Türkiye’de futbol iklimi

Deniz YILMAZ

Bir endüstri ve piyasa hâline geldiğinden beri, izlediğimiz futboldan oyun ve hikâye namına bir şeyler bulup çıkarmaya çalışıyoruz. Kayıplara ve unutulanlara rağmen yine de şanssız sayılmayız aslında. Başka bir deyişle oyun ve hikâyeler, zamanın ruhuna direnmeyi başarıyor bir ölçüde. Futbolun ruhuna dair araştırmalar, bu arayışı perçinlerken sahada, sokakta ve tribündeki oyun isteği ve arzusu umutları yeşertiyor.

John McManus, futbolun ruhuna dair araştırmalar yapan bir antropolog. Kaleme aldığı Cehennemden Öte, yazarın Türkiye futboluna ilişkin hikâyeler, futbol olayları ve futbol figürleri üzerine gözlemlerini içeriyor.

McManus, senelerce Türkiye’de yaşamış ve ülke futbolunu hem saha kenarında hem de sokakta izlemiş bir isim. İnsanların futbolla ilişkilerini, futbolcuların oyuna bakışını, taraftarlık kültürünü, futbol dışı olayların oyunu nasıl etkilediğini ve futbol-siyaset bağlantısını inceleyen McManus, memleketi İngiltere ve Türkiye arasında karşılaştırma ve kıyaslamalar yapıyor.

Yazar, kitabı 2015-2017 arası kaleme almış. Türkiye’ye ve ülke futboluna dışarıdan baktığı bir hayli belirgin olan metninde McManus, taraftarları, taraftarlığı ve politika-futbol ilintisini incelerken bir yere kadar “üç büyükler” dogmasında sıkışıp kaldığını da itiraf ediyor.

Cehennem metaforu ve oyun arasında kalan bir futbol portresi çizen yazar, kitabı kaleme almaya nasıl karar verdiğini de anlatıyor: “İnsanlar bana holiganizmi, deplasman taraftarlarını korkutmak için asılan ‘Cehenneme Hoş Geldiniz’ pankartlarını ve 2000’de iki Leeds United taraftarının İstanbul’da bıçaklanarak öldürüldüğü geceyi soruyordu. Deneyimlerim ise cehennem dışında her şeye benziyordu. Türk futbolunu düşündüğümde, daha önce hiç tanık olmadığım oranda sıcakkanlılık, yoldaşlık ve tutku hissediyordum. Aklıma, Fenerbahçe formalarını üzerine geçirip sırf takımlarının maçını izlemek için uçakla Avrupa’nın yarısını kat eden Türk asıllı Londralılar geliyordu. Beşiktaş’ın İnönü Stadyumu’nu düşünüyordum. Yanan meşaleler, dalgalanan pankartlar ve âşık atışmasına benzeyen karşılıklı tezahüratlarla dolu heyecan kalabalığı. Türkiye’de kendimi hiç davetsiz misafir gibi hissetmedim. Yaratılan imaj ile deneyimlediğim gerçek arasındaki fark apaçıktı. Bir kitap yazmam gerektiğine karar verdim. Deneyimlerimi paylaşarak gerçekleri anlatmak ve oluşturulmuş kötü imajı düzeltmek istedim. Bu aslında, Türkiye futboluna yazılmış bir aşk mektubu olacaktı ya da en azından plan buydu.”

Cehennemden Öte, McManus’un Türkiye’de futbolu saha dışıyla harmanladığı bir kitap. Sevilen, romantize edilen futbolun ve genellikle göz ardı edilen gerçeklerin bir arada olduğunu hatırlatan bir metin.