Dünkü yazıda aktardığım Elon Musk'ın 'Twitter Dosyaları', Batı'nın ana akımında fazla yer bulmadı. Küresel çapta ideolojik anlatıyı sarsacak işlere girmemelerini normal karşılamalı. Esasen, ABD hükümetinin Twitter'ı ve diğer sosyal medya platformlarını etkilediği tartışmaları yeni değil. Asıl mesele kavramsal çerçevedeki hızlı değişim ve bu değişimin üzerinden tartışıldığı kişilikler. Herkesi buluşturan 'küresel arena' Twitter bağlamında Elon Musk.

Liberal anlatının 'düşünce, ifade ve basın özgürlüğü' artık geniş bağlamda serbestlik değil, 'insanların hayrı için koruma' üzerinden sunuluyor. Örneğin ABD'de 'aşırı sağı engellemeye çalışan liberal sol', sansür ve karartmanın baş savunucusu. Buna karşı 'düşünce ve ifade özgürlüğünün' bayraktarı Elon Musk 'muhafazakar' cepheye konuluyor. Musk, liberalleri çileden çıkarıyor, onlardan sıtkısıyrılmışların (sağ ve soldan) gözünde 'yıldızlaşıyor'. İçinden çıkılması zor bu denklemin doğrudan ABD iç siyasetini etkileyen ayağı ile ABD devletinin küresel hegemonyası bağlamında dış ayağı var.

Musk'ın ABD iç siyasetinde iki partiye de bağışlarla (örneğin Obama) başladığı denge tercihinde ibresi Cumhuriyetçilere döndü. SpaceX ile ABD ulusal güvenlik devletinden milyarlar kazanan bir askeri yüklenici. Yine Tesla'sı 'yeşil gündeminin' göbeğinde. Girişimleriyle müesses nizamın parçası. Musk'ın Twitter'ından beklentileri olanlar liberal solun sansür ve yalanlarından bırakanlar. Peki beklentilerin sınırlarını ne belirliyor? Elon Musk olgusuna daha eleştirel yaklaşan iki yazıdan dikkat çekici unsurları aktaracağım.

İlki Bryce Greene'nin Fair.org'da 'Musk yönetiminde Twitter ABD propaganda ağlarını desteklemeye devam ediyor' başlıklı makale. Greene, Musk Twitterının paylaşımları ABD devletinin çıkarlarına hizmet edecek şekilde manipüle etmeye devam ettiğini vurgularken, en başta 'devlete bağlı medya etiketlemesine' dikkat çekiyor.

Liberallerin Twitter'ı 2020'de, kullanıcıların karşılaştığı bilgiler için 'ek bağlam' diye tarif ettiği 'devlete bağlı hesaplar' uygulaması başlatmıştı. Twitter, bunu 'insanların bir medya hesabının bir devlet aktörüyle doğrudan veya dolaylı olarak ne zaman bağlantılı olduğunu bilme hakkına inanma' çerçevesine oturturken, bu etiketli hesaplar ve tweet'leri önermeyeceğini belirtmişti. Böylece Twitter'ın insanlığın hizmetinde uyruksuz bir şirket değil bir 'Amerikan şirketi' olduğu görüldü. ABD'nin hasmı devletlerin yayınları damgalandı. Bu iş Rusya, Çin veya İran'ın fonladığı medya ile sınırlı kalmadı. Çalışanların şahsi hesapları da paylarına düşeni aldı.

Musk'ın da uygulamayı sürdürdüğünü belirten Greene aynı koşullardaki ABD medya ve kurumlarına dair detaylı örnekler veriyor. ABD ordusu, FBI yahut CIA hesaplarının 'devlete bağlı' etiketleri yok, en fazla resmi olduklarını içeren 'gri tık' getirildi. ABD devleti ve kurumlarının fonladığı Radio Free Europe/Radio Liberty, Radio Free Asia, Office of Cuba Broadcasting ve Middle East Broadcasting Network'ün hiç etiketleri yok. Hatta ABD Küresel Medya Ajansı'nın (USAGM) 257 milyon dolarlık bütçesiyle en büyük operasyonu Amerika'nın Sesi (VoA), milyonlarca takipçili VoA Çin ve Farsça hesaplarında da 'devlete bağlı' etiketleri bulunmuyor. Sadece 'Dünyanın dört yanından haber ve bilgi kaynağınız' yazıyor.

Twitter'ın politikası, 'devlete bağlı medyayı', 'mali kaynakları, doğrudan veya dolaylı siyasi baskı ve/veya editoryal içerik üzerinde kontrolden' yola çıkarak tanımlarken, örneğin finansmanı Britanya Dışişleri'nden gelen BBC, yahut Kanada hükümetinin CBC'si etiketlenmiş değil. Kamu tarafından fonlanan bu kurumların 'devletten bağımsız oldukları' iddia ediliyor. Yine Katar'ın finanse ettiği El Cezare ve AJ+, İsrail Savunma Kuvvetleri de 'devlete bağlı' sayılmıyor.

Greene, ABD'ye hasım devletlerin medyalarının haber ve yorumlarına 'uyarı pencerelerinin' sürdüğünü belirtirken, platformun 'konular' başlığında Ukrayna çatışmasının Batı anlatısına hizmet ettiğini anımsatıyor. ABD fonlu haber odaları 'güvenilir kaynaklar' olarak sunuluyor. Örneğin bugünkü çatışmada 2014'de Kiev'deki darbeye destek vererek etkili olan NED ve fonladığı Ukrayna medyası. Kyiv Post'un yeniden yapılanması olan Kyiv Independent'ın yanı sıra CHESNO, ZN.UA, ZMiST ve Ukrayna Toronto tv, Vox Ukrayna da 'devlete ait' değil. Greene, ABD devleti fonluları 'bağımsız' sayarken, hasımlarını 'gayrı meşrulaştırma' ve 'şüpheli sayma' uygulamasını sürdürerek Twitter'ın propaganda savaşının aktif katılımcısı olduğunun altını çiziyor.

Musk Twitter'ı aldığındaki tartışmalarda bizzat Biden 'ticari girişimin ulusal güvenlik tehdidi incelemesi' gerektirebileceğini söylemişti. Sebebi Kırım'ın Rusya'ya ait olduğunun kabulünden hareketle diğer bölgeler için referandum önerisiyle kaşları kaldıran Musk'ın, Kiev'e 'bedava' Starlink hizmetine son vermekten söz etmesiydi. Diplomasi önerisi Ukrayna ölüm listesine girince söndü gitti. Washington Post'a göre Starlink çıkışı da Musk'ın 'cömertliğinden' çok ABD hükümetinin USAID aracılığıyla aktardığı paralarla alakalıydı.

Yine Greene Twitter'ın ulusal güvenlik yapılanmasıyla bağlarına atıf yapıyor. Ortadoğu ve Afrika'daki en üst düzey editoryal pozisyon Britanya ordusunun psikolojik savaş biriminden Gordon MacMillan'a ait. Twitter'ın içerik gizlenmesi kararlarını veren Stratejik Müdahale Ekibi'nin başında CIA ve FBI'da çalışmış Jeff Carlton var. Geçen yıl da Twitter saflarına pek çok eski FBI ajanı katılmış.

Greene, son bölümde Musk'ın SpaceX aracılığıyla ABD askeri sınai kompleksiyle ilişkisini detaylandırıyor, bunun 'Mars ve fütürizm, uzayın keşfi' anlatısı ile gölgelendiğini belirtiyor.

İkinci yazı Mintpress'te Alan MacLoad'ın 'Elon Musk hain yabancı değil, tam bir Pentagon yüklenicisi' başlıklı makalesi. Neonazi Azak taburuna Mariupol'de Starlink'le sunulan katkıları anlatan MacLoad, Musk'ın şirketinin savaş makinasında Lockheed Martin ve Boeing gibi bir yeri olduğuna işaret ediyor. 2019'da lityum zenginliğini yabancı şirket talanına açmak istemeyen Evo Morales'in devrilmesi sürecinde Musk'ın bir takipçisine "Kime istersek darbe yaparız! Aş bunları" yanıtını anımsatan MacLoad, Amerikan Enerji bakanlığı ve eyalet yönetimlerinden düşük faizli kamusal teşvikler alan Musk'ın 'başına buyruk' ve 'düzen karşıtlığı' üzerinden tartışılmasını eleştiriyor.

Twitter kapitalist distopyanın altın madeniyken, doğrusu Elon Musk'lı histeriler haddinden fazla yersiz.