Voyager 1 geri döndü
Voyager 1’in hikayesi, insanlığın keşfetme arzusunun ve teknolojik yeteneklerinin bir sembolüdür. Bu küçük sonda, bizden milyarlarca kilometre uzakta, hala bilgi topluyor ve bizlere evrenin derinliklerinden sesleniyor.
Gizem ÇOBAN - @astronomystery
Eskiden üretilen çamaşır makineleri ne kadar sağlamdı değil mi? Yıllarca kullanılan, çok sağlam olan ama sıkıldığımız veya eski model olduğu için değiştirdiğimiz beyaz eşyalar… Benim gözümde Voyager 1 tam olarak böyle. Sağlamlık, kalite, hala işe yarar olması, dönem dönem bozulup, bir müdehale ile yeniden çalışır hale gelmesi. 1977 yılından beri insanlığa hizmet etmiş Voyager 1’den 2023 gibi umudu kesmiştik ama anlaşılan NASA ekibi onu hayata döndürmeye kararlıymış ve başardılar da.
1977 yılının 5 Eylül’ünde, insanlığın uzay serüveninde yeni bir sayfa açıldı. NASA’nın Voyager programı kapsamında fırlatılan Voyager 1, o tarihten bu yana görevine sadık kalarak evrenin derinliklerine doğru yol alıyor. Bu olağanüstü uzay sondası, sadece Jüpiter ve Satürn’ü yakından incelemekle kalmadı, aynı zamanda Güneş Sistemi’nin ötesine geçerek yıldızlararası uzaya ulaşan ilk insan yapımı nesne olma unvanını da elde etti.
47 YILDIR İLETİŞİM KURUYOR
Voyager 1, yaklaşık 47 yıldır Derin Uzay Ağı ile iletişim kurarak Dünya’ya düzenli veri gönderiyor. 722 kilogram ağırlığındaki bu küçük dev, Jüpiter ve Satürn’ün yanı sıra, bu dev gezegenlerin uydularının detaylı fotoğraflarını çekmeyi de başardı. Bu fotoğraflar, o zamana kadar hayal bile edilemeyen ayrıntıları gözler önüne serdi ve gezegen bilimi alanında devrim yarattı.
Ancak Voyager 1’in hikayesi burada bitmiyor. 25 Ağustos 2012 tarihinde, bu cesur sonda heliosferi aşarak yıldızlararası uzaya girdi. Bu, bilim dünyası için büyük bir dönüm noktasıydı. Voyager 1’in bulunduğu mesafeden gönderdiği sinyallerin Dünya’ya ulaşması tam 13 saat sürüyor. Bu, hem teknolojinin hem de insan merakının ne denli ilerlediğinin bir göstergesi.
Voyager 1’in güncellenmiş görevleri arasında, Güneş fasılası ve Güneş rüzgârı partiküllerinin ölçümü ile yıldızlararası ortamın incelenmesi bulunuyor. Üç radyo izotop termoelektrik jeneratörle güçlendirilen bu sonda, 2020’ye kadar Dünya ile iletişimde kalacak şekilde tasarlanmıştı. Fakat bilim insanları, Voyager 1’in daha uzun süre hizmet verebileceğini umuyordu. 15 Aralık 2023 itibarıyla sinyal alımının kesildiğine dair haberler gelmeye başladı. Daha spesifik olarak, Dünya’ya anlaşılmaz veriler göndermeye başladı; normalde ilettiği 0 ve 1’lerin yerini anlamsız sinyaller aldı. 46 yaşında olan Voyager 1 için bu durum sürpriz değildi; zira, hem yaşı hem de Dünya’dan 24 milyar kilometre uzaklıktaki yıldızlararası boşlukta bulunması göz önüne alındığında sağlığının zayıflaması beklenen bir durumdu.
Voyager 1’in azimli ekibi, sadece sorunun ne olduğunu anlamakla kalmadı, aynı zamanda bu sorunu çözmeyi de başardı. Kontrolörler, problemin kaynağını belirledi. Detaylı bir inceleme, soruna neden olan belirli bir çipi ortaya çıkardı. Ekip, kodu FDS (Uçuş veri alt sistemi)’deki yeni bir konuma taşıdı ve 20 Nisan 2024’te Voyager 1 nihayet anlaşılır veriler göndermeye başladı. Ancak, bu veriler sadece dört bilimsel cihazdan ikisine aitti. Şimdi, iki ay sonra, Voyager 1’in kalan iki bilimsel cihazı da yeniden faal durumda ve Dünya ile etkili bir şekilde iletişim kuruyor.
Voyager 1’in tamamen sessizliğe gömülmesi bile görevin muazzam bir başarı olduğunu değiştirmezdi. 1977’de fırlatıldıktan sonra, ana misyonu Jüpiter ve Satürn’ü incelemekti ve bu hedef 1980 yılında başarıyla tamamlandı. (İkizi Voyager 2, Uranüs ve Neptün’ü incelemeye devam etti.) Ancak Voyager 1, durdurulamaz bir yolculuğa çıktı. 2012’de yıldızlararası uzaya girerek bu gizemli alandan hayati veriler gönderdi.
Voyager 1’in üzerindeki altın kaplama plakada, Güneş Sistemi’nin yeri ve Dünya üzerindeki tüm dillerden selamlamalar bulunuyor. Bu plak, belki de bir gün başka bir zeki yaşam formunun eline geçecek ve onlara bizden bir mesaj iletecek.
Sonuç olarak, Voyager 1’in hikayesi, insanlığın keşfetme arzusunun ve teknolojik yeteneklerinin bir sembolüdür. Bu küçük sonda, bizden milyarlarca kilometre uzakta, hâlâ bilgi topluyor ve bizlere evrenin derinliklerinden sesleniyor. Voyager 1, sadece bir uzay aracı değil, aynı zamanda insan ruhunun sınır tanımayan macerasının bir kanıtıdır. Bu macera, bizleri her zaman daha ileriye ve bilinmeze doğru keşfe çağırıyor.