Demokrasi; özgürlük, eşitlik ve adalet kavramları üzerine inşa edilmiş bir yönetim biçimidir. Ancak bazen demokrasinin bu ideal hedeflere ulaşmasında zorluklarla karşılaşılır ve halkın umudu sarsılabilir. Bir ülkede muhalefet, bu kritik seçimlerde kaybetse bile, demokrasiye olan inanç ve umudun önemini vurgular. Çünkü demokrasi, herkesin daha iyi bir yaşama sahip olması gerektiğine dair güçlü bir mesaj taşır. Ha mesaj alınır mı alınmaz mı orasına halk karar veriyor. Halk da olmak kolay. Ya sınırdan koşa koşa içeri giriyorsun, ya da parasını verip vatandaşlık alıyorsun. Sorgu sual yok. En güzel vatandaşlık bizim vatandaşlığımız.

Demokrasi, insan haklarına, özgürlüklere ve adaletin sağlanmasına dayanır. Ancak bu ideallerin tam anlamıyla gerçekleşmediği durumlarda umut zedelenebilir. Sanki sonsuza dek kaybedilecekmiş gibi görünen seçimlere rağmen, demokratik değerleri canlı tutarak, umut yeniden alevlendirilebilir. Umut, insanların daha iyi bir geleceğe olan inancıdır. Umut en çorak zihinde, en sağlıksız bünyede bile yetişebilir, yeşerebilir. Hayat varsa umut da vardır, hatta bazen hayat yoksa bile umut toprağın altında bir tohumda yaşıyordur.

***

Herkesin daha iyi bir yaşama sahip olması gerektiği fikri, demokrasinin merkezinde yer alır. Demokrasi kavramı, teoride toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde, her bireye eşit fırsatlar sunar. Ancak bazen siyasi iktidarlar, güçlerini kötüye kullanarak küçük sevimli adaletsizliklere neden olabilir. Hatta iktidar bir noktada gemi azıya alıp komple adaletsizlik içinde de yaşamak isteyebilir. Sonuçta sonsuz bir suç ve rant sarmalının içinde yıllarca kalınca ister istemez sarmaldan çıkmak olmuyor. Bu da iktidarların makus kaderi. Yolsuzluklardan ellerini çekemiyorlar. Aman da mağduriyet yükleniyor. Aman aman… Muhalefet, adaletin sağlanması için mücadele ederek, demokrasinin gerçek anlamını hatırlatır. Adalet, insanların haklarının korunduğu, yasaların herkes için geçerli olduğu bir toplumu şekillendirir. Matematik formülü gibi okunsa da adalet herkese gerekli. Peki ya adalet yoksa onun yerine ne yiyeceğiz?

Demokrasi, insanlık değerleri üzerine inşa edilmiştir. İnsanlık, tüm insanların ortak paydasıdır ve bu payda etrafında birleşmek demokrasinin en önemli özelliklerinden biridir. Muhalefet, toplumun tüm kesimlerini kucaklayarak, insanların farklılıklarını bir zenginlik olarak görmesi gerektiğini hatırlatabilir. İnsanlık, insanların birbirine saygı duyduğu, dayanışma içinde olduğu bir toplum idealidir de bizde de bu idealin sadece küflü bir kısmı kalmış dolabın en alt gözünde.

***

Hayatı sevme isteği, geçici ve kıymetli olduğumuzun farkına varma ihtiyacından da kaynaklanır. Her bir nefes alışımızın ve anımızın değerini bilmek, zamanı daha iyi değerlendirmek ve yaşamı dolu dolu yaşamak önemlidir. Hayatın kaçınılmaz döngüsüne rağmen, her birimizin varoluşu anlam taşır ve bu anlamı keşfetmek için yaşamaya devam etmek önemlidir.

İyi de giderek daha da zorda oynadığımız bu bir seferlik -bir ömürlük- hayat oyununda boşa geçmiş zamana ömür denebilir mi?

Yeni gerçeklik döneminde artık yalanın doğru, pirenin berder, dedelerin torun, Hans, Toni, Coni ve Herkel’in çok tuhaf niyetleri olduğu bir yerdeyiz. Sanki dükkânda camı çerçeveyi indiren kendisi değilmiş gibi kafeslediği halkı, “Biz batırdık, biz toparlarız” gibisinden akla, mantığa, bilime uzak bir mantıkla daha ne kadar avutabilecekler, hep birlikte göreceğiz. Her şey iyiydi de Kanal İstanbul’a başlarlar şimdi, o kötü oldu… Yeni fobi yükleniyor.