Google Play Store
App Store

83.kutladığımız ve daha 10. yılın da dört baştan demirağlarla ördüğümüz memleket bir tarım ülkesiydi. Bu memlekette yıllarca övündük durduk; dünyanın kendi kendini doyuran birkaç ülkesinden biriyiz diye. Yerli ma

83.kutladığımız ve daha 10. yılın da dört baştan demirağlarla ördüğümüz memleket bir tarım ülkesiydi. Bu memlekette yıllarca övündük durduk; dünyanın kendi kendini doyuran birkaç ülkesinden biriyiz diye. Yerli malı haftalarında kuru üzüm, kuru dut, incir, ceviz, fındık gibi ürünlerle donattık okul sıralarımızın üstünü. Memleket tarlalarının ürünü pamuklardan Sümerbank dokuması kumaşlarla elişi yapardı kızlar. "Köylü milletin efendisidir" yazdık duvarlara.

Sonra, özellikle şu son çeyrek yüzyılda, ne bulduysak satmaya başladık memlekette. Özelleştirdikçe güzelleştireceğimizi sandık memleketi. Buğdayı, pamuğu, üretip de satamadığımız fındığı ve tütünü de dışardan almaya başladık.

Artık kendi kendine yeten birkaç ülkeden biri değiliz. Hani ufak tefek dereler değil, ortaokul coğrafya kitaplarımızda memleketin belli başlı nehirleri diye öğrendiğimiz akarsular da kurudu, kumdan ve çakıldan yataklarında çöl bitkileri boy gösteriyor şimdi.

On yıllardır gelip geçen cumhuriyet hükümetlerinin izlediği tarım politikalarının sonuçları sadece tarımsal değil, ekonomik ve toplumsal bir "imdat" çığlığına dönüştü bugün. 0 imdat çığlığını sık sık atan, Türkiye çiftçilerinin sesini dünya çiftçilerinin sesine dünya çiftçilerinin sesini de Türkiye çiftçilerinin sesine katanlardan biri, Çiftçi Sendikaları Konfede-reasyonu İnisiyatifi Sözcüsü Abdullah Aysu, TMMOB mitinginde önümüzü kesip "Şu tohum sorununa da bir değinseniz" dedi.

Tohum sorunu dediği Meclis'teki bir yasa. Öyle bir yasa ki, dünyanın çiftçileri "aman dikkat" diye bizim milletvekillerine mektuplar göndermiş. Bakın ne demişler o mektuplarda:

"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin değerli milletvekilleri;

Tarımsal üretimde kullanılan tohumlarla ilgili bir yasayı oylamak üzere olduğunuzu öğrenmiş bulunuyoruz. Bu yasa taslağı çiftçilerin kendi tohumlarını ellerinden alacaktır. Biz Avrupalı küçük çiftçiler, benzer yasalardan çok çektik, hâlâ da çekiyoruz. Tarımsal üretimimiz, her geçen gün çokuluslu şirketlere, onların tohumlarına ve tarım ilaçlarına daha fazla bağımlı hale geliyor.

Avrupa Birliği'nin tercih ettiği yoğunlaşmış tarım modeli bizi çok ağır sorunlarla yüz yüze getiriyor, topraklarımızı harap ediyor, petrol kaynaklı gübreler ve tarım ilaçlarıyla sularımızı kirletiyor, sürekli olarak daha fazla yenile-nemez maddeleri tüketiyoruz.

Avrupa Birliği, milyonlarca küçük tarım işletmesinin ve ancak onlarla birlikte gelişebilen bütün bir biyolojik çeşitliliğin yok oluşuna izin verdi. Binlerce bitki çeşidi yitirilmiş ve onlarla birlikte yüzlerce hayvan ırkı tarihe karışmış oldu. Siz aynı hatayı yapmayın!...

• Bütün çiftçiler kendi tohumlarını ve başka çiftçilerin tohumlarını ekme haklarını sürdürsün.

• Var olan bioçeşitlilik güvencede olmalıdır, böylelikle Türkiye'de çok olan küçük çiftçiler bundan yararlanabilir. Biliyoruz ki, Türkiye uzun tarım tarihi ile devasa bir biyolojik çeşitlilik deposudur. Bu korunması gereken bir hazinedir.

• Küçük çiftçiye hiçbir mali veya idari kısıtlama getirilmemelidir.

• Tarım ürünleriniz, GDO'lardan (Genetik Olarak Değiştirilmiş Organizmalar) kaynaklı her türlü bulaşmadan korunmalıdır....

• Ülkenizde yerel tohumlarını kullanan, geleneksel ve yerel çeşitleri korumak için çalışan bütün çiftçilere yardım edilmelidir.

Yeni bir yol açması için yakınımızda Türkiye gibi bir ülkeye ihtiyacımız var, Avrupa'nın bütün küçük çiftçileri için ve düşük kaliteli standardize edilmiş ürünlere boğulmuş tüketicileri için bir ümit yolunu açacak bir Türkiye'ye. Geniş küçük çiftçi nüfusu ve biyoçeşitliliğindeki zengin-liğiyle Türkiye bu çiftçilere yardım etmek ve tarımsal mirasını korumak ve güvenliğini sağlamak için elinden geleni yapmak zorundadır.

Size ihtiyacımız var!"

Avrupa'nın değişik ülkelerinden çiftçi örgütleri ve sendikaları "Size ihtiyacımız var!" diyorlar. Kendi tohumlarımıza bizim de ihtiyacımız var ve umarım milletvekilleri bu seslere kulak verirler!