunun geldiği dönemi över. Lubitsch’in filminin aksine altsınıflar ve etnisite You’ve Got Mail’de görünmezdir. Kathleen üç kuşaktır ayakta olan yerel çocuk kitapçısının sahibiyken Joe Fox zincir/tekel kitapçı sahibidir. Takma isimlerle mailleşerek tanışırlar. Yazışmaya başladıklarında ikisinin de partneri vardır. Öykü olarak aynı olmamasına rağmen kapitalizme yapılan övgü, kapitalizmin meşrulaştırılması iki filmin en önemli ortak özelliğidir. İkinci olarak Joe da tıpkı Kralik gibi yazıştığı kadının kim olduğunu yani onu aslında gündelik hayatında tanıdığını bire bir aynı çekilmiş ünlü kafe sahnesinde öğrenir. Bu bilgiyi kadın karakterden gizler. Kralik buluşacakları kafenin önüne geldiğinde içeri bakmaya cesaret edemez, kadının “neye benzediğine” bakmasını evli ve yaşlı iş arkadaşı Pirovitch’ten ister, Joe ise bu bakışı siyah iş arkadaşına teslim eder.
Joe Fox, babası sürekli genç kadınlarla birlikte olup evlendiği için çocuğu yaşında bir kardeşi vardır. Geleneksel aile değerlerini unutmuş babasının aksine bu değerlerle kapitalizmi dengeleyecek ideal figürdür. Makul bir evlilik ve aile hayatı ile Amerikan kapitalizminin insani versiyonunu yaratacak kişidir. The Shop Around The Corner’da rekabetçi kapitalist idealler aile değerleriyle birleştirilir. You Got Mail’de ise Kathleen Kelly’nin Joe Fox’un kanatları altında gerek eşi gerekse çalışanı olarak mutlu olacağı açık biçimde ima edilerek kapitalizm ve aile ilişkisi pekiştirilir.
1 Film Comment; New York 13/1, 1977: 46-51.
2 Richard W. McCormick 2020, Sex, Politics, and Comedy: The Transnational Cinema of Ernst Lubitsch, Indiana University Press, s. 268.
Not: Rekabetçi kapitalist değerlerin aile değerleriyle birleştirilmesi gerektiğine dair temaların Amerikan sinemasında kullanımdan Ryan ve Kellner klasik kitapları Politik Kamera’da özellikle Jaws gibi kriz filmleri üzerinden örnekler verirler.