Tiyatro ile uğraşmanın lüks haline geldiği, salonların art arda kapandığı bu dönemde bir tiyatro dergisi giriverdi yayın dünyamıza. 'Oyun', tiyatroyu kâğıt üzerinde oynayacak...

Geçtiğimiz mart ayında kitapçı raflarını yepyeni bir tiyatro dergisi süsledi. Tiyatro ile uğraşmanın lüks haline geldiği, salonların birbiri arkasına kapandığı, tiyatro ile uğraşan insanların bir umutsuzluk rüzgârına kapıldığı bu dönemde bir tiyatro dergisi usulca akı-uerdi yayın dünyamıza. 'Tiyatroyla İlgili Her Şey' diyerek yola çıkan Oyun dergisi şu sıralar beşinci sayısının hazırlıklarında. Tiyatro bunca sıkıntıyla uğraşadursun, zorlu bir işe gönül vermiş Oyun ekibi. Türkiye'de bir dergi çıkartmak zorlu bir serüvenken Oyun dergisi birbirinden değerli yazarlarıyla tiyatro yayımcılığında büyük bir boşluğu doldurmaya aday.

"Yeni bir tiyatro dergisi çıkarmak, üstelik tiyatro okumayı sevenlerin pek de kalabalık olamadığı bir coğrafyada... Bir oyun oynamaya karar verdik. Oyun yalnızca sahnede oynanmaz ya. Biz de bir oyun oynayalım dedik, kâğıtla, kalemle. Elimiz erdiğince, gözümüz gördüğünce" önsüzüyle yola çıktı Oyun dergisinin birinci sayısı. Farklı perspektifleri, inceleme dosyalarını, büyük ustaların tiay-tro yazılarını ve oyun eleştirilerini bir araya getiren Oyun dergisinin Yayın Koordinatörü Gülsün Odabaş'Ia Oyun dergisi üstüne konuştuk. Oyun dergisinin çıkış noktası ne oldu?

Ülkemizde tiyatro dergisi yayıncılığı uzun zamandır çeşitlilikten uzak. Bu alanda ciddi bir eksiklik var. Çıkan yayınlar da ciddi bir ses getirmiyor. Bu durumdan hareketle "Neden yeni bir dergi olmasın?" diyerek yola çıktık. Oyun dergisi arşiv niteliği taşıyan, tarihsel bir bellek oluşturabilecek bir yayın olsun istedik. Tiyatroda genel bir kötüye gidiş var, bu yoğun gündem içinde kendi ihtiyaçlarımızdan yola çıktık.

Sanada ilgili bir yayın çıkardığınızda olan bitenden uzak bir duruş olamaz. Bir tarih yıkılırken kendi kişisel tavırlarımız ve beklentilerimizle hem olan bitene tanıklık yapmak, hem tepkimizi dillendirmek hem de farklı bakış açılarının, dosyaların, incelemelerin, seyirci görüşlerinin bir arada olduğu bir platform yaratmayı amaçladık.

»Tiyatro, sıkıntılı zamanlar yaşıyor. Böyle bir dönemde tiyatro yayıncılığı da çok zorlu olmalı... Aslında tam da böyle bir zamanda tiyatro dergisi çıkartılmalı. Süregiden şeyler karşısında tepkisiz duramıyoruz. Bu ülkede tiyatro oyunları oynanıyor, özgün işler, çağdaş sanatçılar ortaya çıkıyor, tiyatro mekânları yıkılıyor... Dolayısıyla yazmayı gerekli gördüğümüz o kadar çok konu var ki...

Maddi olarak dergiyi çıkartamayacak duruma gelmedikçe, devam etmek gibi bir hedefimiz var. Tabii ki bu kadar değerli insanın bir araya geldiği bir dergi daha çok okunsun istiyoruz ama tiyatroyla kimse ilgilenmiyor, kimse tiyatro yayını okumuyor diye söylemek, aktarmak istediklerimiz varken bunu yapmamak saçma olur. Tiraj kaygısıyla değil nitelikli, inandığımız bir dergi yapmak için yola çıktık. Dergi bir kişiyle bile etkileşime girse bu bir sonuç doğuracaktır diye düşünüyorum. Biraz da derginin içeriğinden bahsedelim mi?

Derginin, Hasan Anamur, Cengiz Özek, Yeşim Öz-soy Gülan gibi değerli isimlerden oluşan bir yayın kurulu var. Yayın yönetmenimizse Tijen Savaşkan, Artshop yayınevi bünyesinde çkıyor. Oyun, Ayşegül Yüksel, Sevda Şener, Selda Öndül, Hasan Kuruyazı-cı, Vedat Demirci gibi çok değerli hocalarımızın yanında genç yazarların da kendilerini ifade edebilecekleri bir dergi.

Bugün tiyatro eleştirmenleri, tiyatro eleştirisini bir meslek olarak görebilecekleri bir platform bulamıyor. Bu alandan mezun genç insanlar dizi senaryosu yazmayı tercih ediyor. Var olan eleştiri mekanizması da çokta suya sabuna dokunmadan işliyor. Biz, örneğin bir oyunu eleştirmen, seyirci ve dramaturg gözüyle masaya yatırarak okuyucunun da bir bakış açısı geliştirmesini sağlamak istiyoruz. Derginin aynı zamanda kaynak niteliği de var. Ustaların ve genç yazarların bir araya geldiği derginin okuyucuya da katkısı kaçınılmaz oluyor. Ayrıca çeşitli dosya konularıyla dekor, kostüm, ışık gibi tiyatronun teknik alanlarını da inceleme konusu yapmak istiyoruz. »Derginin oldukça geniş bir çerçevesi var. Dans, kukla, çağdaş sanatlar, tiyatro mekânları, Türkiye tiyatro tarihi gibi geniş bir içerik dikkat çekiyor.

Çağdaş sahne sanatlarında gelişmekte olan bir hareketlenme var. Klasik tiyatro dışındaki çağdaş tiyatro, dans, dans tiyatrosu gibi alanları görmezden gelemezdik. Özellikle bu alanlarda eleştiri yazan çok az insan var. Onlara da dergide yer verelim istedik. Tiyatro mimarisine ve tarihine karşıysa ayrı bir hassasiyetimiz var. Bu coğrafyada yapılmış çok ciddi işler var. Bunların üstüne gitme ve ortaya çıkartma gibi bir kaygımız var.

Arşiv köşelerinde kalmış Türkiye tiyatro tarihinin önemli köşe taşlarını belgeleriyle okuyucuya sunalım istedik. Günışığına çıkmamış metinler, yıkılmaya terk edilmiş ya da çoktan yıkılmış tarihi tiyatro binaları ve Metin And, Mücap Ofluoğlu, Agop Ayvaz gibi büyük ustalara ayırdığımız bölümlerle-de başta belirttiğimiz tarihsel bellek oluşturma çabamızı sürdürüyoruz.