Uzay istasyonunda mahsur kaldılar
İstasyon’a kenetlenmesinden bu yana uzay aracı helyum sızıntıları ve itici sorunları gibi bir dizi problemle yüzleşti. Aslen 14 Haziran’da geri dönmesi planlanan astronotların görev süresi “süresiz olarak” uzatıldı.
5 Haziran 2024 günü güneşin altın ışınları Cape Canaveral Uzay Üssü’ne vururken, Boeing’in Florida’dan fırlatılan Starliner uzay aracıyla birlikte umutlar da adeta göğe yükseliyordu. Barry "Butch" Wilmore ve Sunita Williams isimli iki astronot, Boeing Starliner’ın ilk insanlı yolculuğu için Uluslararası Uzay İstasyonu’na doğru yola çıktılar. Tabii o sıralarda dönüş yolculuğunun çok daha belirsiz olacağından tamamen bihaberlerdi.
Starliner, üç haftadan fazla bir süredir İstasyon’a kenetlenmiş durumda ve astronotların dönüşünü geciktiren çok sayıda mekanik sorunla karşılaştı. Bu zorluklar Starliner’ın güvenliği ve güvenilirliği konusunda dünya çapında endişelere yol açıyor.
İstasyon’a kenetlenmesinden bu yana uzay aracı helyum sızıntıları ve itici sorunları gibi bir dizi problemle yüzleşti. NASA ve Boeing mühendisleri sorunları bir bir çözmeye uğraşırken, aslen 14 Haziran’da geri dönmesi planlanan astronotların görev süresi “süresiz olarak” uzatıldı.
Bu görev, Starliner’ın ilk kez bir insan mürettebatı taşıması nedeniyle Boeing ve NASA için aslında epey büyük bir önem taşıyor. Daha önce 2019 ve 2022›de gerçekleştirilen görevlerde de önemli aksaklıklar yaşanmıştı ancak bu fırlatma ile nihayet kalıcı bir başarı elde edilmesi umuluyordu. Uzay aracının beklenenin çok ötesinde yörüngede kalmaya zorlanması, uçaklarıyla da eleştiri oklarına maruz kalan, hatta kriminal soruşturmalar geçiren Boeing hakkında endişeleri katlayarak arttırıyor.
Şimdiye kadarki yolculukta sorundan başka hiçbir şey yaşanmamış olmasına rağmen, NASA’nın Ticari Mürettebat Programı yöneticisi Steve Stich, Wilmore ve Williams’ın "uzayda mahsur kalmadıklarına" inatla dikkat çekiyor. Tabii yetkililerin güvencelerine rağmen iki astronotun Dünya’ya dönüşündeki gecikme, kaçınılmaz olarak bir “mahsur kalma” senaryosu üzerinde durulmasına yol açıyor.
TESTLER YAPILDI
Sorunları anlamak ve düzeltmek amacıyla NASA’nın New Mexico’daki White Sands Test Tesisinde kapsamlı yer testleri yapılıyor. Mühendisler helyum sızıntılarını ve itici arızalarını daha doğru bir şekilde teşhis etmek için uzay uçuşu koşullarını taklit ediyorlar. Bu testlerin birkaç hafta sürmesi ve potansiyel geri dönüşü geleceğe ertelemesi bekleniyor.
Boeing’in program yöneticisi Mark Nappi mürettebatın herhangi bir tehlike altında olmadığını ve “Suni ve Butch”un Dünya›ya geri getirilme vakti geldiğinde aracın ekstradan yüzleşeceği herhangi bir risk artışı olmadığını iddia ediyor. Nappi, verdikleri tüm güvencelere rağmen medyada yapılan haberleri okumanın oldukça acı verici olduğunu da ekliyor.
Aslında mevcut çıkmaz, uzay misyonlarında daha önceden karşılaşılan problemlerden çok da farklı sayılmaz. Mesela Eylül 2023’te yaşanan benzer bir olayda bir ABD’li astronot ve iki Rus kozmonot Soyuz uzay araçlarının tehlikeye girmesinin ardından bir yıldan fazla bir süre ISS’te kalmıştı. Bu tür olaylar, teknolojik gelişmelerden bağımsız olarak, uzay araştırmalarının doğasında var olan karmaşıklıkların ve risklerin altını çiziyor.
ASTRONOTLAR KABULLENDİ
Her ikisi de deneyimli astronotlar olan Wilmore ve Williams durumu çoktan kabullenmiş haldeler: Beklenenden çok daha uzun süreceği belli olan görev sırasında, İstasyon’daki araştırma ve rutin faaliyetlere yardımcı oluyorlar. Eski NASA astronotu Leroy Chiao, her iki astronotun da gerektiğinde neredeyse süresiz olarak ISS’de kalabileceklerini, dolayısıyla hiçbir tehlike altında olmadıklarını vurguluyor. Dolayısıyla kulağa korkunç gelse de aslında ciddi bir tehlike senaryosu içerisinde değiller.
Ama Boeing için riskler özellikle yüksek. Gecikmeler ve arızalar, güvenilirliğin son derece önemli olduğu bir sektör olan uzay endüstrisindeki yeteneklerine ilişkin algıyı tehlikeye atıyor. NASA’nın Ay’a kalıcı olarak insan kolonileri götürmeyi amaçlayan Artemis programındaki potansiyel roller de dahil olmak üzere gelecekteki görevler, Starliner’ın performansına ve bu görevden çıkarılan derslere bağlı olarak pamuk ipliğine asılı halde bulunuyor.
Şu anda Starliner’ın geri dönüşüyle ilgili en acil endişeleri çözmeye çalışan NASA ve Boeing, geri dönüş kararını nihai olarak vermeden önce kapsamlı testlere ve tüm sorunların çözülmesini sağlamaya odaklanıyor; bu nedenle ekip, henüz sabit bir geri dönüş tarihi belirlemiş değil. NASA’dan Stich, tüm verileri gözden geçirmek ve hizmet modülü hâlihazırda yörüngedeyken öğrenebilecekleri kadar çok şey öğrenmek için fazladan zaman ayırdıklarını belirtiyor. Yani gecikme, aslında kontrollü ve istenen bir şekilde sürdürülüyor.
Bu, halen gelişmekte olan bir hikâye ve uzayın ne kadar zorlu bir cephe olduğunu bize bir kez daha hatırlatıyor. Her ne kadar bu tür aksilikler ürkütücü olsa da, bu problemlerin her birinin çözümü, insanlığın bugüne kadar gitme cesareti gösterdiği en uzak mesafelerde özgürce hareket etme kabiliyetine bizi bir adım daha yaklaştırıyor. En nihayetinde uzay yolculuğunun geleceği, bugünün zorluklarından ders çıkarmaya bağlı.
Starliner’ın sonu ne olacak bilinmez; ama ister hedeflerine ulaşsın isterse de başarısız bir denemeyle anılacak olsun, kesin olan bir şey var: Bu yolculuk, yol ne kadar çetrefilli olursa olsun, insanın keşfetmeye ve yeni atılımlar yapmaya yönelik ısrarcı ruhunu yansıtıyor.