Suriye, İdlib’de hareket halindeki TSK konvoyuna düzenlenen bombalı saldırıda yaşamını yitiren asker sayısı 3’e yükseldi. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) saldırının, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde Arama-Tarama Faaliyetleri sonrası 11 Eylül tarihinde yaşandığını belirtti. Kimin düzenlediği konusunda bir açıklamada bulunmaması ise dikkat çekti.

CİHATÇI FAİLLER NEDEN GİZLENİYOR?

Oysa, İdlib saldırısının ardından dün de Irak’ın kuzeyinde, 1 askerin daha yaşamını yitirdiği çatışmaya ilişkin olarak “Bölücü terör örgütü” ifadeleri kullanıldı. TSK’nin saldırı özneleri arasında neden bu ayırımı yaptığı, birini olaydan hemen sonra ilan ederken, diğer saldırının faillerini niye gizlediği merak konusu.

TÜRKİYE ISRARLA BÖLGEYİ RADİKALLERDEN ARINDIRMIYOR

Aslında saldırıyı kimin yaptığı bilgisi, olaydan bir gün önce Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’'un İdlib’deki duruma dair Türkiye uyarısında gizliydi. Lavrov, bölgede muhalifler ile radikalleri ayırma çalışmalarının tamamlanmaktan uzak olduğunu, Erdoğan ve Putin arasında bu konuda, 2 yıl önce mutabakat yapıldığı halde Türkiye’nin adım atmadığını vurguladı.

NE BM KARARINA NE RUSYA İLE ANLAŞMAYA UYULDU!

Meali şuydu: “Türkiye bölgede, radikallerin temizlenmesi ile ilgilenmiyor.” İşte o radikaller, dönüp dönüp Türkiye ordusunu vuruyor. Askerler yaşamını yitiriyor. TSK ise olayın üzerinde fazla durmuyor! Öte yandan Türkiye ve Rusya arasındaki anlaşma, Birleşmiş Milletler’in (BM) 2254 no’lu kararında da açıkça belirtiliyordu.

KAMUOYUNDAN BİLGİ GİZLENİYOR

BM, İdlib’i, Afganistan’dan bile büyük bir ‘cihatçı çöplüğü’ olarak nitelendiriyor. Türkiye sınırındaki küçük el Kaide devletine yıllardır dikkat çekiliyor. Bunun sadece Suriye’deki olumsuz etkisi değil, Türkiye’ye yansımaları da açıkça görülüyor. TSK, tüm dünyada ilan edilen malumu Türkiye kamuoyundan gizleyebildiğini zannediyor!

SINIRIMIZDAKİ EL KAİDE

İdlib’deki hesap çok basit. Radikalizmin ana rahmi el Kaide. IŞİD de onun karnından çıktı. Ilımlısı serti, birbirinden ayrılıp ayrılıp birleşti. Aralarında çatışmalar da geçişler hiç bitmedi. Örgüt isimlerinin değişmesi ise işin rengini değiştiremedi. Sözgelimi El Kaide, Heyet Tahrir el-Şam’a (HTŞ) dönüştü ama özü aynı kaldı. Açıkçası İdlib, Türkiye’nin müdahil olduğu kapkara bir sınır bölgesi, radikalizmin dünyadaki başkenti.

SERİYET ENSAR EBU BEKİR ES SIDDIK: HEPSİ AYNI

İdlib’de, TSK’nin gizlediği saldırıyı üstlenen örgüt, Seriyet Ensar Ebu Bekir es Sıddık adlı grup. Eylemin görüntülerini bile yayınladı. IŞİD’i referans alan bir örgüt olduğu da, IŞİD içinde bir ketibe (asker bölüğü) şeklinde yer aldığı da ileri sürülüyor. Ebu Bekir es Sıddık’a ait bilgilerden biri de, el Kaide’den kopan Hurras ed Din’in (Dinin Muhafızları) çatısı altında olduğu.

SADECE TSK’Yİ HEDEF ALAN ÖRGÜT

TSK’nin ‘yer vermediği’ bilgiler önem taşıyor. İsmine ilk kez 2018’de rastlanan Seriyet Ensar Ebu Bekir es Sıddık, TSK’yi daha önce de hedef almıştı. Son saldırı ile birlikte EYP, suikast ve intihar olmak üzere toplam 11 saldırı düzenledi. İlkini, 28 Ağustos 2020’deki, Cisr el-Suğur yakınlarında Salah el-Zuhur köyüne yaptı. Türk üssüne yönelik intihar eyleminde, TSK’de yaşamını yitiren olmadı. Daha ilginç olanı ise örgütün sadece Türkiye’yi hedef alması!

O SİLAHLAR EPEYDİR TÜRKİYE’YE DÖNÜK

Türkiye’nin Suriye macerası konusunda, iç çatışmanın başladığı günden itibaren ‘bataklık’ uyarısı yapıldı. Cihadizm ile ilişkiler konusunda önemli endişeler vardı: “Cebinde akrep taşıyanı, akrep sokar.” Uyarılar özellikle 2 notaya ilişkindi; ülke ‘Peşaverleşir’ ve ‘cihatçıların silahları Türkiye’ye döner!’ İkisi de test edildiği görülüyor. TSK ve iktidarın açıklayamadığı da budur!