Truva atları
Ho
Homeros'un konu aldığı meşhur Truva savaşları akıl almaz entrikaların çevrildiği yıllar boyu süren kanlı savaşlardır.
Mitolojiye göre Çanakkale'nin 30 km güneyindeki Truva'nın ele geçirilmesi, aslında tuzak olan, içi asker dolu tahta at ile gerçekleşmişti...
ATV spor geçtiğimiz hafta Lucescu ile yaptıkları röportaj ile güzel bir işe imza attı.
Röportajda Lucescu'nun Sinan Engin'den "hayattaki en büyük hatam" diye söz edip, Beşiktaş'ın içinde Engin'in takımı bölüp, adeta Truva atı rolünü üstlendiğini ifade ediyordu.
Sinan Engin'in verdiği cevaplar ise hem Beşiktaş'a, hem sportmenliğe, daha önemlisi Kapalıçarşı'da memlekete döviz kazandırarak ekmek parasını kazanan hanutçular için büyük haksızlık oldu!
Özellikle Lucescu için ağıza alınmayacak kelimeler sarf etmesi çok büyük talihsizlik!
Şimdi Lucescu'nun dediklerine kronolojik sıra ile şöyle bir bakalım ;
11 Eylül 2003 Perşembe akşamı Kıvanç Oktay, Ümraniye Tesisleri'ne yapılması planlanan çim saha projesini Serdar Bilgili'nin kendisinden habersiz olarak başkasına verdiği için istifa etmişti. Bu istifaya Oktay ile birlikte Cannes'da bulunan Yıldırım Demirören' de katılmıştı.
İstifalara, bu ikili ile aralarından su sızmayan bir çok konuda da özel destek gören Sinan Engin'in de iştirak edeceği beklenirken , Engin yaptığı açıklama ile görevine devam edeceği söylemişti.( Ancak aradan bir yıl geçtikten sonra , o tarihlerden itibaren kulüpten maaşını almasına rağmen görevine devam etmediğini de açıkça söylemekten geri kalmadı !)
Demirörenler'in avukatı, dönemin yönetim kurulu üyesi Levent Erdoğan istifalara katılmış, ancak ikilinin istifalarından dönmesi ile birlikte kendisi açıkta kalmış, ama sözünden dönmemişti !
Bu tarihe kadar Beşiktaş, uzun zamandır yenilgi yüzü görmeyip rekora koşuyordu .
Yıldırım Demirören ve Kıvanç Oktay, daha sonra yönetim kurulu toplantılara katılmamış, ancak Galatasaray maçı devre arası ve maç sonrası Galatasaraylı futbolcular ile yumruklu kavgalara karışmaktan eksik kalmamışlardı!
Yaklaşık üç ay süren çalkantılardan sonra ise nihayet devre arası gelmişti.
İkinci yarının ilk maçı olan Samsunspor maçına Serdar Bilgili'den intikam almak için Daum'u getirdiği söylentilerine, 1.dereceden akrabası Federasyon Başkanı, maçın hakemi Cem Papila ve Sinan Engin de eklenince dedikodular ayyuka çıkmıştı!
Bu maç öncesi Beşiktaş'ın Fenerbahçe'den 8 puan önde olup 18 aydır dayenilmediği biliniyor...
25 Ocak 2004 tarihi ise önlenemeyen çöküşün miladı olmuştu ! Giunti-Ahmet Dursun kavgası cereyan etmiş ardından da diğer bazı futbolcular Lucescu'nun üzerine yürümeye başlamışlardı !
Başarı dolu takımda önlenemeyen huzursuzluk büyürken, birileri de bıyık altından gülüyorlardı (Bkz. Lucescu Röportajları)
İşin ilginci, ilerki dönemde takımda kavgaların yanı sıra Beşiktaş Travel ile birlikte bir çok skandal peş peşe geliyor ve sonunda da küfürler sebep gösterilerek (!) yönetim istifa ediyordu .
Küfüre tepkiler oluşurken Serdar Bilgili "bana küfür ettirenler benden sonra buraya gelecekler" diyerek bildiği bir çok gerçeği mi dile getirmişti acaba?
Bilgili yönetimi sonrası ise Kaptan Tayfur menajerliğe getirilirken, Lucescu'nun tercümanı Sinan Serhatlıoğlu Lucescu'nun gitmesine ve tercümanlığı başkasının yapmasına rağmen hem kulüp hem de kulübede kalıyordu !
Kendisine verilen bir davette konuşan Demirören "Beşiktaş'ı önümüzdeki yıl şampiyon yapacağız. Ben, maddi ihtiyaçları karşılayıp para vereceğim. Çalışma arkadaşlarımı yapacakları işe göre seçtim. Özümüzü döneceğiz... Beşiktaş'ı borçlandırmanın da gereği yok. Takımımızı ve taraftarı İnönü Stadı'ndan mahrum etmenin de." şeklindeki vaatlerin karşılığının hiçbirini yerine getiremediği gibi, Beşiktaş'ı 8.haftada şampiyonluk yarışından koparmış, maddi ihtiyaçlarını karşılamak için para vermemiş, borç 3 ayda 3 misline çıkmıştı !
Çalışma arkadaşlarına vereceği işleri, dışarıdaki insanlara verilmiş, bedava verilen biletlerin rant kavgası cinayetlerle sonuçlanmıştı. Ardından verilen cezalar ile de taraftar İnönü Stadında maç seyretmekten mahrum edilmişti.
Bunların hepsini bir kenara bırakın d,evletin savcısının 4 yıl ağır hapis cezası istediği; Alaattin Çakıcı'nın 'kadim dostu' olan kişi, gayri resmi sıfat ile görevlendirildikten sonra "Efendim kendisi futbol departmanında gönüllü çalışıyor, biz resmi bir görev vermedik" denmişti ki bu en kötüsüydü...
ATV'nin başarılı yöneticileri ve tüm medya kuruluşları... Alın teçhizatlarınızı elinize, başlayın şimdi Ümraniye'den Acıbadem hastanesine, Akatlar'dan Akaretler'e ve Fulya kontratlarına kadar... Ve başlayın Truva Atları'nı tespit etmeye. Beşiktaşlılar ilk kez bu kadar öfke ve sabırsızlıkla bu atların tespitini bekliyorlar.
Adnan Bostancıoğlu'nun önceki gün Birgün gazetesinde ki yazısında dediği gibi Gerçek Beşiktaşlılar artık temiz kalmaktan başka hiçbir şey istemiyorlar!
Mitolojiye göre Çanakkale'nin 30 km güneyindeki Truva'nın ele geçirilmesi, aslında tuzak olan, içi asker dolu tahta at ile gerçekleşmişti...
ATV spor geçtiğimiz hafta Lucescu ile yaptıkları röportaj ile güzel bir işe imza attı.
Röportajda Lucescu'nun Sinan Engin'den "hayattaki en büyük hatam" diye söz edip, Beşiktaş'ın içinde Engin'in takımı bölüp, adeta Truva atı rolünü üstlendiğini ifade ediyordu.
Sinan Engin'in verdiği cevaplar ise hem Beşiktaş'a, hem sportmenliğe, daha önemlisi Kapalıçarşı'da memlekete döviz kazandırarak ekmek parasını kazanan hanutçular için büyük haksızlık oldu!
Özellikle Lucescu için ağıza alınmayacak kelimeler sarf etmesi çok büyük talihsizlik!
Şimdi Lucescu'nun dediklerine kronolojik sıra ile şöyle bir bakalım ;
11 Eylül 2003 Perşembe akşamı Kıvanç Oktay, Ümraniye Tesisleri'ne yapılması planlanan çim saha projesini Serdar Bilgili'nin kendisinden habersiz olarak başkasına verdiği için istifa etmişti. Bu istifaya Oktay ile birlikte Cannes'da bulunan Yıldırım Demirören' de katılmıştı.
İstifalara, bu ikili ile aralarından su sızmayan bir çok konuda da özel destek gören Sinan Engin'in de iştirak edeceği beklenirken , Engin yaptığı açıklama ile görevine devam edeceği söylemişti.( Ancak aradan bir yıl geçtikten sonra , o tarihlerden itibaren kulüpten maaşını almasına rağmen görevine devam etmediğini de açıkça söylemekten geri kalmadı !)
Demirörenler'in avukatı, dönemin yönetim kurulu üyesi Levent Erdoğan istifalara katılmış, ancak ikilinin istifalarından dönmesi ile birlikte kendisi açıkta kalmış, ama sözünden dönmemişti !
Bu tarihe kadar Beşiktaş, uzun zamandır yenilgi yüzü görmeyip rekora koşuyordu .
Yıldırım Demirören ve Kıvanç Oktay, daha sonra yönetim kurulu toplantılara katılmamış, ancak Galatasaray maçı devre arası ve maç sonrası Galatasaraylı futbolcular ile yumruklu kavgalara karışmaktan eksik kalmamışlardı!
Yaklaşık üç ay süren çalkantılardan sonra ise nihayet devre arası gelmişti.
İkinci yarının ilk maçı olan Samsunspor maçına Serdar Bilgili'den intikam almak için Daum'u getirdiği söylentilerine, 1.dereceden akrabası Federasyon Başkanı, maçın hakemi Cem Papila ve Sinan Engin de eklenince dedikodular ayyuka çıkmıştı!
Bu maç öncesi Beşiktaş'ın Fenerbahçe'den 8 puan önde olup 18 aydır dayenilmediği biliniyor...
25 Ocak 2004 tarihi ise önlenemeyen çöküşün miladı olmuştu ! Giunti-Ahmet Dursun kavgası cereyan etmiş ardından da diğer bazı futbolcular Lucescu'nun üzerine yürümeye başlamışlardı !
Başarı dolu takımda önlenemeyen huzursuzluk büyürken, birileri de bıyık altından gülüyorlardı (Bkz. Lucescu Röportajları)
İşin ilginci, ilerki dönemde takımda kavgaların yanı sıra Beşiktaş Travel ile birlikte bir çok skandal peş peşe geliyor ve sonunda da küfürler sebep gösterilerek (!) yönetim istifa ediyordu .
Küfüre tepkiler oluşurken Serdar Bilgili "bana küfür ettirenler benden sonra buraya gelecekler" diyerek bildiği bir çok gerçeği mi dile getirmişti acaba?
Bilgili yönetimi sonrası ise Kaptan Tayfur menajerliğe getirilirken, Lucescu'nun tercümanı Sinan Serhatlıoğlu Lucescu'nun gitmesine ve tercümanlığı başkasının yapmasına rağmen hem kulüp hem de kulübede kalıyordu !
Kendisine verilen bir davette konuşan Demirören "Beşiktaş'ı önümüzdeki yıl şampiyon yapacağız. Ben, maddi ihtiyaçları karşılayıp para vereceğim. Çalışma arkadaşlarımı yapacakları işe göre seçtim. Özümüzü döneceğiz... Beşiktaş'ı borçlandırmanın da gereği yok. Takımımızı ve taraftarı İnönü Stadı'ndan mahrum etmenin de." şeklindeki vaatlerin karşılığının hiçbirini yerine getiremediği gibi, Beşiktaş'ı 8.haftada şampiyonluk yarışından koparmış, maddi ihtiyaçlarını karşılamak için para vermemiş, borç 3 ayda 3 misline çıkmıştı !
Çalışma arkadaşlarına vereceği işleri, dışarıdaki insanlara verilmiş, bedava verilen biletlerin rant kavgası cinayetlerle sonuçlanmıştı. Ardından verilen cezalar ile de taraftar İnönü Stadında maç seyretmekten mahrum edilmişti.
Bunların hepsini bir kenara bırakın d,evletin savcısının 4 yıl ağır hapis cezası istediği; Alaattin Çakıcı'nın 'kadim dostu' olan kişi, gayri resmi sıfat ile görevlendirildikten sonra "Efendim kendisi futbol departmanında gönüllü çalışıyor, biz resmi bir görev vermedik" denmişti ki bu en kötüsüydü...
ATV'nin başarılı yöneticileri ve tüm medya kuruluşları... Alın teçhizatlarınızı elinize, başlayın şimdi Ümraniye'den Acıbadem hastanesine, Akatlar'dan Akaretler'e ve Fulya kontratlarına kadar... Ve başlayın Truva Atları'nı tespit etmeye. Beşiktaşlılar ilk kez bu kadar öfke ve sabırsızlıkla bu atların tespitini bekliyorlar.
Adnan Bostancıoğlu'nun önceki gün Birgün gazetesinde ki yazısında dediği gibi Gerçek Beşiktaşlılar artık temiz kalmaktan başka hiçbir şey istemiyorlar!